Taylan Tanay…

Avukat…

Kamuoyu onun adını son kez 6 Ekim 1992'de gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencisi Ayhan Efeoğlu'nın mezarının bulunması için Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın'ın gösterdiği yerde yapılan kazı çalışmasında duydu.

Daha önce araştırma yapılan alanda onun başını çektiği kazılarda bir terlik ve bazı giysiler bulunmuştu.

Bunun üzerine Tanay, “Ayhan Çarkın’ın gösterdiği bu yerde yeterli bir araştırma yapılmadığını hepimiz bir kez daha görmüş olduk" demişti.

Sadece Efeoğlu değildi Tanay’ın peşine düştüğü, pek çok haksızlığın karşısında da durmuştu.

2009 yılında yakalandığı kanser nedeniyle uzun süre Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi mahkum koğuşunda kalan ve kamuoyu baskısıyla Kasım 2009'da Cumhurbaşkanı Gül tarafından affedildikten sonra Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Güler Zere de, önce İstinye’deki karakolda tartaklanan ardındansa tutuklanmak üzere gönderildiği Metris Cezaevi’nde gördüğü işkence nedeniyle hayatını kaybeden Engin Çeber de Tanay’ın hakkını aradıkları arasındaydı…

Ve sonunda o da hakkı aranması gerekenler arasına düştü…

7 ilde eşzamanlı düzenlenen DHKP-C operasyonunda gözaltına alındı.

Türkiye’deki güvenlik güçlerinin şiddet “geleneği”nin sona ermemesi yüzünden hayatını kaybeden Çeber’in avukatı olan Tanay da gözaltına alınırken darp edildi.

Belki şaşırtıcı değil artık bu durum. Peki ama ya bu haber karşısında sessiz kalanlar? Bir avuç arkadaşı dışında kim sesini çıkarttı ki? En büyük işkence değil mi bu suskunluk?