Ak Parti iktidarının 12 yıllık emeğini yok saymak, gönül muhabbetini karşılıksız bırakmak nankörlüktür.

Memleketin dört bir yanında Kürd’ün kardeşliğini haykıran, bu kardeşliğin tesisi için ateşten gömlek giyen AK Parti değil midir?

Stephen Hawking'i hayrete düşüren bir yaratıcılıkla "Kürt sorunu vardır" diyen AK Parti değil midir?

Aynı kıvraklıkla bugün de "Kürt sorunu yoktur" diyerek siyasi pragmatizmi aşüfteye döndüren AK Parti'nin ta kendisi değil midir?

Yola kefen giyerek çıkan, daha da cazip olsun diye arada "baldıran zehiri içen" Tayyip Erdoğan, "Kürtler de insan, yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyoruz" demedi mi?

Allah vekil, Edirne'den Hakkari'ye bunu söyledi!

Vakti zamanında devlet büyükleri umumiyetle "Kürtlerin hain ve çiyan" olduğunu söylemiş ve gereğini yapmışlardı.

***

Peki ya AK Parti ne yaptı?

Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır şiarıyla hareket etti. Yılanın başını ezerek bir yere varılamayacağını kavrayıp "din kardeşliğini" tereyağı, bal kıvamında Kürtlerin ekmeğine sürdü.

Kardeşliğin tesisi için hiçbir fedakârlıktan kaçmadılar.

Karakol isminin Kürtlere yakışmayacağı öngörüsüyle hareketle bolca "kalekol" inşa ettiler. Hakim tepeler daha korunaklı, daha ulaşılmaz oldu.

Yıllar yıllar yapılmayanı, ihmal edileni de AK Parti yaptı. Yol medeniyettir diyerek; mezralar köylere, köyler vilayetlere duble yollarla bağlandı.

Gel gör ki azizim Kürtlerin nankörlüğü amansız devam etti. Amaç AK Parti'nin icraatlarını engellemek olunca akıl almaz şeylere başvurdular.

Van'da ambulans gitmediği için küçük çocuğunun cesedini çuvala koyup sırtında taşıyan babanın dramını, hükûmet karşıtı politikaya dönüştürdüler. Hükümetin kötü bir niyeti yoktu ki, sadece fantastik bir ölüm arzulamışlardı. Hem ölmek Kürtlere pek yakışıyor!

Ah Kürt kardeşim, bilsen AK Parti bu yolda ne badireler atlattı, ne fenalıklara göğüs gerdi.

12 yaşındaki terörist Uğur Kaymaz'ı eylem hazırlığındayken etkisiz hale getirdi AK Parti. Din kardeşlerini korumak için zalimlikten kaçmadı. 13 kurşun sıkarak delik deşik etti çocuğu. Tabi Zerdüşt Kürtler bunu da kötülüğe yordu.

Bir kış gecesi haber geldi; AK Parti'ye oy vermeyen, din kardeşi olmayı hak etmeyen bir kaçakçı kafilesi sınırı geçmeye çalışıyordu. Tereddütsüz ölüm emri geldi en tepeden. 34 insan bombardıman sonucunda paramparça oldu. Tayyip Bey, olaydan sonra " her kürtaj bir Uludere'dir" diyerek olayı aydınlatsa da Zerdüşt Kürtler bunu da istismar etti.

AK Parti kötü niyetli olsa kan parası verir miydi? Katırları bile intihar eden bu insanlarla AK Parti'nin ne alıp veremediği olabilir ki?

Demem o ki Kürt kardeşim, AK Parti her şeyi sizin için yaptı. Din kardeşleri kedere kapılmasın diye...

AK Parti Kobani'nin düşmesi için sevindi ama bir sorun niye sevindi! Kobani düşse Müslümanlarla komşu olacaktı Türkiye. IŞİD militanlarının kötülük yaptığına bakmayın, onların niyetleri iyi. İhtiyaçlarını karşılamak için zina yapıyorlar, para kazanmak için kadınları satıyorlar, asayişi tesis etmek için kafa kesiyorlar.

Peki oradaki Kürtler ne yapıyor, kadın erkek bir arada savaşarak dinimize kötülük ediyorlar. Üstelik kamplarında Zerdüşt dininin eğitimini veriyorlar.

Son olarak seçimdeki tutumuyla HDP, nankörlükte zirve yaptı. AK Parti'nin iyi niyetine kuşkuyla yaklaşıp seçime parti olarak girdi. Yüzde on seçim barajını aşarak 80 vekil çıkardı. Ümmetin umudu AK Parti bundan dolayı güç kaybetti.

Bununla da yetinmedi Demirtaş, meydanlarda Tayyip Erdoğan'a olmadık laflar etti. "Ben çaldığımı söylüyorum, yüreğin varsa sende çaldığını söyle" diyerek hırsızlıkla itham etti.

7 Haziran akşamında bu yana zift medyasının, AKP kadrolarının ve bu kadrolardan rant kemiren yiyicilerin, "hey gidi 90'lar" diyerek Kürtleri satırla tehdit eden alçakların hissiyatı budur.

***

Kırk yıllık aşağılanmanın geldiği son nokta bir trajediye salık veriyor.

Kürtler belki yok olmaktan, ya da yok sayılmaktan gücün temsili oranında kurtuldu, lakin devlet mekanizmasını elinde tutanların kibirli cüretinden kurtulamadı. Alçakça ithamlar bugün hâlâ revaçta.

Fayda sağladığı ölçüde "kardeş" sayılan, aksi durumda da "hain" olarak itham edilen bir başka ulus yoktur şu yeryüzünde.

Özgür iradesiyle bir siyasi partiye oy verdiği için "nankör" olan Kürtler, menfaatin kardeşlik kapısından da kovulmuş oluyor.