1992 yılında Deng reformlarıyla Çin’de değişimler başladı ancak; 2000 yılına geldikten sonra ilk defa Çin, Dünya Ticaret Örgütüne katıldı. Bu tarihten sonra ülkenin ihracat rakamlarında sürekli bir artış başladı. Üretim sektörü gelişti. Yabancı yatırımların yüksek olduğu bir ekonomi halini aldı.

Çin ekonomisi güçlü bir dinamizm taşıyor. Eğitim alanında değişimler devam ediyor. Şimdiye kadar binlerce öğrenci diğer ülkelere giderek eğitim gördü. Belirli bir kısmı Çin’e geri dönseler bile, kendileriyle birlikte gelişmiş ülkelerin bilgi birikimini taşıdılar.

Çin silah sanayisi gelişiyor. Bu yüzden Uzak Doğu’daki ülkeler tedirgin. Japonya ve ABD’nin, Çin’e karşı muhtemel bir işbirliği yapması olası görünüyor. Bu gerilimi tırmandıran noktalardan bir diğeri Çin’in hava savunma sahasını genişletmesi ve bu durumun ABD savaş gemilerine müdahale edebilecek noktaya kadar ulaşması.

ABD Çin’deki gelişmelerin farkına vardıktan sonra Orta Doğu’da olumlu bir hava bırakıp, Uzak Doğu’ya yönelmeyi istiyor. Bu yüzdendir ki, İran ile ilk defa sıcak ilişkiler geliştirdi. Hatta ambargo sürecinden zarar gören İran ekonomisinin zararının belirli bir kısmını karşılamayı düşünüyor.

Çin market sosyalizmi olarak adlandırdığı reform sürecine devam ediyor. Her geçen gün üretim sahasını geliştirerek, uluslararası piyasalarda ağırlığını arttırıyor. Örneğin Lenova bilgisayarlar, kısa zamanda Türkiye piyasasında bile boy gösterdi.

Aslında bu durumdan ABD çok gergin görünüyor. Bazı yazarlar ABD’nin Ortadoğu ile meşgul olurken, Uzakdoğu’daki Çin tehlikesini göremediğinden şikayetçi.

İlk defa 37 yıl sonra bir ülke Ay’a uzay aracı gönderebildi. Bu durum Çin’in sadece ekonomik alanda değil, aynı zamanda teknoloji alanında da gelişimini sürdürdüğünü gösteriyor. Japon ekonomisi durgunluktan çıkamazken, Uzakdoğu’da ekonomik liderliği Çin’in alması gözden kaçmayacak bir nokta. Eğer Çin büyümeye devam edebilirse, 10 veya 20 yıl içinde ABD’yi ekonomik alanda geri bırakabileceği düşünülüyor.

Türkiye’nin Çin ile füze savunma sisteminde ihaleye oturması, dünya genelinde dikkat çekti. Türkiye’nin Çin ile yapacağı anlaşmaya NATO ülkelerinin sıcak bakması olası değil. Üstelik bir de Şanghay İşbirliği Örgütü’ne sıcak bakılması Türkiye üzerindeki baskıları arttırıyor.

Çin ekonomik alanda güçlenmesine devam ederken, sosyal olarak hala geride. Ülkede kuralsızlık ve büyük oranda yolsuzluk hala önlenebilmiş değil. Komünist Parti üyeleri zenginleşirken, orta sınıf halk hala kötü durumda. Ancak ekonomi büyüdükçe, orta sınıfa düşen pay da büyüyor.