Üç gündür Pazar günkü adaylar buluşmasını gözden düşürmeye çalışmak, bu münazaranın olumlu tarafını görmemek, karşı tarafı zor duruma sokmak niyetiyle araçsallaştırmak ne kadar saçma!

Moderatör üzerinden yapılan saldırının önce kendi adayına zarar verdiğini bile göremiyorlar üstelik. Yenilgiyi ve kaybedeceklerini anlamış bir ruh halini yansıttıklarının sanırım farkında değiller.

TC Anayasanın hala geçerli kurallarını hiçe sayan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla otobüs üzerinde miting konuşması yapması, taraftarına çay paketi atması ise dünya siyasi literatürüne geçecek bir fiyasko!

Bu ülkenin demokrasi geleneği çok güçlü değil, siyasi tarihi benzer tuhaflıklarla dolu. Toplumun değiştiğini, Türkiye'nin 30-40 sene önceki toplum olmadığını, yeni nesilleri, gençleri farklı yetişen, görüş ufku yenilenmiş, dinamik bir ülke olduğunun farkında değiller.

Kullandıkları eskimiş yöntemlerle arkalarında düşündükleri kitleyi hala çoğunluk sanmaları ne büyük bir yanılgı?

Şu seçim kampanyasında ülkeye yaşattıkları gerilim, hayal kırıklığı, kızgınlık yetmiyormuş gibi seçimin adil ve özgürce olmasını engelleyen tavırlar, söylemler, yakıştırmalar ile ülke yönetiminde kalmalarını daha sorgulanır yaptıklarını anlamıyorlar mı?

Seçim itirazları sırasında kullanılan gerekçelerin inandırıcılığı bir kez daha yıkılmıyor mu?

İktidar bir güven sorunu yaratıp itibar kaybını kendi elleriyle yaratmıyor mu?

İktidarlarının sonuna yaklaştıkça sarıldıkları çareler ülkeyi zor günlere taşıyabilir.

Seçilmiş bir kişinin yönetime gelmesini özür dileme şartına bağlamak gibi garip bir açıklama sanırım seçim öncesi yıpratma taktiğinden öteye geçmeyecektir.

Cumhurbaşkanı tarafsızlığını gölgeleyen bu tür tutumlarıyla şaşırtıcı gelmiyor kimseye ama zarar gören hukuk devleti oluyor.

Çok savundukları başkanlık sisteminin demokrasi ve hukuk açısından yarattığı hazin durum özgür seçimlerle iktidarın değişmesi gibi temel bir kuralı dahi gölgeliyor.

Sanırım gelinen noktada üzerinde durulacak asıl konu bu olmalı. Ama bunun cevabını ulusun iradesi seçimlerle verecektir diye düşünüyorum.

İstanbul seçimleri bu nedenle hem bir sonun hem de demokrasiye sahip çıkmanın bir miladı olacaktır.

Kazanan millet olacaktır. Değişimin yolu açılmıştır...