Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısından bu yana geçmişten beri sosyalizmi savunan sosyalizm yanlısı bireylere yeni bir itibar suikastı başladı. Sosyalist kişi veya kurumlar Putin yanlısıymış, Rusya'nın Ukrayna işgalini açıktan olmasa da subliminal mesajla destekliyorlarmış...

Hemen belirtelim ki, ömrü hayatında bir saniye bile gerçek manada sol ve sosyalist olmamış başını Doğu Perinçek'in çektiği Vatan Partisi ve şurekasından başka hiçbir aklı başında kişi veya kurumun Putin'i desteklemediği ve Rusya'nın Ukrayna işgalini onaylamadığı gün gibi güneş gibi ortada olan bir hakikattır. Rusya'nın Ukrayna işgalini savunmak sola ve sosyalistlere hakaret değilse cahilliktir, akıl tutulmasıdır.

Elbette Rus yanlısı değiliz. Sosyalizm yanlısıyız, sosyalistiz. Dünya gericiliğinin sola, sosyalistlere iftirası, hakareti yeni değildir.

Şimdi bunu biraz açalım. Özellikle 1917 Ekim devrimi ile Rus halkının ve diğer 14 ulustan kardeş halkların sosyalizm bayrağı altında toplanmış olması, dünya emperyalizmine, kapitalist sisteme ağır bir darbe vurdu. Başka bir dünyanın var olabileceğini kanıtladı. Dünya emperyalist sistemi de boş durmadı. Yeni sosyalist rejimini kurma sürecindeki ülkede hemen iç savaş çıkarmaya çalıştılar. Sosyalizmi içeriden yıkmak için ajanlarını ülkeye soktular. Yerli işbirlikçileri ile birlikte sosyalizmin inşasını sürekli baltalamaya çalıştılar. İç kargaşalı bu kaotik durum tam 3,5 yıl sürdü. Ancak başında büyük önder Lenin'in bulunduğu Sovyetler Birliği Komünist Partisi önderliğindeki tüm Sovyetler, sosyalizme sahip çıktı ve dünya gericiliği ve işbirlikçileri sosyalizm karşısında bir kez daha yenildi. Sosyalizmin inşasındaki başarı, ülkede, konut, sağlık ve eğitim gibi bir dizi yaşamsal sorun çözüm yoluna girdi. Böylece Sovyetler dünya kapitalist sistemin derinden yaşadığı 1929 ekonomik bunalımını yaşamadı. Bu durum dünya mazlum halklarının sosyalizme olan sempatisini daha da artırdı...

Dünya emperyalist burjuvazisi de boş durmadı. 2. Emperyalist paylaşım savaşının en önemli hedeflerinden biri, Sovyetler Birliği nezdinde sosyalizmi yıkmaktı. Hitler'in orduları Sovyetleri ortadan kaldırarak dünyayı komünizm ''belasından'' kurtaracaktı. Ama sonuç öyle olmadı. Bir kez daha fena yenildiler. Dünyada sosyalizmin prestiji daha da arttı. Polonya, Çekler, Slovaklar, Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Almanya'nın bir kısmı, Yugoslavya, Romanya sosyalist devrimlerini gerçekleştirdiler. Akabinde 1 Ekim 1949 'da dünya nüfusunun önemli bir kısmını teşkil eden Çin halkı sosyalist devrimini başarıya ulaştırdı. 2.Paylaşım öncesi dünyanın 1/6'sı sosyalist sistemde iken, savaş sonrası bu oran 1/3 olmuştu. Emperyalizm bir kere daha yenilmişti. Dünya mazlum halklarının kalbi sosyalizm için atmaya devam ediyordu. Artık çanlar dünya emperyalist sistemi için çalıyordu.

1952'de bin bir çeşit terör, katliam ve suikastta parmağı olduğu yüzlerce kez kanıtlanan, Gladio, kontgerilla gibi yapıların doğum yeri olan dünya terör örgütü NATO kuruldu. Sosyalizme saldırılar hiç durmadı. Öyle ki, bu kez başını ABD'nin çektiği NATO, emperyalizme, gericiliğe karşı devrim ve sosyalizm, halk demokrasisi mücadelesi içinde olan her yere saldırıyor, darbeler yaptırıyor, iç savaşlar çıkartıyor, kendine bağlı kukla iktidarlar oluşturuyor, halkları birbirine kışkırtarak bölgesel savaşlar çıkartmaya devam ediyordu.

Başını ABD'nin çektiği NATO'yu kuranlar için daha fazlasını söyleyelim. 2. Paylaşım savası sonrası işinize yarayacak Nazileri alıp istihbarat teşkilatlarınızın başına geçirmediniz mi? NATO ile beraber CIA'yi de böyle kurmadınız mı? Soğuk Savaş boyunca Gladio üzerinden birçok ülkede provokasyonlar tertiplemediniz mi? Bu eylemlerinizde yetiştirdiğiniz faşistleri kullanmadınız mı? Şimdi de bugün bir kez daha, dün nasıl Suriye'de cihatçıları kullandıysanız, bugün de Ukrayna'da neo-Naziler üzerinden yeni bir vekalet savaşı vermiyor musunuz? Güya savaşı, militarizmi mahkum ettiğinizi söylüyorsunuz ama sormak lazım, dünyanın en büyük silah üreticisi kim? Dünyada askeri harcamalara en çok para harcayan ülke hangisi? Hangi ülkenin ve müttefiklerinin dünyanın farklı ülkelerinde yüzlerce askeri üssü, yüz binlerce askeri var? Rusya'nın nükleer silahlarından söz ediyorsunuz, iyi güzel de en çok nükleer başlık hangi ülkede ve hangi ittifakta var? Amacınız dünya barışı ve uluslar arası yumuşama ise rakip ülke ve ittifaklarla anlaşarak o başlıkların azaltılması ve sonrasında da külliyen imha edilmesi adına neden sahici bir adım atmıyorsunuz? Sorular çok. Var mı bu sorulara bir yanıtınız?

Bir toplum biçimi olarak insanlığın ilk kez yaşadığı sosyalist sistem, -şimdi burada uzun uzun anlatamayacağım nedenlerle- önceleri 1953'lerde başlayan gerilemeleri sonucu kesin olarak 1990 yılında sistemsel manada çökmesiyle emperyalist sistem sosyalizmin hem teorik, hem pratik olarak bir daha geri gelmemek üzere yıkıldığını büyük bir sevinçle ilan etti. Öyle ki, bir daha geri gelir korkusuyla 1990'dan bu yana otuz yılı aşkın süredir Rusya'yı onurunu zedeleyerek, onu her koşulda ufalamaya çalışarak abluka altına aldı.

Bu arada Rusya geçmişten gelen sosyalizmin itibarını kendi kapitalizmini inşa etme niyeti doğrultusunda kullanmayı ihmal etmedi. Yeni zenginler, oligarklar yaratarak ülkede tam gaz kapitalizmi inşa etmeye başladı. Akabinde karanlık ilişkilerin hakim olduğu mafyatik devlet aygıtını halklar üzerinde bir diktatörlük kurarak, içerideki hakimiyetini sağlamlaştırdı. Aşağı yukarı aynı yolu izleyen Çin'i de arkasına alarak yeni bir emperyalist blok oluşturdu...

İşte gerek yeniden sosyalizm gelebilir tehlikesi veya gerekse Rusya ve gittikçe güçlenen Çin'in oluşturduğu yeni emperyalist blok, ABD, Birleşik Krallık ve AB emperyalistlerini telaşa düşürdü. NATO vakit kaybetmeden bir zamanlar Türkiye'de (1960,1971,1980), Şili'de (1973), Nikaragua, Honduras, Kolombiya gibi Latin Amerika ülkelerinde, Irak ve Suriye gibi Orta Doğu ülkelerinde, Kamboçya, Yemen gibi Asya ülkelerinde yaptığı darbe, katliam türü terör faaliyetlerine aralıksız devam etti. ABD ve AB emperyalistleri, özellikle son on yıldır kaşıyarak derinleştirmeye çalıştığı Ukrayna'daki çeşitli toplumsal çelişkilerden yararlanarak kukla Zelenski'yi kullanmak suretiyle önce Rusya ve akabinde Çin'i de içine alacak şekilde şimdiki savaş ortamını yarattı.

Kısacası, sosyalistler bu savaşta neden Rusya'nın yanında yer alsın? Sosyalistler her koşulda sosyalizmin savunuculuğunu yapar. Sosyalistler bu savaşta da ABD, İngiltere ve AB emperyalistlerinin çıkarları için bir yem olarak Rusya'nın işgaline uğratılan Ukrayna halkının yanındadır. Nitekim Rusya'da, başta Moskova ve Leningrad (Petersburg) olmak üzere önemli şehir merkezlerinde binlerce duyarlı savaş karşıtı kitleler, kendi devletlerinin Ukrayna'ya saldırısını sokaklara çıkarak protesto etmeye başladılar.

Ukrayna halkının da, tüm dünya halklarının da kurtuluşu sosyalizmden, sosyalizmin kardeşliğinden geçer. Emperyalist kapitalist sistem dünya halkları için bir tehlike olmaya devam ettiği sürece bölgesel olarak da olsa haksız savaşlar devam edecektir. Sonuç olarak on günden beri devam eden bu haksız savaşın bir an önce durdurularak Ukrayna halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesinin zemini sağlanmalıdır.

Gerçek kurtuluş sosyalizmdedir, sosyalizmin kardeşliğindedir.