İnsanlar bizim medyaya güvenmemekte sonuna kadar haklı.

Bakın dün aynı konuda gazeteler ne manşetler attılar.


Taraf
: Şifre palavra, ÖSYM haklı

Radikal: Sınavdaki ikinci şifre

Milliyet: Matbaaya baskın

Hürriyet: Korkumdan konuşamadım (ÖSYM’nin eski başkanının sözleri)

Vatan: Kritik soru

Zaman: Şifre iddiaları çürüdü, kitapçıklarda doğru cevapların yeri farklı

Habertürk: Adil değil, iptal şart

Cumhuriyet: ÖSYM’de şifreli yapı

Bütün gazeteler aynı konuyu haber yapıyor ama birbirine tümüyle zıt görüşler ortaya çıkıyor.

Neydi konu?

Üniversite sınavının basına dağıtılan kitapçığındaki cevap anahtarlarına belli bir “şifre” uygulandığında 40 sorudan 27 tanesinin doğru cevabı bulunuyordu.

Bunu Artvinli bir eğitimciyle bir avukat ortaya çıkarmıştı.

İlk gün bunu üç gazete haber yaptı.

Haber sağlamdı, kanıtlıydı.

Ertesi gün biz de dahil olmak üzere bütün gazeteler ayaklandı.

ÖSYM Başkanı çıktı “biz bir milyon yedi yüz bin öğrencinin hepsi için ayrı ayrı soru kitapçığı hazırladık, hepsinde soruların ve cevap şıklarının yeri değişik. Bir şifre uygulanması mümkün değil,” dedi.

Bir milyon yedi yüz bin kitapçığın ayrı ayrı basıldığı açıklamasını hep birlikte kuşkuyla karşıladık.

Bunun üzerine OSYM bütün öğrencilerin kitapçıklarını teker teker internete yükledi, “buyurun bakın, kıyaslayın” dedi.

Bütün gazeteler internete girip o soru kitapçıklarını indirip incelediler.

Biz de inceledik, ÖSYM’nin açıklaması doğruydu, aradan çektiğimiz on kitapçığı kıyasladık, hepsinde soruların ve cevapları yerleri farklıydı.

Ona rağmen “daha önce açıklanan şifre bunlara uyuyor mu” diye de denedik.

Hayır, uymuyordu.

Bu işlerden anlayanları, dershane sahiplerini, yöneticilerini aradık, onlara sorduk, “şifre buldunuz mu”, onlar da “hayır” dediler.

Hepimiz internetteki aynı kitapçıklara baktık, hepimiz o kitapçıklar arasında “benzemezliği” gördük, hepimiz bize söylenen şifrelerin bu kitapçıklara uymayacağını anladık.

Olayı ilk ortaya çıkartan Artvinli avukat da televizyona çıkıp “ben ikna oldum, şifre uymuyor,” dedi.

Ve, ertesi gün size yukarda verdiğim başlıklarla çıktı gazeteler.

“Biz bir salaklık mı ediyoruz, anlamadığımız bir şey mi var” diye gazetelere de baktık.

“İlk şifre” iddialarını doğrulayan bir şey yoktu.

Kimse, ilk şifre iddialarının uygulanması halinde cevapların çözülebileceği bir kitapçık bulamamıştı.

Ama bunu manşet yapmamışlardı

Sadece Radikal, “başka bir şifre” bulmuştu.

Burada dikkatinizi çekiyorum, “ilk şifrelemeyle” ilgisi olan bir şifre değil bu.


Radikal
iki kitapçık bulmuş, bunlarda, cevap şıkları arasındaki en yüksek rakamın yanındaki seçeneği işaretlediğinizde, bir kitapçıkta “otuza yakın”, bir kitapçıkta da “yirminin üzerinde” doğru cevap bulabiliyormuşsunuz.

Anladığım kadarıyla bu iki kitapçıkta birbirine benzemiyor çünkü birinde “otuza yakın” diğerinde “yirminin üzerinde” doğru cevap bulunuyor.

Ama Radikal de “bunun kasıtlı olduğundan” çok emin değil.

Sonra ortaya benim hiç anlayamadığım “algoritma ve mod medyan” usulüyle “doğru cevabı bulma” iddiaları atıldı.

Bu arada, bazı polis yetkilileri de “şifre uygulandığında doğru cevapların bulunabileceği bazı kitapçıklara ulaştıklarını” söylediler gazetecilere.

Tam deli pösteki sayar gibi bir durum.

İlk şifre iddiaları gördüğüm kadarıyla çöktü ama “şaibe” başka iddialar üzerinden devam ediyor.

Özellikle öğrencilerle ailelerinin aklını tamamen karıştıran bir kaos sürüyor.

Biz yazı işleri ve haber merkezi olarak günümüzün büyük bir kısmını bu şifrelerle uğraşarak geçirdik, anlayanlara sorduk, aklımız erdiğince her yöntemi tarttık.

ÖSYM’nin internete yüklediği yüz binlerce kitapçıkta birbirinden farklı sıralanmış soru ve cevaplara uygulanacak ortak bir şifre bulamadık.

Bütün kitapçıklarda doğru cevabı bulacak böyle bir şifre bulan varsa, bunu bizim gibi “taş kafalıların” da anlayacağı bir biçimde, öyle tahminlere falan dayandırmadan net olarak anlatsın.

Böyle bir şifre bulduğunu söyleyen biri, herkesin anlayacağı biçimde anlatana kadar biz manşetimizin arkasındayız.

Bu şifre palavra.