Bir devlet bayramı olan 29 Ekime sayılı günler kaldı. Geçmişten beri üstten dayatılan bayramları halklar yadsımıştır. Tören alanına zorla götürülmemişseler, büyük oranda körler sağırlar birbirini ağırlar misali devlet erkanı baş başa kutlamıştır. Roboski'de önümüzdeki hafta ile birlikte yani 29 Ekim Perşembe günü bayram değildir, biz o gün yaşadığımız katliamın 200. haftasını dolduracağız.

Tam 200 haftadır hiç bir 'devlet bayramı' kutlaması yapmadık, hatta bize bayramı olmayan devleti her fırsatta protesto ettik, etmeye de devam edeceğiz. Faili devlet olan yasadığımız katliam için, her türlü saldırıya rağmen mücadelemizi sürdürdük ve sürdürmeye devam edeceğiz.

Roboski halkının, ailelerinin ve Kürt halkının dostları, yaşadığımız Roboski katliamı için verdiğimiz mücadelede başından itibaren yanımızda oldu, olmaya devam edeceklerini iyi biliyoruz. Biz Roboski’de yaşayan barış aktivistleri olarak, dostlarımızı bir kere daha sokağa Roboski’ye ‘adalet istiyoruz’ diye haykırmaya davet ediyoruz. Hesaplaşılmayan her katliam bir sonraki katliamın meşruiyetini sağlar. Kobani, Suruç, Diyarbakır ve en son yaşadığımız Ankara katliamı bunların birer örneğidir bunu unutmayın .

Roboski katliamının 200 haftası vesilesi ile sokağa inin hesap sorun!

Biz bu katliamın hiyerarşik şekilde işlendiğine inanıyoruz. Bu yüzden başta dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, o dönemin başbakanı ve bugün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan , bugünlerde emekliliğe ayrılan Genelkurmay Başkanı Necdet Özer ve hiyerarşik şekilde katliamda sorumluluğu olan diğer askerler, ve ayrıca o dönemin Vali ve kaymakamı Roboski katliamından sorumludur.

Biz Roboski katliamının olduğu ilk günden itibaren bu katliamı devlet yaptı dedik ve mücadele hattımızı bunun ışığında belirledik. Bu katliamı yapanların yargı önüne çıkarılması için her gün elimizden geleni yaptık. Elbette elimizden geleni yapmamıza rağmen, hukuksal anlamda bir karış dahi yol alamadık Geçmişte olduğu gibi katliamlar da cezasızlık devlet politikası olarak devam ediyor .Bu cezasızlık hali sürdüğü sürece, her türlü insanlık suçu işlenmeye devam edecek.

Bu yüzden var olan bu cezasızlık halini sona erdirmemiz için mücadele etmemiz ile katliamların sona ermesinde doğrudan ilişki vardır.

Bu nedenle;

Roboski halkı ve aileleri ile dayanışmak isteyen tüm dostlarımız, katliamları kaderimiz olarak kabul etmek istemeyen tüm sağ duyulu kamuoyu , bulundukları şehir ve kasabalarda , anayasanın bize tanıdığı haklar çerçevesinde , demokratik teamül içerisinde kalarak, yukarı da belirttiğimiz sorumlular ile ilgili, ayrıca bayramı olmayan çocuklar için 29 Ekim 2015 perşembe günü protesto eylemleri geliştirmelidir.

Yaşadığımız katliamlar kaderimiz değildir unutmayın!