Ege ve Akdeniz sahillerinde tatil yapan pek çok tatilcinin konakladığı yüzlerce tatil sitesinden bir tanesi, 1970'lerde Orta Anadolu'nun bir şehrinde yaşayan aynı meslek grubuna üye bireyler tarafından kurulmuş. Yıllar içinde başka şehirlerden, meslek gruplarından ve ülkelerden insanlar site sakinleri arasına katılmış. Geçen yıllar içinde sitenin ismi genişleyen site sakini profiline uygun olarak değişmiş; site, kurucu meslek grubunun ismi yerine site sakinlerinin toplumsal ve bireysel iddialarını bir nevi ortaya koyan, 'kültür' ismini almış.

Yaklaşık iki yüz haneli site muhtemelen Ege ve Akdeniz'de kendi camisi olan tek tatil sitesi. Cami, bazı site sakinlerinin ve bir takım cemaat bağlantılarının da katkıları ile 1990'larda yapılmış. Sitenin 'laik' ve 'laikçi' kesimleri camiden ve cami etrafındaki sosyalliklerden rahatsızlar. Refah Partisi'nin 1990'lardaki seçim başarıları, AKP'nin 2000'lerde güçlenen hegemonyası ve en son da Ergenekon davası ile bu kesimler kendilerini dört bir yandan sarılmış hissediyorlar. Her ne kadar site sakinlerinin ilişkilerinde uzun yıllardır aynı ortamı paylaşmaktan kaynaklanan bir ahbaplık ve muhabbet egemen olsa da, 'tatile çıkmayan ideolojik ayrımlar' zaman zaman muhabbetleri ağız dalaşına, ahbaplıkları da kırgınlıklara dönüştürebiliyor. Örneğin, vefat eden bir site sakininin ardından dua için biraraya gelen komşular, içlerinden bir tanesinin 'yarabbim herkesin tesettüre girmesini nasibeyle' minvalinde bir şey söylemesi üzerine birbirlerine girmiş ve muhabbetle başlayan toplantı "İzmir'i de sizden alacağız", "Menderes'i bile götürdük size mi pabuç bırakacağız" cinsinden savaş çığlıkları ile son bulmuş. Mevlütte zirveye çıkan husumet, aslında uzun süredir devam eden çatışmanın bir ifadesi.            

Çatışmanın ana konularından bir diğeri de 'Kadınlar Plajıydı.' Plaj, aslında bir kum havuzu olarak sıcak kuma gömülmenin yararlarına inanmış site sakinleri tarafından kıyıdaki kayalıklar üzerine yaptırıldı. Daha sonraları sitede erkeksiz bir ortamda denize girmeyi tercih eden CHP'li ve CHP'siz birçok kadın tarafından fiili olarak kadınlara ait hale getirildi. Ancak zamanla 'Kadınlar Plajı'nın ünü yürüdü ve site haşemalı denize giren birçok kadın ve ailesi için bir 'tatil mekkesi' haline geldi. Hatta site, camisi ve kadınlar plajı ile Meclis'te yaptığı bir konuşmada Erbakan'ın övgülerine bile mashar olmuştu. Site halkına göre, Erbakan'ın konuşmasını izleyen aylarda mutaasıp tatil imkanları ile ilgilenen pekçok vatandaş günübirlik denize girmek, haftalık veya aylık ev kiralamak suretiyle siteyi ziyaret etti. Bu akından rahatsız pek çok site sakini ise 'Kadınlar Plajı'nı haremlikten çıkarmak için her iki plaj cephesinde mücadelesini verdi. Örneğin, sitenin 'açık' kadın ve erkekleri, eşleri kadınlar plajından kendileri büyük plajdan denize giren erkekleri "karılarınızı ordan denize sokup burda 'açık kadınları' mı dikizliyorsunuz len?" diye ana plajdan kovaladılar. Kadın ve erkekli gruplar 'Kadınlar Plajına' çıkartmalar yapıp, oradan denize giren kadınları rahatsız etmek suretiyle plajı erkeklere de açmak için çaba sarfettiler. Bu süreçte Deniz Kuvvetleri plaja komşu bölgeyi kapattı. Bazı sitelilere göre bu, TSK'nın Kadınlar Plajı'na tepkisiydi. Plajı savunan ve site dışından eş-dost-akraba çağırmak suretiyle plajdaki varlığını güçlendirmeye çalışan mutaasıp gruplar için ise kovuşturma plaj dışında da devam etmiş. Evlerinde zikir ayini düzenledikleri ve 'irticai faaliyetlerde' bulundukları gerekçesiyle Jandarma tarafından sorguya çekilen bu kişilerin Batı Çalışma Grubu tarafından da incelemeye alındığı söyleniyor.

Ev sahipleri arasındaki laikçi- İslamcı ayrımı, günübirlikçiler söz konusu olunca ortadan kalkarak ortak bir cepheye dönüşebiliyor. Günübirlikçilerin son yıllardaki artışı sitede sınır ve hizayı korumaya yönelik önlemlerin de artması ile sonuçlanmış. Artık günübirlikçi arabaları siteye giremiyor. Site sakinlerinden birinin sayımına göre Ramazan'dan önceki haftasonu site dışında 200 araba park etmişmiş. Her ne kadar yönetim, arabaların siteye girmesini önlese de, günübirlikçiklerin girişini önleyemiyor. Ama site görevlileri sahilde volta atıp, onları 'hizada' tutmaya çalışıyor. Böylelikle mülk sahipleri ile mülksüzler arasındaki ayrımlar aslında kamuya açık olan sahil şeridinde de korunuyor.

Kıyı yağmasının başka bir adı olan tatil siteleri, belki de tatilin bir parçası olduğu için hakkında pek yazılıp çizilmez ama 'tatile çıkmayan ayrımlar,' ayrımcılık ve dışlama tatil sitelerinin varoluşunun bir parçasıdır.