'ÇEVRECİNİN DANİSKASI'NDAN MEKTUP VAR

Yücel Sönmez
Doğa Derneği Kurumsal İletişim Koordinatörü
[email protected]


Hastalık ya da hastalık korkusu insanları her geçen biraz daha fazla tedirgin eder oldu.

En çok sağlık haberlerı okunuyor. Bayılıyoruz mucize bitkilere, mucize tedavilere. “Kanserden korunmanın 10 yolu”, “Ömrü uzatmanın altın kuralları”, “Sağlıklı hayata 7 adım” dendi mi akan sular duruyor. Kesiyor buzdolaplarına asıyor, arkadaşlarımıza mailliyor, yeni yıl kararı olarak her pazartesi uygulamaya çalışıyoruz.

Çünkü biz hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşayan tek canlıyız.

O yüzden kim ki bize yaşamımızla ilgili elinde bir hıyar olduğunu söylese ona doğru sırtımızda bir çuval tuzla koşuyoruz.

Ben bugun başka şeyler söyleyeceğim. Doğa konusunda çalışan birine ne kadar inanırsınız bilmem ama ben gene de söyleyeyim.

Ahanda size “Hayatta Kalmanın 7 Yolu”

1- Kıyafetlerinizi ütülemeyi biran önce bırakın. Ütü bir enerji canavarıdır. Diğer ev aletlerinin tümü kadar elektrik tüketir. Ne gerek var? Enerji kaybı, vakit kaybı, bel ağrısı.. Üstelik yarım saat bile sürmüyor o ütülerin ömrü. Buruşmayan gömlekler var artık. Veya ütüsü bozulmayan pantolonlar. Çok şartsa onlardan alın. Ütütü her çalıştırdığınızda 3 koca çam ağacını devirdiğinizi bilin.

2- Sonra gereksiz yere ne kadar elektrik harcadığınıza biri birbiri bakın. Bir kat için asansöre binmeler, termosifonu 24 saat açık tutmalar, çayı termosa koymak yerine ketılı 2 saat açık tutmalar, bilgisayarı kapatmadan yatmalar..

Yaşamsal temel ihtiyaçlarımız dışında enerji tüketmeyin.

Şunu bilin ki her tüketim doğadan bir şeylerin (3 çam ağacı, 20 sincap, 10 kilo yosun, 10 metrekare eğreltiotu) yok edilmesi anlamına geliyor. Bilin ki onlar yok olursa siz de yok olursunuz.

3- Tüketmek yerine üretmeye çalışın. Mesela kendi domatesinizi (şimdilik saksıda da olsa) yetiştirin. Üretmenin zorluklarını görün ama aynı zamanda keyfini çıkarın.

4- Çevreci de olsa araba hayali kurmaktan vazgeçin. Her tükettiğimizle ömrümüzü de tükettiğimizi unutmayın.

5- Rekabet etmeyin, hırslarınızdan kurtulun. Çünkü kazananı yok. Okulda rekabet, işte rekabet, sporda rekabet. Nereye kadar? Niye hep birileri sizi yarıştırıyor? Derdiniz ne?

Hiç mezar taşında “Rahmetli, dünyanın en hırslı, en rekabetçi kişisiydi” yazısını gördünüz mü? Keyfinize bakın.

Stresten, sinirden ve daha ömrü kısaltan cümle yarış psikolojisinden kurtulun. Yoksa bu hırs ve rekabet, ne dağ ne orman ne de deniz bırakacak. Rekabet ve hırsın doğayı nasıl yok ettiğini de bir zahmet kendi hayatınıza bakarak kendiniz bulun.

6- Şirketlerin ve yöneticilerin nerde ne konuda olursa olsun size söylediklerine hep şüpheyle bakın. Çevreci bankayım der doğayı yok eder, sanatı destekleyen kurumum der sanatın köklerini kurutur, Çevre Bakanlığıyım der HES ve baraj yapar, ormanları satar. Hayatta kalmak için ince eleyip sık dokuyun, yeri geldiğinde de hesap sorun.

7- Hiçbir canlıyı birbirinden ayırt etmeyin. Hepsini sevmeyebilirsiniz. Ama unutmayın ki tüm o canlılar hayatta olduğu için siz de hayattasınız. Bu da doğal olarak sorumluluk ister. Çocuğunuzu, eşinizi, dostunuzu nasıl önemseyip koruyorsanız kuşları, balıkları, ormanları, suyu da öyle önemseyin ve koruyun. Mesela balıkları üreme boyuna gelmeden yemeyin. Sarıkanat, çinekop almayın. Bugün hayattaysanız onların sayesindedir. Hayatta kalmak istiyorsanız hayatta kalmalarını sağlamalısınız. Bu dünya sadece sizin değil.