Türkiye’de siyaset, siyasetçi denilen zevatı muhteremlerin verili gerçeği eğip bükme kapasitesine dayanır!

Son siyaset bükücülerinin nobran tavırları ve zorba edimleriyle yamulttukları düzlemi, karşı farklı bir gerçeklik üzerine yeniden tanımlama ve inşa için politika üretmek ise Biz’e düşüyor…

Peki mevcut seçmen kitlesinin muhafazakarlığı üzerinden bahane üretme ve bu bahanelere sığınma lüksümüz var mı?

Verili koşulları doğru tanımlamak, farklı ve gerekli bir şeydir… Ve fakat aynı zamanda yalanlarla örülen mevcut gerçekliğin değişmesi için ön almak ve yol açmak da Biz‘e dayatılmıyor mu?

Yaratılan kaotik zemin ve yaşanan dekadans aynı zamanda yepyeni fırsatları da içinde bulundurmuyor mu?

Her çöküş yeni bir başkaldırışın habercisi…

Her kaos yeni bir düzleme yoldur!

Bunun nasıl gerçekleşeceği ve nihayete nasıl ereceği ise sana, bana, Biz’e bağlı değil midir?

Siyasetin güttüğü sürüde, sana reva görülen; eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve yalanlarla örülen yaşamına bile vurulan prangalar, ebedi işsizlik veya sivil ölüm sarmalında nefes bile alamaman… Ve ne gariptir ki bunun farkında bile olmaman!

#OHAL’de, tanımlayalım yeniden!

Karşındaki kim mi?

Türk’üyle Kürd’üyle Arab’ıyla Rum’uyla Çerkes’iyle Çingene’siyle Ermeni’siyle Ezidi’siyle Süryani’siyle, fıtratlarına göre kahkaha atmalarının edepsizlik hamile sokağa çıkmalarının terbiyesizlik sayıldığı kadınlarıyla, seks kölesi olmak ve ölmekten gayri seçeneği olmayan LGBTİ bireyleriyle, Alevi’siyle Yahudi’siyle Müslüman’ıyla Hristiyan’ıyla Zerdüşt’üyle; muktedirin gözündeki ötekileriz aslında…

Yoksulluğu yok edilmeye muhtaç, özgürlüğe, nefes almaya, eşit muamele görmeye aç ve hani neredeyse tek derdi hayatta kalma ihtiyacı olan ötekileştirilmiş bir kitle!

#OHAL’de ne sunuyorlar Biz‘e?

Peki ne istiyoruz Biz?

Siyaset iddia zanaatıdır! İşler el yordamıyla yürü(tülü)r… Mevcut heyulanın gerçeği sarmalamasıdır… Hakikatten ziyade öfke ve nefretin belagati hakimdir…

Politika ise iddia sanatı! Sıkı bir diyalog ve birbirini anlama üzerine kurgulanmış retoriğin muhteşem performansıdır…

Peki, Biz‘lerin bu konuda iddiamız var mı?

Evet Biz‘ler, tutsak eski HDP Eş Genel Başkanı sevgili Selahattin Demirtaş’ın da dediği gibi; “…radikal demokratik bir tutumla emeği, adaleti, barışı, laikliği, özgürlüğü ve eşitliği her adımda halkla birlikte ilmek ilmek örerek…”seçime doğru gidersek, “Sağ faşizme karşı sol demokratik değerleri büyütmek ve iktidara taşımak her zamankinden daha mümkündür.”

Vira bismillah #OHAL’de…

Gün ataletten sıyrılma günüdür…

Gün geçmişle ve bugünle 100leşip duru bir geleceğe korkusuzca bakabilme günüdür…

Gün dayanışma günüdür…

Gün ceberut iktidara başkaldırı günüdür…

Ve o gün bugündür…