İçinde bulunduğumuz zor şartlardan çıkış yolu için 16 Nisan çok önemli bir tarih haline geldi. Alt tarafı bir 'evet, hayır referandumu' denilebilir belki ama vaziyet hiç de öyle değil. Öncelikle bir konuda anlaşalım;

"Demokrasi elden gidiyor, Cumhuriyetin temeline dinamit konuluyor, özgürlüklerimize veda ediyoruz... " vb söylemleri düşündüğümüzde insanın bazen aklı karışıyor. Sanki kişinin bugüne kadar demokratik, laik ve evrensel hukukun hakim olduğu bir ülkede yaşadığına ve referandumda 'evet' lerin fazla olmasıyla bu demokratik değerleri kaybedeceğine inanası geliyor.

Gerçek öyle mi acaba?

Sıralayalım;

- Ülkenin en önemli sorunu, Kürt sorunu 90 yıldan beri çözülebildi mi ?

- İşsizlik sorunu ne zaman sorun olmaktan çıkma yoluna girdi ?

- Alevi ve diğer azınlıkların hak eşitliği sağlanabildi mi?

- Kadın konusu adına sözde bakanlık kurulmasıyla iyileşebildi mi ?

- Eğitim meselesinde dünyada en gerilerde olduğumuz gerçeğinden kurtulabildik mi ?

- Siyasi partiler ve seçim kanunu demokratik bir nitelik kazandı mı ?

- Sağlık, adalet, insanlar arasındaki ayrımsız hak eşitliği, yani evrensel hukuk konularında dünya standartlarının yine en diplerinden kurtulabildik mi?

Sorunların saymakla bitmeyeceği çok aşikar.

Evet, hiçbir sorunumuz demokratik ve evrensel hukuk ölçülerinde çözülmedi ama son 15 yıldan beri Akp iktidarında çok daha berbat bir hal aldı.

Sadece birkaç istatiksel veriler bile bu anlattıklarımızı doğrular nitelikte.

Örneğin;

Fiili olarak son 15 yılda;

-Kadına yönelik şiddet yüzde 1. 400,

-Çocuk istismarı yüzde 489,

-Kadın cinayetleri yüzde 456 artmış durumdadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri'ne başvuruda rekor kırmış, birinci gelmiş bir ülkeyiz. Küresel demokrasi endeksinde 113 ülkede 99'uncu, hukukun üstünlüğü endeksinde 117 ülke içinde 96'ıncı olduğumuzu da eklersek insanın içinin kararmaması mümkün değil.

Denilebilir ki ' referandumda hayırların fazla olması ile bu problemler çözülmüş mü olacak ?'

Hemen çözülmeyecek elbette. Ama en azından bugüne kadarki Akp zulmüne "DUR" denmiş olunacak. Bürokraside aklı selimin hukuksuzluğa galebe çalmanın önü açılacak, kısaca bürokrasi yukarıdan her denileni değil, (yarım yamalak da olsa) önündeki kanuna göre hareket edecek, O'na güven gelecek.

Akp zulmünden ezilmiş kitleler moral motivasyon kazanacak, 'artık yeter, bundan sonra her dediğiniz olmayacak' diyebilecek.

İşimizin hiç de kolay olmadığı bir gerçek. Zira devletin tüm imkanlarıyla 'evet'e çalışıldığı ve uzun zamandır bilinci çarpıtılarak beyinleri iğdiş edilmiş kalabalıkları ikna etmek çok zor.

Ama başka çaremiz de yok gibi.

Bir uyarıda bulunmak sanırım yanlış olmaz. Hayırcıların hayırcılara propagandasını bırakması gerek. Olayın ayırımında olmayan veya konuyu yeterince ciddiye almayan o kadar kararsız var ki, ikna çalışması hedefi bu kararsız kesim olmalı.

Şimdiki hayatımız zor, buna kuşku yok.

Ama referandum sonrası (eğer 'evet' fazla çıkarsa) çok, hem de çok zor olacak.

Onun için Hayır, hayır, hayır...