Hükümetin IŞİD’e karşı neden sessiz kaldığını PYD Eşbaşkanı Salih Müslim'e yardım şartlarını ortaya koyduğunu da gördük. IŞİD'e karşı Kobane hükümetine yardım şartları ölüm ferman gibi. Hükümet uluslararası kamuoyuna IŞİD yanlısı pozisyonlarını değiştirdiğini anlatmak için kapı kapı gezerken aslında pozisyonunu koruduğunu görüyoruz. PYD ile ilişkilenmelerine baktığımızda da bunu açıkça görüyoruz. Kobane eş başkanı Salih Müslüm ile görüşmeler sonucunda aşağıdaki şartlar tehdit gibi Müslim’in önüne koyulmuştur.

1) Kantonları fes edeceksiniz

2) Kandil'e kulak asmayı bırakacaksınız

3) ÖSO ile Esad'a karşı mücadele yürüteceksiniz

TC Hükümeti Kobane'ye kendinizi inkar etmez ve şartlarımızı kabul etmezseniz topumuz ile tankımız ile sizin katledişini seyrederiz. Hatta seyretmek ile kalmayız. IŞİD'in işini kolaylaştırmak için her türlü çabanın içerisine gireriz. diyor. Bu yardımı da de fakto şeklinde Kobane sınırındaki köyleri insansızlaştırarak yapıyor. Üç tarafı sarılmış Kobane’nin dört tarafı sarılmış olacak ve nefessiz kalması sağlanarak yapılacaktır.

SINIR KÖYLER ASKER EŞLİĞİNDE IŞİD'E KULLANDIRILIYOR

Mürşitpınar, Atmenik, Dewşen, Boyde köyleri boşaltılarak Buralardan IŞİD ile devlet bağı kurularak bu cepheden Kobaninin vurulması sağlanıyor. Kobane sınırında yurttaşların nöbet tutmasının temel nedeni aslında buydu. TC devletinin IŞİD'e verdiği destek sağır sultanın bile dilinde iken bunun önüne geçebilmek Kuzey Kürdistan'da yaşayan hatta Türkiye kesiminden gelen yurttaşlarca nöbet eylemi başlatılmıştı.

IŞİD'İN İHTİYACINA GÖRE SALDIRI

Burada ikinci haftamıza giren barış aktivistleri olarak Asker-Polis ortak saldırılarının Işid'in ilerlemesine bağlı olarak geliştiğini gördük. Şehrin daha dışında iken saldırıların lokal olduğunu gördük. Bu duruma örnek vermek gerekirse Eylül ayının 29'unda gerçekleşecek İnsan zinciri eylemi bir çocuğun taş atması bahane edilerek tüm nöbet noktalarına yöneldiklerini gördük. Biz Milletvekili Demir Çelik, gazeteci ve aktivistler olarak durum tespitleri için köyleri gezmeye ve saldırının boyutlarını görmek için yola koyulduğumuzda Kobane'nin doğusunda yer alan Mertismail köyüne yine asker-polis saldırısı olduğunu gördük. Bir süre bekleyelim neler oluyor bakalım istedik. Bir süre geçti ve neden o bölgenin boşaltıldığını asker tankının YPG bölgesinin vurulduğunu ve o esnada Işid füzesinin karakolun arka tarafından mevziye yerleştirilmek üzere çıktığını gördük. Daha sonra ise oradan IŞİD YPG ye karşı saldırıyı yaptıktan sonra askerin oradan uzaklaştığını ve halkın o bölgeye döndüğünü gördük.

Bu tür olaylar o kadar çok ki bir çok yerden benzeri ihbarlar bize yapılıyor. Son dönemde ise Dewşen, Etmenik, Boyde, Mürşitpınar sınır kapısının etrafı nerede ise tamamen boşaltıldı. Yerel halk ile konuştuğumuzda bu boşaltmaların nedeni söylendiği gibi orada yaşayan halkın güvenliği değil, tam tersine üç tarafı sarılı olan Kobane'nin Türkiye sınırı tarafından da cephe açılmak istenmesi ve Düşürülemeyen Kobane'nin bu süret ile düşürülmeye çalışılmasıdır.

Yine yerel halka konuştuğumuzda IŞİD'in kapı komşumuz olduğunu istemeyiz diyen hükümet yetkililerin tersine Mürşitpınar kapısında YPG bayrağını görmektense Işid bayrağının dalgalanması için hükümetin her türlü caba içerisine girildiği düşünülüyor. Bizim Özellikle Kobane'nin doğu kısmındaki izlenimlerimiz yerel halkın dediklerini doğrular durumdadır.

KOBANE İÇİN SORUMLULUKLARIMIZ

Hükümet çok tehlikeli bir emperyal oyunun içerisine büyük bir hevesle girmiştir. Bu oyunun sonuçları bölgemizde geri dönülmeyecek hasımlıkları ortaya çıkarma anlamında çok tehlikelidir. Bu adım ile hükümet çüzüm sürecinde tamamen havlu atmış durumdadır. Bir tehlike de Kobane için meydanlara çıkan insanlara karşı nerede ise milis gücü gibi hareket eden Kürdistan'da Hizbullah, Batı da ise MHP ve benzeri örgütleri devreye soktuğu çok açıktır.

Bu saldırı silsilesi yeni Türkiye'nin neyin üzerinde yükseldiğini gösteriyor. Bu zamana kadar göstericilere karşı bu denli devlet terörü azıya alındığı dönem görülmemiştir. Asker-polis ve devlet güçlerine bağlı milis güçlerinin nasıl bir saldırı güruhuna dönüştüğünü gördük.

Bu saldırılara rağmen Kobane için serhildanlar Kürdistan ve Türkiye'nin birçok metropoline yayılmıştır. Kobane için geliştirilen serhildanları AKP kendisine bağlı kolluk kuvvetleri ve milis çeteleri ile boşa çıkarmaya çalışmaktadır. Kürdistan'da bunu başaramazlar. Fakat Türkiye kesiminde serhildanların etkisini azaltacak provakasyonlar gerçekleşebilir. Bu durumu önlemek Türkiyeli Muhalif örgütlerin sorumluluğundadır. Kobane yalnızlaştırılmaya tecrit edilmeye ve Kobane devrimi boğulmaya çalışılmaktadır.

Hatta gözü dönmüş olan IŞİD canilerin yarattığı bu imkanı TC devleti fırsata çevirmeye çalışmaktadır. Otuz yıldır PKK yenişememe sürecinin getirdiği intikam duygusu ile çözüm süreci heba edilerek ortadoğu yangın yerine çevrilmek istenmektedir.

Yaşanan bu durum sadece siyasetin alanında kalma düzeyi aşılmış halkların bir arada yaşama istemlerini sönümlendirmeye doğru ilerlemektedir. AKP hükümeti tam da bir arada yaşama duygusunu hedeflemektedir.

Bu yaşanan durumu boşa çıkarmak en az Kürdistan'da gelişen serhildanlar kadar Türkiye metropollerine serhildanların yayılmasıdır. AKP hükümeti IŞİD'e verdiği desteği saklamak için Tüm imkanlarını seferber edecektir. Özellikle kendisine bağlı tüm radikal dinci milisleri devreye sokacağı açıktır. Türkiye metropollerinde Hükümetin bu politikalarını boşa çıkarmak Türkiye muhalefetinin kaçamayacağı sorumluluklardandır. Bugün tarihi günler yaşamaktayız. Dünyanın gücüne karşı ortadoğu da yeni kominal yaşam pratiği kendini savunmaktadır. Durum sadece IŞİD ya da sadece TC devletinin ırkçı emperyal politikaları degildir, Tek kutuplu hale getirilmiş dünyanın içerisinden yeni dünya nüveleri filizlenmektedir. Nerede ise hiç bir zenginliği olmayan Kobane'ye saldırıların nedeni budur.

Neyi savunacağınıza karar verin ya eski sistemi emperyalizmi ya da özgür kantonları çünkü tarih nerede durduğunuzu bir gün yazacak bunu unutmamanız dileği ile.