Memlekette kaç öğrencinin tutuklu olduğu konusunda bir tartışma var malum. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, konu hakkındaki soru önergelerine verdiği cevapta tutuklu öğrenci sayısının 209 olduğunu belirtmişti.
Çağdaş Hukukçular Derneği ve CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ün raporları ise daha fazla öğrencinin tutuklu olduğunu ileri sürüp tam sayıya ulaşmanın güç olduğunun altını çiziyordu.
Tutuklu öğrenciler meselesini kamuoyuna duyurmasıyla tanınan Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi (TÖDİ) geçen hafta açıkladığı raporda Bakan Ergin’in söylediğinden çok daha fazla öğrencinin tutuklu olduğunu ortaya koydu. TÖDİ’nin uzun uğraşlar sonucunda ulaştığı listede 771 tutuklu öğrenci var.
Bunun haricinde haklarında açılan disiplin soruşturmaları nedeniyle üniversiteden uzaklaştırılan 2110 öğrenci var. Öğrencilerin üzerindeki tek baskı cihazı mahkemeler değil, sudan sebeplerle disiplin soruşturmalarıyla öğrencilik hayatlarının sona erdirilmesi de çok ciddi bir sorun.
TÖDİ, öğrencilerin avukatlarına ulaşarak, doğrudan hapishanedeki öğrencilere mektup yazarak 771 tutuklu öğrenciyi tespit edebildi. Bu durum karşısında, elinde bütün bakanlığın imkânları olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in neden 550’den fazla tutuklu öğrenciden hiç bahsetmediğinin izah edilmesi lazım.
TÖDİ’nin raporu sadece tutuklu öğrenci sayısının gerçek boyutlarını sergilemekle kalmıyor; TCK ve TMK’daki bazı hükümlerin nasıl geniş yorumlandığını ve en ufak bir siyasi muhalefetin dahi terör örgütü üyeliği suçlaması için yeterli sebep olarak kullanıldığını örneklerle gösteriyor. Şöyle diyor rapor:
“Gün gelip poşu takana, gün gelip slogan atana, gün gelip parasız ve anadilde eğitim talep edene terörist yaftası yapıştırılabilmektedir. 1 Mayıs’a katılmak, 8 Mart’ta dünya kadınları ile dayanışmak terör propagandası olarak kabul edilebilmektedir. Sağır, dilsiz ve okuma-yazması dahi olmayan bir yurttaş sadece elinde bulunan yarım bir limona dayanılarak terör propagandası ile suçlanabilmektedir.”
TÖDİ’nin raporuna konu olan dava dosyalarının bir kısmını bu köşede aktarmaya çalışmıştım. Cihan Kırmızıgül, Hüseyin Edemir, Ferhat ve Berna, Ali Deniz ve Baran davaları kamuoyunun nispeten bildiği davalar. Fakat tuhaf deliller ve geniş ceza hukuku yorumlarıyla bu davalardan geri kalmayacak yüzlerce dosya var. Tutuklu öğrencilerin çoğunluğu Kürt. Bu öğrencilerin önemli bir kısmının avukatlarının tutuklanması da savunma haklarını ciddi bir tehdit altına sokuyor.
İçişleri Bakanı’nın şarkıda, resimde, şiirde, hasılı her yerde terör gören gözleri aynı zamanda yargının da gözleridir. Her açıklamada, her protesto eyleminde, her hak aramada, her pankartta terör suçu arayan polis, savcı, hâkim ve üniversite idarelerinin bugün bizi getirdiği sayı 771. Şayet ceza hukuku bir ‘düşman ceza hukuku’ şeklinde uygulanmaya devam edecekse bu sayı hızla artacaktır.
Adalet Bakanı’nın açıklamasıyla tatmin olmayıp onun sunduğundan daha detaylı bir listeyi kamuoyuyla paylaşan TÖDİ demokrasi için önemli bir görevi yerine getirmiş durumda. Onlara bir teşekkür borçluyuz.