Bu hafta gösterime girmesi kesin olan Operasyon: Argo filmi ilgili uluslararası platformda çetin tartışmalar yaşanıyor.

1979 İran devrimi sırasında Tahran’da mahsur kalan 6 ABD diplomatının gerçek hikayesini anlatan Operasyon: Argo haftanın en dikkat çeken yabancı filmi.

Genel hatlarıyla Tony Mendez tarafından yazılan Canadian Caper adlı hikayeye dayanan filmin bir benzeri Amerika’da 1981’de bir televizyon filmi olarak gösterilmiş.

2005 yapımı ve çok ses getiren Good Night and Good Luck adlı politik filme imza atan George Clooney, Ben Affleck ve Grant Heslov’un yeni işi olan Argo gerçek olayları anlatıyor.

Hikaye 1981’de televizyon filmi olarak, 2007’de kitap olarak anlatımı denenmiş bir hikaye ancak film hakkında konuşulanlar Argo’nun en sıkı dayandığı kaynağın Joshuah Berman’ın 2007 yılında yayınlanan bir makalesi olduğu yönünde. Makale, üzerindeki gizlilik kararı kaldırılmış CIA belgelerine dayanıyor ve “CIA Tahran’daki ABD’lileri kurtarmak için nasıl bilim kurgu feyki kullandı” başlığını taşıyor.

Bütün bunlar Argo filminin tarihin mikro bir boyutunda yaşanmış gerçeklere ayna tutabilmiş olma ihtimalini güçlendiriyor.

Filmin çekimlerine Ağustos 2011’de Los Angeles ve California’da başlandı. Buna ek olarak Washington ve İstanbul’un da aralarında olduğu birkaç şehirde de da çekim yapıldı.

Filmde bazı İran dili diyaloglar var ancak bu diyalogların İngilizce alt yazısı yer almıyor. Filmde Amerikan aksanlı İngilizce konuşan ve Amerika’da doğup büyümüş bazı Pers-İran kökenli oyuncular da var.

Tabii burada İran medyasının filme yaklaşımı devreye giriyor. Wikipedia’da iranian.com’dan aktarılan bir yoruma göre filmi gören bazı İranlıların 1979’daki Humeyni devrimi sırasında Tahran’daki ABD vatandaşlarına ya da görevlilerine yönelik sert davranışlardan dolayı utandığı not edilmiş.

Bazı İranlıların filmin İran’ı uluslararası kamuoyuna yanlış aksettirdiği için eleştirdiğine yer veren site bazılarının da filmi sadece bir eğlence olarak yorumladığını aktarmış.

ABD genel ve sinema medyasında yapılan eleştiriler ise filmin gerilim, kara komedi ve heyecan niteliklerine vurgu yapıp coşku, şov ve hezeyan gibi duygulara yer vermeyip anlatıma yönelmesine dikkat çekince filmin bir Amerikan propagandası olmadığı düşünülebiliyor. Ama öyledir belki bilmiyorum.

Genelde olumlu eleştiriler alan film için Washington Times’da yapılan tek olumsuz eleştiri filmde yeterince geliştirilmemiş çok sayıda karakter olduğu yönünde.

Ben Affleck'in yönettiği ve başrolünde yer aldığı filmin diğer başrolleri Bryan Cranston, Alan Arkin arasında paylaşılmış.

İngiltere Tahran Büyükelçiliği’ne yönelik olumsuz anlatımıyla dönemin büyükelçisinin sert tepkisine neden olan film, Kanada ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin olaylardaki rollerini de tekrar tartışmaya açtı. 

Film elbette usta oyuncu ve yönetmen Affleck imzasıyla öne çıkıyor ve İngiliz Telegraph gazetesi 44 milyon dolarlık bu Hollywood filminin yılın en iyilerinden olduğunu yazıyor, başroldeki Ben Affleck’in Oskar adaylığına ise kesin gözüyle bakılıyor.