Ülkemizdeki birçok insanın ‘gelecek’ini yakından ilgilendiren bir soru: İkinci kez cinsel tecavüz suçunu işleyen saldırgana ne yapmalı?
AK Parti İstanbul milletvekili Alev Dedegil’in hazırladığı kanun tasarısında tecavüzcüye uygulanması düşünülen ceza, ‘hadım edilmek’ şeklinde anlaşıldı. “Hadım” kelimesi gündeme gelince, doğal olarak, “Osmanlı Sarayı” hatırlandı ve “Acaba bu AK Partililer bir şeriat yasası mı dayıyorlar” sorusu, yeniden popülerlik kazandı.
TV’de “hadım edilme” konusundaki bir sokak ropörtajı izledim. “Bu insan haklarına aykırı” diyenler de vardı, “kökünden kessinler” diyenler de. Birçok kadının “Bu kadar ağır ceza verilmesin” şeklindeki yaklaşımı dikkat çekiciydi.
İlginç bir nokta da, ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, konuyu bir ‘organ kesme’ olarak algıladığını ortaya seren ifadeler kullanmasıydı. Kurumdan şöyle bir açıklama yapıldı: “Organlar Allah tarafından verilmiştir. Yalnızca Allah tarafından alınır.”
“Erkeklik (organı) elden gidiyor” endişesi konuya ilgiyi iyice arttırınca kanun teklifinin sahiplerinden AK Partili Aşkın Aşan şunları söyledi: “Kanun teklifinin hiçbir yerinde ‘hadım’ kelimesi geçmiyor. Hiç kimsenin organları alınmıyor, hadım yok. Hadım kelimesini siz kullandınız ve orada da hata yaptınız. Pedofili suçlularından; 2 yaşındaki çocuğa bile tecavüz eden, onları öldüren, organlarını parçalayan canilerden bahsediyoruz. Bunlar hasta ise bunların tedavi edilmesi gerekiyor. Tedavide kullanılan ilaç, ayda bir vurulan, kadınların doğum kontrolünde kullandığı ‘Depo Provera’ denilen bir ilaçtır.” 

Dünyadaki uygulamalar
Teklif sahipleri bu önlemin birçok gelişmiş ülkede uygulanmaya başlandığını ve giderek yaygınlaştığını anlattılar. İlaçla cinsel isteğin azaltılması ABD’de sekiz eyalette bir süredir uygulanıyor. Güney Kore’de bu ceza şimdilik ‘çocuk tecavüzcüleri’yle sınırlı tutuluyor. Avrupa ülkelerinden İsveç, Danimarka, Fransa ve İngiltere’de ise, faillerin rızasının alınması koşuluyla, ilaç tedavisine başvurulabiliyor. Tabii dünyadaki uygulamaların tam olarak hangi yoğunlukta ve ne şekilde gerçekleştirildiğinin ve konunun teknik altyapısının iyi incelenmesinde yarar var.
Teklifi yapanlardan Alev Dedegil, tecavüzden cezalandırılıp sonra tahliye olanların, ilk yılda yüzde 50’sinin, ikinci yılda yüzde 80’inin aynı suçu işlediklerine dikkat çekiyor. Bu tür insanların ‘hasta’ olarak kabul edilmesi ve yapılanın da ‘ilaçla tedavi’ olarak görülmesi gerektiğini ifade ediyor. 

Erkek egemen dünyanın korkusu
Toplumumuzun en hassas ve kırılgan ‘değer’lerinden birini oluşturan ‘erkeklik’e ‘kimyasal müdahale’yi içeren bu yasa tasarısı,doğal olarak ‘erkek dünyası’nda huzursuzluk yaratıyor. Hatta ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da belirli bir endişe duyduğunu söylemek mümkün. Meclis’teki erkeklerin itirazlarının artması beklenebilir. Sonuçta, ‘erkekliğin elden gitmesi’, ‘vatanın elden gitmesi’ gibi algılanıyor.
Esas olarak bir erkek eylemi olan tecavüzün toplumda yol açtığı travmalar ortada. Erkeklik ve şiddet konusunda geniş kapsamlı bir toplumsal bilinçlenmeye ve ‘psikolojik rehabilitasyon’a ihtiyaç var.
Kadını, çocuğu, üzerinde şiddet uygulanabilecek cinsel objeler olarak algılayabilen erkek egemen anlayışın terbiye edilmesi son derece önemli. Ancak derinlikli bir ‘toplumsal rehabilitasyon’un sadece ceza ve ‘kimyasal müdahale’ yoluyla sağlanabileceğine inanmanın, aşırı iyimserlik olacağını da hatırlatalım…
‘Tedavi’ye çocukluktan başlamalı…