Yeni bir imar affı daha söz konusu gibi. Hazine’nin dibi görününce en çok başvurulan yöntemlerden biridir… Bir kenti, bir beldeyi yasalar eliyle ‘buruşturulmuş kâğıt’ gibi yapan, kakafonik uygulama. Bu uygulamaya uzun meslek hayatı boyunca karşı çıkan çok değerli birini anmak istiyorum. Türkiye’nin ilk şehir plancısı Aron Angel’in; bu konuyu da doğal olarak kapsayan ve kentsel dönüşüm üzerine Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan bir toplantıdan ibret verici bir durumu kayıt düşmek istedim.

ARON ANGEL’İN CİDDİYETİNİN ÖNEMİ ve DEĞERİ
Şöyle bir haberle, değerli şehir plancımızın vefatını öğrenmiştik: Atatürk'ün isteği üzerine İstanbul'un ilk şehir planını çizen, Bağdat Caddesi'yle Vali Konağı Caddesi'nde imzası olan Aron Angel, 94 yaşında kalbine yenik düştü (2010 yılında vefat etti)... Mühendis olan oğlu Albert Angel, babasının hayata üzgün veda ettiğini söyledi ve ekledi: "Babam, 'Koskoca dünya kenti İstanbul hâlâ 1940'larda yaptığımız nazım planına mahkûm. Bir ülke nasıl anayasasız olmazsa, bir şehir de nazım plansız olmaz. Ama İstanbul'un planı yok. Bu çok üzücü' derdi. Yaşasaydı en çok Haydarpaşa Garı'ndaki yangın onu yıkacaktı" dedi.

Aron Angel, 1916 yılında İstanbul Kadıköy'de doğdu. Anne ve babası öğretmen olan Angel, Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi'nin inşaat mühendisliği bölümünden mezun oldu. Sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nde mimarlık eğitimi aldı. Bunlarla yetinmedi. Fransa'da, şehircilik uzmanlığı konusunda iki üniversite daha bitirdi. Sonra yine İstanbul'a döndü. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi'ni bitirdi. Tam 5 üniversite sığdırdı eğitim hayatına... Bilgisini ve emeğini de, en çok İstanbul'un şehirciliği için harcadı.

USTASIYLA BERABER
Bu serüveni, Atatürk'ün çok önem verdiği İstanbul'un dünya şehirleri arasına girmesini sağlamak için, 1936 yılında, Fransa'nın ünlü şehir plancısı Henry Probst'ı İstanbul'da çalışmaya davet etmesiyle başladı. Probst, "Tek bir şartla kabul ederim. İstanbullu öğrencim Aron Angel da benimle çalışırsa" dedi. Atatürk, Probst'un şartını kabul etti. Böylece Probst, İstanbul Belediyesi Nazım Daire Başkanı olurken, Aron Angel da yardımcısı olarak işe başladı. Ustasıyla beraber İstanbul'un ilk ve son nazım planının mimarı olan Angel, 1936'dan 1950'lerin sonuna kadar bu alanda çalıştı. İstanbul'un şehir planlarını hazırladı. Kentten geçecek metroyu, daha o yıllarda nazım planına aldı. Bağdat Caddesi'nde yeni bir hayat yarattı. Ayrık nizamda planlanan caddede; geniş bahçeler, alçak binalarla ferah bir yaşam alanı oluşturdu. Aynı uygulamayı Nişantaşı'ndaki Vali Konağı Caddesi'nde de yaptı. Ama ondan sonra gelenler planlara uymadığı için günümüzde burası karmaşık bir hal aldı.

ARON ANGEL’İ BEN DE TANIMIŞTIM…
Beyoğlu Platformu ve etkinliklerimiz sönümlene yenilene kim bilir kaçıncı kezdir, bütün canlılığı ve kent yaşamına katkısıyla sürüyordu. Sanırım, belediye başkanı A. Misbah Demircan’ın ilk dönemiydi. Pera Palas’ta bir toplantı düzenlemiştik birlikte… 2006 yılının ilgili gününde erken saatlerde buluşup, güzel kurabiye ve kanepelerden alıp çaylarımızı yudumladık. Konuklarımız da gelmeye başlamıştı. Birer çay daha aldık, sonra birer çay daha aldık ama konuşmacı konuklardan mimar dostumuz Korhan Gümüş, ‘Artık salona geçelim’ deyince, geçtik. Saat 10’da başlayacaktık ama yarım saat gecikmiştik. Belediye Başkanımız henüz gelmemişti. Yerlerimize oturduk ve biraz da orada sohbet ediyorken, her zamanki şaşmaz ve aşırı ‘sempatik’ gülümsemesiyle başkan bey içeri girdi ve hepimizi coşkuyla selamlayıp, yerine oturdu. Toplantı açılışı yapıldı ve kürsüye ilk konuşmacı olarak Aron Angel beyefendi çağrıldı.

‘Sayın başkan, çok geç geldiniz ve sizin geç geleceğinizden haberimiz olmadı. Bildirseydiniz öylece beklerdik. Kentin yoğun trafiğini hesaplayıp, bir ev sahibi olarak herkesten önce burada olmalıydınız. Ben, buradayım. Dün 60 yıllık sevgili eşimi kaybettim ve yarın da cenaze törenimiz var. Benimkinden daha önemli ne gerekçeniz vardı, herkes gibi ben de merak ediyorum. Neyse..’ deyip, konuşmasını yaptı ve gitti… Aron beyle bir kez karşılaştım ve hayat dersi aldım… Başkan mı, o hâlâ ve muhtemelen Ankara’daki bir danışmanlık görevini sürdürürken, genişçe gülümsüyordur…

Aron Angel, Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva ile birlikte. Sol başta da kadim dostum ve tarihçi ağabeyim, Naim Güleryüz…