Demokrasiye tersmiş. Aman aman, ne terslik, ne terslik..! Önemli olan demokrasi mi, yoksa insan hayatı mı? Önce buna karar ver. Krala çıplak denemezken, diktatörlerin heykelleri yerlerde sürüklenmeye başlandı. Hatırlar mısın? Hatta diktatörü yakalayıp kazığa oturttular. Bilmez misin?

Çıplak krala, çıplak denemezken, kral ne hale geldi. Krallara söylenmedik bir şey kalmadı. Bugün kutsadığın o demokrasi, bir gün yerlerde sürüklenmez mi? Krallara hala “kralım çok yaşa” der misin? Diyebilir misin?

Hayır.

Öyleyse, bütün yeniliklerin karşısına bir tabu olarak demokrasiyi koyma. Birazcık ileriyi gör. Ülkedeki hak ihlalleri ve adaletsizliklerden dolayı kendisini demokrasi vakfı ya da demokrasi mahkemesi olarak görenler, bizi demokratik bir yönetime davet ederler. Haklılar. Demokrasiyi en iyi model olarak görüp bize sunanlar da onlardır. Bu yönetim modelinden dolayı kendilerine müteşekkiriz. Her türlü ihlalde, yönetimleri uyaran ve hatta cezalar verilmesini sağlayan kurumların varlığı; bizleri despotlara, diktatörlere ve her türlü zalimliklere karşı korumaktadır.

Temel insan hakları bu sayede güvence altına alınmıştır. Tamam, da demokrasi başka bir yönetim şeklinin gelişmesini engeller mi? Elbette hayır! Öyleyse yeniliklerin karşısına demokrasiyi bir engel olarak kullanma. Düşünsene yeni bir yönetim anlayışı benimseniyor ve toplanıp hep birlikte demokrasiye ana avrat küfrediyoruz. O günün, belirli gün ve haftalar kapsamında okullarda kutlanması için yönetmelik değişikliği yapıldığını düşün. Diğer kurumların da kendi görev alanlarına göre etkinlikler düzenleyerek, “Demokrasiden Kurtuluş Günü”nü kutladığını düşün. Müftülüklerce “demokrasiden kurtuluş konulu en güzel şiiri, güzel bir Arapça ile okuma yarışması” düzenlendiğinin minberlerden duyurulduğunu düşün. Bayram değil de ne?

Demokrasiden kurtuluş gününün halkla birlikte kutlanması etkinliklerinde belediye başkanı, garnizon komutanı ve deparkrasi il başkanının bayramınız kutlu olsun temennilerine karşı halkın, sağ ol deparkrasi, var ol deparkrasi demesini bir düşün. Daha güzel bir gün tahayyül edebilene aşk olsun. Allah bizlere o günleri görmeyi nasip eylesin.

Yüz yıllardır batının bir uyduruğu olan demokrasinin kullanıla kullanıla yıpratıldığını görmemek kalp gözünün körelmesinden başka bir şey değildir. Şeyh hazretleri de hoca efendi hazretleri de aynen şunu dile getirmektedirler: “Sırt üstü uyuyan gafillerden olmayın. O gafiller ki kalpleri kararır, kalp gözleri görmez olur. Dolayısıyla hepsi de, deparkrasiye karşı çıkan zındıklardan olurlar.”

Bugün, elhamdülillah kendi yönetim biçimimizi geliştirmiş bulunmaktayız. Yüzyıllarca- hatta Atina şehir devletlerindeki demokratik yönetimleri de bu tarih silsilesine koyacak olursak, birkaç bin yıldır batının yönetim geleneği olan demokrasi kullanılmıştır. Bizde de o yüce devlet adamından beri, demokrasi kullanılmaya çalışılmaktadır. Bu vesileyle, onların hakkını inkâr edemeyiz. Bir gün birileri çıkıp, demokrasinin varisi olduğunu ispatlarsa, kendilerinden helallik almaya da hazırız. Bunu da söylemek gerek.. Ancak bugünden itibaren yerli olanı kullanacağız. Batı’nın, artık eskisi gibi; “siz, demokrasiyi çiğnediniz”, “yok efendim demokratik hak ihlalleri gerçekleştirdiniz”, deme lüksü yok.

Eğer, batılı ülkeler bir gün, ”biz de yeni ve modern deparkrasiye geçeceğiz derlerse, arkadaşlarımızla oturur, konuşur, bir karar veririz. Belki de yönetim şeklimizi ihraç ederiz.” Allah’ın izniyle yeryüzünde kıyamete kadar, milli olan bu yönetim şeklimiz kullanılacaktır.

Batının gelişmişliğinde, ihraç ettiği yönetim biçimlerinin önemli bir payı vardır. Zenginlik ve gelişmişlik sadece somut mal ihraçları ile mümkün değildir. Soyut kavramlar kullanıp, rakipler üzerinde baskı kurmak mümkündür. Deparkratik yönetim standartları ihlallerini, bir baskı aracı olarak; batının demokrasiyi kullandığı şekilde kullanmak amaçlarımız arasındadır. Bu baskıyla ticari getiriler elde etme yolları denenmiş ve başarılı olunduğu görülmüştür. Tarih bunları yazmaktadır. Günümüzde de bunlara şahit olmaktayız. Sömürgecilik bunlara en iyi örnektir. İnşallah, deparkrasiye geçişimizle birlikte biz de demokrasi (!) yolunda büyük ekonomik gelişmeler sağlayacağız.