“Anneciğime, babama, halalarıma, teyzelerime ve bilumum amca ve dayılarıma selam ediyorum. Tabii güzel yeğenlerimi de unutmadım, onlarda güzel büyüsünler ve akıllı olsunlar… Komşumuz Şutuna’nın Ev’den Nevcihan teyzeme, kolcu Hıdır dayıya; İmam Şükrettin dayıya ise ses etmeyin, onu pek sevmem. Bu arada yavuklum Kiraz’a da en kalpten selamlarımı kız kardeşim Melahat götürsün. Onu çok özlediğimi bilsin. Buralarda iyiyim ama her an bir cephe açılır ve bizi topluca cepheye yollayabilirlermiş… Şimdilik bu kadar olsun; bu vesileyle büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum… Bahri”…

Geçen yüzyılın başından bir askerin evine mektubu… Kim bilir ne kadar zamanda gelmiştir. Geldiği an ile yazıldığı an arasında neler olmuştur, bilinmez. Haberleşmenin en önemli aracı olan mektup, telgraf ve telefonun icadından sonra da önemini kaybetmemiştir. Mektubun resmi, edebi, açık, özel ve iş mektupları olmak üzere birçok çeşitleri vardır. İş mektupları adından anlaşılacağı gibi yalnız gerekli iş konusuna ayrılır…. Başlangıçta bir haberleşme aracı; ama sonrasında satır aralarına gizlenen duygu ve düşüncelerle; pekâlâ casusluk mektubu olabilmiş. Anneye yazılmış ama eşe ve sevgiliye yollanan satırları da anlayan anlar denecek mektuplara dönüşmüş.. Mesela hâlâ Karadeniz dağlarına çok özel bir haberleşme aracı olarak, haykırmak kullanılır: Gecenin bir vakti, biri evinin önünden bütün vadiye veya dere boyuna doğru “Haahaaayyyy haaaaaaa heeeeeyyyt’ diye, bağırır. Sonra diğer evler ve hatta duyan olursa, yakın köyler bile ‘Haylamaya’ başlar. Böylece gelmesi ihtimal dahilinde olan ayı ve domuzlar kaçar…

Açık mektup bir kimse, ya da bir kuruluşa hitaben basında yayınlanan mektuptur. Tam da bugün içinden bir örnek verirsek; sadece bir gündü 1 milyon imzayı bulan ve İstanbul Sözleşmesi’nden TC’nin tek imzayla çekilmesine karşı sürdürülen kampanya imzaları var. Açık mektup türüdür ve derdini anlatan bir metnin altına imzalar eklenir ve muhataplarıyla kamuoyu bilgisine yollanır… Edebi mektupları sanatçılar edebiyat konularını tartışmak için yazar. Kitaplaşmış örnekleri bile sayısızdır. Güncelliği açısından burada şöyle bir örnek vermek isteriz: Prenses Diana’nın, aile dostu Rager Bramble’a yazdığı mektuplar, açık artırmada satıldı. Prenses Diana’nın el yazısı 36 mektuptan 67 bin 900 sterlin gelir elde edildi. Diana, bu yazışmalarda Prens Charles ile boşanma sürecini, 1993’te intihara teşebbüsünün or-taya çıkmasının ardından yaşadığı sıkıntıları da paylaşıyor. Diana’nın Kraliçe Elizabeth’ten “patron” diye bahsettiği mektup 7 bin 200 sterlinle en yüksek fiyata satıldı. Açık artırmada elde edilen gelir, İngiliz Ulusal Balesi ve Genç Müzisyenler Senfoni Orkestrası gibi Diana ve Bramble’ın desteklediği organizasyonlara bağışlanacak. Özel mektuplar ise şahısların birbirlerine yazdığı bildiğimiz mektuplardır. Genel olarak bir posta hizmeti özel sektör veya kamuya ait olabilir. Hükümetler özel posta hizmet servislerine sık sık sınırlama koyar.

Edebi Mektuplar: Edebi mektuplar; yazarlar, içerikleri ve ifade şekilleri ile özel mektuplar içinde ayrı yer tutar ve ayrı şekilde ele alınırlar. Edebi mektuplarda, mektubun yazıldığı dönemin edebiyat ve düşünce olayları yer alır. Yazar, karşısındakine öğüt verir, yol gösterir. Eski dönemlerde, bu tür kişisel edebi mektuplar, "Mektubat = Mektuplar" adı altında toplanır ve geniş kitlelerin de okuyabilmesi için yayımlanırdı.

Düşünce ve edebiyat alanındaki görüşleri sergilemeleri bakımından mektupları yayımlanan yazar ve şairlerimizden bazıları şunlardır: Ali Şir Nevai (XV. yy.) Kınalızade Ali (XVI. Yy.) Veysi (XVII. yy.) Ragıp Paşa (XVIII. yy.) Namık Kemal (XIX.yy.) Ahmet Hamdi Tanpınar (XX. yy.) Ayrıca mektup tarzında eleştiri, seyahatname, roman, hikaye, şiir gibi yazılı kompozisyon türlerinin (edebi türler) de yazıldığı görülmektedir.

Mektup sözcüğü dilimize Arapça'dan geçmiştir. Bir başka kimseye gönderilen yazılı kâğıt, yazılmış olan anlamlarını taşımaktadır Türkçesi "betik"tir. Diğer edebiyat türlerinden ayrı olarak belli kalıplar edinmemiştir. Mektup bir düzyazı olarak giriş, gelişme ve sonuca sahip olabilir. 20. yüzyıldan beri bilgisayar aracılığıyla sanal olarak yapılan yazışma türüne de elektronik mektup (email) denir.

MEKTUPLU KİTAPLARDAN ÖRNEKLER…

Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar

YAPI KREDİ YAYINLARI

Duyguların, duyumların, düşüncelerin dolaysız, sade, birebir aktarımıdır mektuplar. Hele de "en yakın" arkadaşa, bir "can dostu"na yazılmışsa, yazılan Leyla Erbil, yazan da Tezer Özlü'ysem... bu mektuplar, okuru bir başka boyuta taşıyor.

***

Ece Ayhan: Hoşça Kal / İlhan Berk'e Mektuplar

YAPI KREDİ YAYINLARI

"...'kalmış' üç-beş arkadaşla bir şeyler yapmaya çalışıyorum yalnızca, adımlarımı dikkatle atmak zorundayım, yazmaklardan başka bir kurtuluş yolu olmadığını nasıl biliyorum öyle olur. Sen iki son mektubunda da bu yazmaklar teline dokunmuşsun, ki doğrudur. (...) 'Dünyadan şikayeti keselim' sözün çok hoşuma gitti…”

***

Vincent Van Gogh: Theo'ya Mektuplar

YAPI KREDİ YAYINLARI

Vincent Van Gogh’un on yedi yıl boyunca, intiharından iki gün önceye dek kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplar, sanatçının Auvers-Sur Oise’da noktalanan yaşamından ve yaratım sürecinden bir kesiti sunuyor.

***

Gurbetname
Süheyl Ünver - Uğur Derman Mektuplaşmaları

KUBBEALTI NEŞRİYAT

…Altmış yıl karşılıklı saklanmış mektuplar... Uğur Derman, Süheyl Bey’in kendisine yazdığı mektupları bunca sene muhafaza etmiş. Süheyl Ünver de Uğur Bey’in kendisine yazdıklarını diğer pek çok evrakıyla birlikte Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağışlamış. Öyle titizlikle saklanmış ki bu mektuplar, insanın aradan bunca yıl geçtiğine inanması hakikaten zor oluyor. Bunlar hoca-talebe mektupları olmanın çok ötesinde, aynı zamanda iki dostun ve gönüldaşın mektupları... Aralarındaki onca mesafeye karşın kopmamış bir bağın ve vefanın çok güzel örnekleri…

***

Nezihe Meriç / Orhan Suda: Aix Londra-İstanbul Mektupları

YAPI KREDİ YAYINLARI

Mektubun gün biterken ulaştı elimize. Cumartesi’ydi. Avignon’dan dönmüştük. Kale içine kurulmuş o tiyatro-şehirden yorgun argın dönmüştük. Üzerine “Dost Dergisi ve Yayınları” yazılmış bir zarftan çıkıverdin karşımıza. Tek gözlü evimize buyur ettik seni. BBC’nin Türkçe yayınını dinledik birlikte. Sonra mektubunu tekrar okuduk.
Orhan Suda

***

Ece Ayhan: Hoş Çakal Hoş Tilki
Enis Batur’a Mektuplar

ÇOLPAN KİTAP

Ece Ayhan, “Hoş çakal hoş tilki” diye bitiriyor, Enis Batur’a yazdığı bazı mektuplarını. Hayatla olduğu kadar mektubun muhatabıyla da iyimser bir ilişkiyi bildiriyor bu son sözler; ayrıca Ece Ayhan’ın dille oynamayı sevdiğini de işaret ediyor. İlk mektuplar, 1974’te beyin ameliyatı için gittiği Zürih’ten. Sıkıntılı günlerinde, hem edebiyat ortamından hem de dost ve arkadaş diye bildiklerinden yakınıyor.

Bu arada Enis Batur’un Mektup adlı bir kitabının olduğunu da hatırlatalım…

***

Mektuplar - Hermann Hesse / Thomas Mann

TİMAŞ YAYINLARI

İnsanların kendilerini bu kadar aynı, bu kadar kaba ve cahilce ifade ettikleri dünyada, gerçek bir dilde, gerçek bir kişi tarafından yazılmış gerçek bir mektup almak, zor bulunur ve çok kıymetli bir şey.

***

Pierre Loti'nin Mektupları ve Son Kitabı: Türkler ve Ermeniler

BİLGE KÜLTÜR SANAT

Pierre Loti’nin Türklere karşı ilgisi 1876’dan sonra başladığı veya daha yoğun hâle geldiği tahmin edilebilir. Zira o tarihte Selanik Limanı’na gelen Fransız gemisinde bulunan Loti, iki buçuk ay gibi uzun sayılabilecek bir süre bu şehirde kaldı. Selanik o tarihte Hristiyan, Yahudi ve Müslüman unsurların -hâlâ- barış içinde iç içe yaşadığı bir şehirdi. Burada yaptığı gezintilerle Osmanlı toplumsal yapısını, birçok unsuruyla kıyaslayarak anlamaya çalıştığı açıktır.

***

Guilleragues Kontu: İstanbul Mektupları

KIRMIZI YAYINLARI

Guilleragues kontunun mektupları, yalnızca yazarı büyük klâsiklerden birini, “Portekiz Mektupları”nı kaleme aldığı için önemli değil bizim açımızdan: Bu mektuplar, XVII. Yüzyılın son çeyreğinde, İstanbul’dan Fransa’ya doğru, Kral’a ve Racine ayarında muhataplarına yazılmış, Osmanlı başkentiyle, buradan yurtdışına gönderilen eski eserlere ilişkin ayrıntılarla, kıymetli gözlemlerle dolu belgeler.

***

Zeynep Kerman: Tanpınar'ın Mektupları

DERGÂH YAYINLARI

Mektuplarda okuyucu bu değerli şahsiyetin iç dünyasına girecek, onu yakından, arzuları, merakları, dikkatleri, acı ve ıstıraplarıyla tanıyacak; eserlerindeki mükemmeliyete ulaşmak için geçirdiği çetin hazırlık devresinin buhranlarını yaşayacaktır

Yazıyı salimen bitirdik ama iki önerimiz var: İlki; aman sağlığınıza çok dikkat edin. İkincisi de hapishanede çile çeken yakın/uzak dostlarınıza mektup yazın. Öyle heyecanla alıp satır satır okuyorlar ki, bilemezsiniz… İlla vardır birileri ve olmasa da tanışlık kurun ve yazın lütfen…