Sabah vakti erken internete girince, Milliyet’te birbiriyle bağlantılı sayılabilecek üç haber dikkatimi çekti.
Birinci haber:
Üst düzey komutanlar, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘na Afyon’da 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposu patlamasının yüzde 99 sabotaj olduğunu söylemişler.
Güneş gazetesi yazarı Talat Atilla’ya şu açıklamayı yapmış Kılıçdaroğlu:
“Bu olayla bizzat ilgilendim. Üst düzey komutanlara sordum. Sabotaj olduğuna dair kuvvetli emareler olduğunu söylediler. Birden fazla kanıtları var. Patlamanın cep telefonuyla gerçekleştirilmiş olma ihtimaline yoğunlaşmışlar. Kimin yaptığına dair şu anda bir bilgiye ulaşılamamış. Sabotajı yüzde 99 doğrulayan birkaç ihtimalden birisi telefon. Dışarıdan çaldırıldığında harekete geçen bir mekanizmadan söz etti komutanlar.”

İkinci haber:
Konsensüs’ün Habertürk gazetesi için yaptığı ankette terör birinci sıraya yükselmiş.
“Sizce Türkiye’nin çözülmesi gereken en önemli üç sorunu hangisidir?” sorusunda, haziran ayında listenin ikinci sırasında bulunan terör büyük bir yükseliş kaydederek yüzde 83.5’le birinci sıraya yerleşmiş.
İkinci sırada yüzde 20.7 ile enflasyon/hayat pahalılığı bulunuyor. Bir önceki araştırmada zirve yapmış olan işsizlik ise yüzde 20.2’ye gerileyerek üçüncü sıraya inmiş durumda.

Üçüncü haber:
Ya da üçüncü ilginç gelişme ise Derya Sazak’ın köşesinde şöyle yer alıyordu;
“AKP’nin Kürt sorununun çözümünde ‘güvenlikçi’ yaklaşımları öne çıkararak, artan PKK saldırıları karşısında ‘demokratik açılım’ sürecini askıya alması ve BDP’li milletvekillerinin dokunul- mazlıklarının kaldırılmasını gündeme getirmesi üzerine liberal-sol aydınlarla CHP arasında bir süredir gözlenen yakınlaşma İstanbul’da ‘basına kapalı’ bir toplantıya zemin hazırladı.
Aydınlar ve CHP yöneticileri, milletvekilleri Kürt sorununda çözüm önerilerini masaya yatırdılar.
Toplantıya CHP’den Sezgin Tanrıkulu, Gülseren Onanç, Rıza Türmen, Alaattin Yüksel ve Burhan Şenatalar katıldı.
Gazeteci-yazar ve akademisyen tarafında Mithat Sancar, Osman Kavala, Fuat Keyman, Turgut Tarhanlı, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Bekir Ağırdır ve Altan Öymen vardı. Ahmet İnsel de toplantıya davetliydi. İstanbul’da olmadığı için katılamadı.”
Üç haber böyleydi.
PKK, terör-şiddet ve Kürt sorunuyla ilgili bu üç gelişmenin özellikle son halkasının üstünde kısaca durmak istiyorum.
Anlaşılan o ki CHP, Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde, bir barış grubu inisiyatifi için düğmeye basmış durumda.
Olumlu bir gelişme.
CHP’nin değişik çevrelerle devamlılığı olan diyalog mekanizmaları oluşturması ve farklı seslere kulak vermesi, Türkiye’nin bir numaralı sorununun barışçı çözüm yoluna oturabilmesi açısından önemlidir.
CHP’nin böyle bir diyalog ortamına Ak Parti’yi, iktidar partisini de sokmak için sistemli ya da ısrarlı bir çaba içinde olmasında da yarar var diye düşünüyorum.
CHP’nin bir barış grubu oluşturuyor olması, yineliyorum, olumlu bir gelişme.
Dileriz, çerçevesi de iyi çizilir, içi de iyi doldurulur ve tek atımlık barut halinde göz boyayıcı bir pr gösterisi olarak kalmaz kamuoyu önünde...