19 Mayıs’ı nasıl kutlamalı diye tartışarak geçti geçen hafta. Malum, stadyumlarda yapılan kutlamalar kaldırıldı. Gençliği homojen bir bünye olarak terbiye etmeye çalışan törenler arkaikti. Zaten bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcına işaret eden bir günün stadyumlarda gerçekleşen askeri bir cimnastik gösterisine dönüşmesi başlı başına bir tuhaflıktı. Stadyum gösterileri kaldırıldı diye Cumhuriyet yıkılıyor diye kaygılanmanın anlamı yok.
Ancak gösterilerin yerine konanın da AKP’nin temsilcilerinin ve onların yaverlerinin belirttikleri üzere bir ‘halk bayramı’ olduğuna inanmak güç. Sivilleşmenin kriterini salt stadyum dışı kutlamalara indirgemek, basit bir şekilciliğe hapsolmak demek.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 15-21 Mayıs arasında düzenlediği stadyum-dışı ‘Gençlik Haftası’ etkinliklerine bir göz atalım. Neler öngörülmüş? Pek sivil pek güzel şeyler.
Mesela artık tanklar resmi geçit yapmayacak. Onun yerine gençlerin gerçekleştireceği ‘mekanik tabanca atış gösterisi’ var. Başka neler var mönüde? Radikal’in haberinden alıntılıyorum: “Wushu, muaythai, wai-kru, kata gibi savaş sanatlarının yanı sıra yağlı güreş, tekwando ve vücut geliştirme de yapılacak”. Ayrıca ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinin hatırlattığı Osmanlı dövüş sporu matrak da programda yer alıyor.
Militer olmasın diye stadyum gösterileri iptal edilirken onların yerini paramiliter bir gençlik gösterisi alıyor.
19 Mayıs 1919’un yıldönümünü kutlayalım. Nasıl kutlayalım?
Birbirimizle güreş tutalım, savaş sanatlarını icra edelim, matrakçılık yapıp, mekanik tabanca atışıyla nasıl da sivilleştiğimizi cümle âleme ispat edelim. Zannederim birileri böyle düşündü ki, Gençlik Haftası programı bu şekilde belirlendi.
Stadyumda tanklar gençsin diyenlerle yağlı güreş ve mekanik tabanca hizbi birbirleriyle takışadursun, 19 Mayıs’ta bir üçüncü anma vardı.
İstanbul, Taksim Meydanı’nda toplanan bir grup 19 Mayıs’ta kaygı duruşunda bulundu. Tank, tüfek peşinde değillerdi, birbirleriyle güreşmediler. Halihazırda 600’e yakın öğrenci tutukluyken bir ‘gençlik bayramı’ kutlamayacaklarını ilan ettiler. Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi şu açıklamayı yaptı:
“Gençlik bu sorunlarla boğuşurken, nefes alamazken 19 Mayıs’a dair bir bayram kutlaması tartışması devam ediyor. Memlekette gençliğin hiç sorunu yokmuşçasına bu anlamsız tartışmaların devam etmesi; gençliğin esas gündeminin, yoksulluğun, paralı eğitimin, tutuklamaların perdelenmesinden başka bir işlev görmemektedir. (...) 19 Mayıs’ı gidin saraylarda kutlayın. Nasıl olsa gençlik sizin bu 19 Mayıs parodinizin kuklaları! Biz kutlamıyoruz.”
19 Mayıs’ın özü kaybedildi mi kaybedilmedi mi tartışması bir parodi boyutunda devam ederken bayramın sadece nesnesi haline gelmiş gençlerin sorunlarının özü kaybolup gidiyor.
Bu sebeple bu 19 Mayıs’ın ‘günün anlam ve önemine uygun’ tek anması tutuklu öğrenciler için yapılandı.
Uludere’de öldürülen gençleri ise 19 Mayıs’ta bir anan çıkmadı. Onun yerine Heron mu daha iyi iş çıkartıyor yoksa Predator mu tartışması yürüyor.
“Not: Prof. Dr. Büşra Ersanlı 200 gündür tutukevinde!
Özgün akademik çalışmalarını ve yasal siyasal faaliyetlerini, yasadışı bir eylemlilik ve şiddetle ilişkilendirmek suretiyle Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın akademik ve politik kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışan ve hukuk adına hukukdışılığı meşrulaştıran siyaset kültürünü ifşa etmek üzere, Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın 200 gündür tutukevinde bulunduğunu hatırlatıyoruz.
Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın, geniş bir yelpazeye yayılan akademik yetkinliğini, en temel vatandaşlık hakkı olan siyasal katılım hakkını kullanarak, Türkiye siyasetinin can yakıcı sorunlarından olan Kürt meselesinin çözümüne katkıda bulunmak üzere vakfetmesinin şiddetle ilişkilendirilmesi ve hukuken cezalandırılmasına yönelik bu girişim, akademik ve siyasal özgürlüklere yönelik tehditlerin en vahimidir.
Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın maruz kaldığı haksızlığın en kısa sürede sona ermesi, akademik ve siyasal özgürlükler için verdiğimiz mücadelenin en önemli hedefi olmaya devam edecektir.
GITTürkiye (Türkiye’de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu) 20 Mayıs 2012.”