Geçtiğimiz günlerde Radikal Kitap’ın editorü Burcu Aktaş’ın Doğan Egmont’tan “Çarpık Ev” diye bir çocuk kitabı çıktı. Yukardaki satırlar kitaptan bir bölüme ait. O bölümde gökdelenlerle çevrili bir mahallede, mahallenin tek bahçeli evini rüyalarında gören çocukları anlatıyor Burcu. Kitabın genel şiirsel sıcaklığına sadece çocukları değil yetişkinleri de davet eden bölümlerden biri burası. Çocuklar ayrı ayrı ama neredeyse aynı rüyanın içinde, Saksağan Sokak’taki o çarpık evde geziniyor!

Sonra beni aldı bir merak. Başladım sormaya, kaç kişi aynı rüyayı görür, sadece aynı rüyayı görmek için hayal güçleri örselenmemiş çocuklardan mı olmak gerekir diye. Yıllar önce seyrettiğim bir film olan Kübalı yönetmen Juan Carlos Tabio’nun Otobüs Durağı adlı filmini düşündüğüm zaman bu duygunun yetişkinler için de mümkün olabileceğini hatırladım. Filmde bir ortak umut adına bir otobüsü beklemek, o otobüsü beklerken birbirinin içinde gezinen büyük bir rüyanın kollayıcılığında derin derin nefes alıp vermek söz konusuydu. O ya da bu şekilde yetişkinler için de bir umut söz konusuydu demek!

***


Cuma akşamı Richmond Otel’in en üst katındaki Leb-i Derya’da Radikal Kitap için bir buluşma vardı. Radikal Kitap’ın çekirdek kadrosu ile oradaydık. Radikal Kitap’ın hepimizde bıraktığı o özel duyguyu yeniden hatırladık. Ekin ilk çıktığı zamanı, yapılan kutlamayı, ardından bu eke okurun nasıl da sahip çıktığını. Sessizce oluşan ve yıllar içersine yayılan o haleyi seyretmek ne kadar heyecan vericiydi diye düşündüm. Sanırım okuruyla, mutfağıyla, yazarıyla ortak görülen bir düşün her hafta somutlaşmış haliydi Radikal Kitap. Bugün sohbetlerinden keyif aldığım birçok arkadaşı bu ek sayesinde tanıdım. Cem Erciyes, Ümran Kartal, Burcu Aktaş, Muhsin Akgün, Hande Öğüt, Aslı Tohumcu, Derviş Şentekin... Çocukluğumdaki kitap rüyaları Radikal Kitap’ın ismi oldu bir dönem. Aynı rüyanın içinde gezinebilmenin varacağı kıyıydı orası. Cumhuriyet Kitap ve Radikal Kitap’ın arkasından akın eden diğer kitap ekleri insana umut veriyor, kitap okunmayan bir ülkede okura kitabı, hiç değilse tanıtım yazılarıyla ulaştırmanın mümkün olduğu o yolu da hatırlatıyordu. Hiç kuşku yok ki 11 yıla yayılan geleneğiyle Radikal Kitap bu duyguyu fişekleyen bir aracıydı da. Kendi adıma orada hem yazarken hem okurken çok şey öğrendiğimi düşünüyorum ve o rüyanın içine koşulsuzca beni de aldıkları için kendilerine teşekkür ediyorum.

***


O gece İstanbul’un ışıklara yayılan büyüsünü seyrederken Burcu’ya kitabını çok sevdiğimi söyledim. Özellikle de “1962’den beri bilhassa çocukları mutlu eden Feride Bakkaliyesi”ni.

Sanırım Radikal Kitap’ın da zamanında başardığı ve devam ettirdiği husus buydu. Bilhassa kitabı bir yaşam biçimi olarak görenleri mutlu etmesi ve bunu editörü, yazarı, çizeri, fotoğrafçısı ve okuru ile bir çoğulluk içersinde yapması.