1 Eylül-2012 dünya barış günü Roboski'den başlayıp Ankara'ya kadar barış yürüyüşü gerçekleştirdik. Amacımız barış sürecini biraz daha görünür yapmak ve otuz yıldır devam eden savaşın yıkımlarını yaşayan Kürt halkının yaşadıklarını Türkiye kamuoyuna taşımaktı.

Belli ölçüde başarı elde ettiğimizi söyleyebilirim fakat hala savaş isteyen bir hükümetin varlığı maalesef bizim istediğimiz anlamda bir sorgulamanın olmasının önüne geçti. Barış süreci bir solukta gelecek bir durum değil, o yüzden çok fazla çalışmamız gerekiyor. Bu anlamı ile Meral Geylani'nin önerisi ile Roboski'ye yerleşme kararı aldık.

Roboski'yi seçmemizin nedenlerinden biri bozulmamış güzel bir doğası olması ve barış yürüyüşündeki istemlerimizin hala varlığını sürdürüyor olması idi. Bir de burada aileler ile birlikte katliamı gerçekleştirenlere karşı birlikte mücadele etmek isteğimizdi. Biz Roboski katliamının birinci yıl dönümüne bir buçuk ay kala barış yürüyüşünün hemen ardından köye gelerek yerleştik.

PERŞEMBE DEĞERLENDİRMELERİ BAŞLADI…

Roboski köylüleri ile iletişim kurmak bizim için çok zor olmadı. Barış yürüyüşü köylüler ile aramızda duygusal bir köprü oldu. Biz yine de bir süre sadece izlemeyi yeğledik. Günlük yaşamı izliyor ve perşembeleri aileler ile birlikte mezara gidiyorduk. Yer yer de birlikte toplanıyor ve süreç üzerine konuşuyorduk. Daha sonra izlenimlerimiz üzerinden harekete geçtik. Yine bir toplantımızda ailelere hak arama örneklerinden Cumartesi annelerini ve 95’li yıllardan günümüze mücadelelilerini anlatarak bizde aynı yolu izleyebiliriz, her Perşembe çocuklarınız için mezara gidiyorsunuz, her Perşembe mezarlıkta sürece ilişkin değerlendirmeler yaparak adalet nöbeti tutabiliriz dedik. Aileler de olabileceğini söyleyince katliamın 55. haftası itibarı ile Perşembe değerlendirmeleri başladı.

ROBOSKİ DERNEĞİ KURULUYOR…

2013 Haziranı aslında birçok şeye gebe oldu. Bunlardan bir tanesi hükümetten bunalan tüm kesimlerin tepkisinin patladığı Gezi direnişi oldu. Aynı günlerde asker Roboski sınırında gerilla bölgesine saldırmak için tankını topunu Roboski sınırına taşımak istedi fakat Roboskililer sınıra yürüyerek bu provokasyonu önlediler. Asıl provokasyon ise Gezi direnişinin 7-8. günleri gelecekti.

O karışıklığı fırsata çeviren hükümet ve yargı birden bire karar vererek Roboski katliam dosyasını sivil yargıdan alarak askeri yargıya gönderiverdi. Aileler ve biz bunu Kürt halkına karşı gözdağı olarak değerlendirdik. Haziran saldırısı sonrası biz de bir araya geldik, daha örgütlü mücadele etmemiz gerektiğini vurguladık. Elbette BDP, İHD, MAZLUM-DER, KESK , TTB ve birçok baro ve ismini sayamadığımız birçok sivil toplum örgütü bizimle bir çok konuda dayanışma gösterdiler. Fakat artık bizim bu örgütlü saldırıya karşı daha örgütlü mücadele etmemiz gerekliliği ortaya çıktı. Aileler dernek tüzüğü hazırlamak üzere taslak tüzük çalışmasını yapmak için bizi görevlendirdi.

Biz Roboski için küçültülmüş Kürdistan belirlemesi yaptık ve sorunların çözümleri aynı idi. Biz de tüzük taslağını ona göre yaptık. Tüzüğün merkezine yaşam hakkının savunulmasını aldık. Daha sonra köylere geri dönüş, mayın sorunu, ekoloji, cinsler arası eşitsizlik ve çok kötü durumda olan eğitim için de derneğin çalışması gerekli idi. Otuz yıllık savaş gerçekliğine karşı derneğimiz sessiz kalamazdı, mutlaka barışın yanında ve barışı destekleyen çalışmaların içerisinde olacaktı. Derneğin merkezi olan bölgede barışı her yolla destekleyeceği vurgusunu yaptık.

Roboski halkına saldırı bütünlüklü ve senelere yayılarak yapılmıştı. Roboski sadece katliamın görünen yüzü idi. Köylüler ile konuştukça otuz yıllık süreçte neler ile karşı karşıya kaldıklarını duyduğumuzda her bir saldırının aslında bizim mücadele hattımızı da ortaya çıkardığını gördük.

Roboski-der (Roboskî için Adalet -Yeryüzü İçin Barış Derneği) tamamen bu koşullarda kuruldu ve ilk kongresini yapmaya hazırlanıyor. Kendini içine kapatmıyor, tam tersine katliamcılara karşı nerede zulme ve katliama uğramış toplum ve topluluklar varsa birlikte mücadele etmeyi esas alacak.

ULUSLARARASI MÜCADELE DÖNEMİ BAŞLIYOR…

Önümüzdeki iki yıllık mücadelesini planlayacak ve artık tüm barışçıl yol ve yöntemleri kullanarak mücadele hattını büyütecektir. Bu zamana kadar mücadele alanı genellikle ulusal olmuş ve uluslararası mücadele alanı iyi kullanılamamıştır. Fakat katliam dosyasının Türkiye’de iç hukuk yollarını tüketmiş durumda olduğunu görüyoruz. Bu doğal olarak Roboski-der’i mücadele alanını genişletecek bir çalışmaya itecektir.

Bundan sonra iki temel istek ile uluslararası kamuoyu oluşturmak için elinden geleni yapacaktır. Bunlardan birincisi AİHM nezdinde yargılama sürecinin başlatılması ve takibi için Avrupa yolu tutulacaktır. Orada dost dernek ve organizasyonlar ile ortak çalışmalar yaparak kamuoyu oluşturulacaktır.

Hedeflerimiz arasında ikinci gündemimiz ise Roboski’de yapılan katliamın savaş suçu olması sebebi ile yapacağımız çalışmalardır. Savaş suçları mahkemesini harekete geçirebilmek için her türlü barışçıl ve demokratik yol ve yöntemi kullanarak uluslararası organizasyonlar ile bağlantılar kurup, birlikte çalışmalar yaparak hükümeti Lahey’de yargılamanın yolunu açmaya çalışılacaktır.

SONSÖZ YERİNE

Bu katliamın failleri Devlet ya da hükümet ile müzakere edilerek değil mücadele edilerek açığa çıkarılacak, kazanılacak ve hükümet savaş sucundan yargılanacaktır.

Katliamdan mücadeleye Roboski halkı devlet ve hükümet ile ilişkilerinde yer yer hatalı adımlar atsa da genel olarak katliamcıları birçok kez boşa çıkardı. Bu duruma örnek olarak Roboskî’li ailelerin Başbakan ve eşi ile görüşmeyi kabul etmelerini gösterebiliriz. Bu görüşmeler müzakere edilme adı altında yapıldı ve tamamen yanlıştı. Daha sonra ne kadar yanlış olduğu ortaya çıktı. Ne için bu görüşmelerin yapıldığını hükümetin bakanları açıkça dile getirdi. Hem de 17-18 yıl önce gerçekleşmiş, yine Botan’da Şırnak’ta iki köyde yaşanan katliam ile karşılaştırma esnasında dile getirdi. ‘Katliam olsa idi Başbakan Roboskili aileler ile buluşup konuşur muydu’ denmedi mi? Bu, niyetin ne kadar açık olduğunu ortaya koymuyor mu? Devlet için ‘müzakere’ yaptığını kapatmak anlamından başka bir şey taşımaz. Bu durumu deneyimleyerek öğrendik.

Roboski halkı daha önce hiçbir zaman bu kadar örgütlü bir saldırı ile karşı karşıya kalmadığı için dönem dönem hatalar yapması da anormal bir durum olarak görülmemelidir. Kongrenin iki yıllık çalışma planı ile Kürt halkı ve özelinde Roboski halkı devleti boşa çıkarmaya devam edecektir. Bu dönemin iki yıllık çalışması süresince mücadele daha çok bu şekli ile gelişeceğe benziyor.

Şimdiden Roboski-der’in kongresi kutlu olsun diyoruz.