Hukukun adalet getirmediğini yıllarca tecrübe etmemize rağmen bu kez farklı olur diye inanmışız.

Biz de safmışız, kandırılmışız!

***

2007 yılının karanlığındaki olaylar çözülür diye ummuşuz.

Geçen haftalar heyecanımızı azaltsa, aylar umudumuzu kırsa, yıllar ümitsizlik getirse de hep içimizden bir sesle avunmuşuz.

Her şeyin çözülebileceğini sanmışız.

Gidenlerin geri gelmeyeceğini bilsek de, yeni kayıplar yaşamamak için katillerinin cezalandırılmasını beklemişiz.

Biz de safmışız, kandırılmışız!

***

Pek çok kişi “yurtdışına çık” dese de doğduğu topraklarda kalan, 19 Ocak 2007’de Agos Gazetesi’nin önünde öldürülen Hrant Dink’in,

Üç ay sonra ise Malatya’da boğazları kesilerek öldürülen üç Hıristiyan’ın ardından hala adalet çağrısında bulurken,

Yıllar geçse de çözümsüz kalan duruşmalarda hakkın yerini bulacağını zannederken,

Yeni “Büyük abi”lerin yetişmesini önleyecek kararların çıkmasını beklerken,

Katil zanlılarının salıverilerek ödüllendirilmeyeceklerine inanırken,

Biz de safmışız, kandırılmışız!

***

Bugün Hrant Dink’in son yazısındaki gibi “Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz” diyemediğimiz günlerdeyiz artık.

Ne de olsa bu ülkede milyonlar, İstanbul’un ortasında sokak ortasında vurdurtmanın ya da Malatya’da boğaz keserek öldürülmenin “uzun tutukluluk nedeniyle tahliye” ile sonuçlanacağını gördüler…