Dün Uludere Asliye Ceza Hakimi mahkeme de yanımdaki vicdani retçi arkadaş’ı test etmek gereksinimi duydu. Bilim kurulu gibi bir çok şey sordu fakat bir soru vardı ki sabır taşı kırardı.

Necdet Encu vicdani rettini açıklarken devlet katliamlarına yani kim öldürürse öldürsün sadece savaşın neden olduğu ölümlere değinmişti. Hakim hayatı boyunca ilk defa böylesi bir davaya çıkan kisiyi de bulunca,söylediğine bin pişman etmek arzusu ile,katliamlar için delil varmı varsa deyip devam edince ya sabır dedim.

Ya sabır karşısında duran Kişi Roboskili Vicdani Retçi Necdet Encü Roboski katliamında bir çok yakınını sanki kaybetmemiş, bu katliamı sanki devlet yerelin, orta rütbeli (İHA operatörü ve üstte sorumlu askerler ) askerlerin tüm uyarılarına karşı merkezi aldığı karar ile yapmamıştı.

Hatta mahkeme de yaşadığım gerginliği bize destek için gelen barış aktivisti Meral Geylani bile  fark etmiş ve mahkeme sonrasinda o duruma ilişkin düşüncelerini bizler ile paylaşmıştı.Ya sabır, Ya sabır , Katliama Hakim delil istiyor, delil varsa bir şey yapacağını gülerek belirtiyor , ya Uludere hakimi bu ülkede yaşamıyor, ya da biz, Roboski katliamından-Ankara katliamına kadar, yargıda her şey çok şeffafmış da biz delil bulamıyoruz. Hakim şunu söylüyor katliamlarda delil yoksa o zaman katliam da yok demektir.

Birileri Uludere hakimi arkadaşa söylesin ki  Roboski katliamı dosyasına gizlilik kararı getirilerek 5 sene boyunca kimse dosyaya ulaşamadı. Roboski katliam dosyası bu beşinci senenin sonunda ise iç mahkeme yolu bitirildi. Avukatlarımızın dahi erişmesine izin verilmeyen dosyalar ile neyi nasıl kanıtlayacagız. Gerçi Gülyazı karakol komutanı bize sorsalar orada bulunanların sivil olduğunu söylerdik demesinden alında, o katliam gününü burada yaşayan herkes neyin yaşandığının şahididir. Hatta Gazeteci Kemal Göktaş da İHA komuta merkezinde ki askerlerin uyarılarının hiç dikkata alınmadığını ortaya koyan haberine arşivlerden de bakabilirsiniz.

Ya tamam Yargıçsınız, bugün ki ‘Yeni Türkiye’de Yasalara güvenlikçi yaklaşmanız için önünüz sonuna kadar açıldı, bu duruma bir şey desek de değişmiyor. bir çok kez bu durumu hatırlatıp itiraz etsek de sonuç değişmedi .Hatta Yargının patronları diyebileceğimiz yargıçların Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Karedeniz gezisinde eslik edip  birlikte çay toplama pozları vermekten çekinmediği dönemlerden geçsek de ,yine de bir vicdani retçinin verdiği rettin sağlamlığını ya da çürüklüğünü sosyal nedenlerini ölçmek mahkemenin görevi mi? Onlar demek ki bu durumu görev olarak görüyorlar.

Roboskili Vicdani Retçi savaşlara karşıyım, silah elime almak istemediğini sürekli vurgulayıp sustukça, o suskunluğu bilgisizliğe yorup, Weber’den alıntılar yapıp büyük bir heyecanla kanıtla kanıtla demek neyin hevesi anlamak mümkün değil. Bizim örneğimizde olduğu gibi bazıları bir otobüs dolusu kitap okusa da var olan bazı çelişkileri anlayamazken,bazıları da vardır ki okumadan yaşam onu döve döve öğretir.Yaşam her zaman herkese aynı şekilde öğretmez, bazıları okuyarak öğrenemezken, bazı insanlar yaşayarak, deneyimleyerek bir çok şeyi öğrenir, mesela savaşın ve silahların amasız ve fakatsız kötü olduğunu.

Eğer yargı böyle bir görevi kendinde görüyorsa halkı askerlikten soğutma iddaası ile değil, bu yönde dava açmalı ki o da bu mahkemenin alanı değil, şimdiler de bu yargılamayı asker yapıyor maalesef. Fakat bu yaklaşım ve anlayış ile bu tür davalara sözde sivil mahkemeler de baksa sonuç yine aynı olacağa benziyor. Umarım bu durumu değiştirecek bir başka zamana ,bir başka barış iklimine bir an önce gireriz.Yoksa Askeri ya da sivil halimiz tam da maalesef bu durumda, bir tarafta katliamlar yapılıp üstü örtülür,diğer yanda ise ,mahkemeler acımasızca kanıt yoksa katliam da yoka getirir.

Hazır mahkemeydi dosyaydı, hakimdi derken bir de köyümüzde bulunan Gülyazı karakolun da sorumlu bulunan arkadaşa bir iki serzenişte bulunayım .Bak yukarıda yazdığım yazı yüzünden hemen harekete geçme yahu bir dinlen olur mu? Bu internet başında bu işlere bakan arkadaşa talimat veren amir arkadaş bu arkadaşı bir bırakın çay kahve içsin evimizi yakmaya kesin yemin etmişsiniz hele bir ara verin, nefes alsam artık ona dava açacaksınız . Bana açılan soruşturma ve davaların sonu gelmiyor. Hayır sizin yüzünüzden Uludere savcılığı ve yine Uludere hakimi ile vallahi billahi akraba olacağız.Babamdan ve annemden çok sevgili savcı Adem EFE ve Uludere Asliye Ceza Hakimi olan Hünkar Arkadaş’ı görüyorum. Sonra’da ileride sen bu savcıyı nereden tanıyorsun, bu hakimi nereden tanıyorsun diye sorup soruşturma açmayın, ben peşinen söyleyeyim. Bu yeni savaş sürecinin başlaması ile birlikte bana açılan mahkeme,fezleke ve soruştumaları sizler ile paylaşayım siz karar verin artık. Aldığım duyum sonucu da sizin ile paylaşmam gerekirse bunun daha arkası gelecekmiş, bakalım bu iş nereye kadar gidecek hep beraber göreceğiz.

Mahkeme haline gelen dosyalar

1) Halkı askerlikten soğutmak(Yargıtay’a gitti)

2) Halkı askerlikten soğutmak (yerel mahkeme üçüncü duruşma)

3) Özyönetim davası (Yargıtaya gitti)

Fezleke & Soruşturma

1) PKK örgüt propagandası(Soruşturma)

2) PKK örgüt propagandası(Soruşturma)

3) Mustafa Kemal’in hatırasına saygısızlık(Soruşturma)

4) Halkı askerlikten soğutmak(Soruşturma)

5) Halkı askerlikten soğutmak(Soruşturma)