Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan Sivas’ta konuşurken, KİT’lerde çalışan taşeron işçiler, işsiz kalma ve açlığa talim etme korkusuyla civar şehirlerden kalkıp miting meydanına gelip seslerini duyurmaya çalıştılar. Erdoğan’ın karşılığı sert ve esnek olduğu kadar ilginçti;
“Bak kardeşim, Biz kitlere falan hepsine kadrolarını verdik, bizden bir şey beklemeyin. Ve şu toplantıyı da provoke etmeyin. Her şeyi verdik, her şeyi verdik. Alışılmış bir siyasetçi değilim, Alışılmış bir lider de değilim. Provoke etmek suretiyle, lütfen. Samimi olalım, dürüst olalım. (Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber sesleri yükselir ve bunun üzerine Erdoğan sözün akış yönünü değiştirir). Kardeşlerim, bakınız, bizler Kandil'de, Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te terörle mücadeleyi verirken, onları sıfırlarken, temizlerken, sizin söylediklerinize bakın...”

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan bir başka gün ise şöyle seslendi; “Devlet nasıl teröristlerin Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te mağaraların içinde işini bitirdiyse; halde terör estirenlerin işini de biz en kısa zamanda bitiririz.”

Ve sonra Başkan’ın sabrını yine taşırırlar: “Ne diyorlar; domates, patlıcan, patates, sivri biber... Düşünün bir merminin fiyatı nedir, düşünün!”

Aynı zihniyet Sümerbank’ı çatır çatır satarken, “devlet bez mi üretir?” tezini dile getiriyordu. 2. Dünya Savaşı tüm dünyayı kasıp kavururken, Türkiye’yi bu harpten uzak tutmuş olan İsmet Paşa’nın dönemindeki kuyruklar seçim çalışmalarının belli başlı lakırdılarından olmuştu. Oysa o zamanlar tütün, tüp gaz gibi ithal ürünlerin kuyrukları vardı ve tecrit edildiğimiz bir zaman dilimi söz konusuydu. Şimdi ise bahçeye bile ekseniz ürün alabileceğiniz meyve ve sebzelerin kuyruklarında vatandaş saatlerce bekliyor. Beklemesi sonunda çarşı, pazar ve marketten üç kuruş daha ucuza ve sınırlı bir miktarda bu temel yiyecek maddelerine, gıda malzemelerine sahip oluyor. Devletine duacı oluyor... AHaber’in sunduğu üzere; “Hem taze, hem ucuz…" (Bir de ‘helal’ ifadesini ilave etselerdi bari!).

Daha da ilginç bir durum, yapılan röportajlardan görülüyor ki, bu Ak Parti kuyruklarında bekleyen vatandaş halinden hiç de hoşnutsuz değil. Aksine, mikrofon uzatıldığında, dış güçlerden, masonlardan, Suriye’deki başarılarımızdan, Cumhurbaşkanımızın dik duruşundan, II. Abdülhamit’ten, Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın başında olduğu zamanki hastane çilelerinden veya başörtülü bacılarımıza uygulanan çirkin ve uygunsuz davranışlardan söz ediyorlar. Neredeyse saatlerce kuyrukta inlerken, aynı zamanda 50 sene önceki kuyruklardan bahsedenler türemiş. Bizim sahip olduğumuz bu “gen havuzu”, akıl almaz bir evrimsel arızaya yol açmış görünüyor. Netice; Vatan sathı koskocaman bir South Park’a dönüşmüş durumda...

Türkiye’de spor ve siyaset hakkında herkesin bir fikri vardır. Bu fikirler, özellikle siyaset alanında, %99,99 oranında takip edilen yayınların, gazetelerin manşetlerinin (veya başlıca spor yorumcularının heyecanlı yorumlarının) ezberlenmesi ve tekrar edilmesi şeklindedir. Spor ve siyaset konusunda hiç okumadan, düşünmeden, beyninizi yormadan ve zahmet etmeden birtakım ‘düşüncelere’ sahip olmanız mümkündür.

Ne güzel demiş Fernando Pessoa; “Siyaset, nasıl yönetildiklerini anlamadan toplumları yönetme sanatıdır... Siyasi fikirlere sahip olma, hiçbir fikre sahip olmamanın en kolay yoludur...”

Şirketinin otelleri mensup olduğu kabinenin yasalaştırdığı imar affından faydalanan yerli ve milli Turizm Bakanından sonra, vatansever insan, medya kralı ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Demirören İddaa ihalesine katıldı. Zaten diğer teklif sahibi de (Turkcell CEO’su) Federasyon üyesi fakat kendisi en azından istifa etti. Başkandan ise tık yok, niye istifaya tenezzül etsin ki? Büyük medya patronu ve sporun patronu Demirören, hanedanlığına İddaa’yı da katacak gibi görünüyor. Nasıl olsa bir hukuk devleti değiliz, sadece sakince izleriz biz... En önemli kamu bankalarımızdan Ziraat Bankasının 2,3 milyar ve Halk Bankasının 1,3 milyar lira zarar açıkladığı Türkiye’nin hâlihazırda durumu şöyle bir şey; Uçurumun kıyısında dans ediyor... Hayırlısı olsun Türkiye!