Diken sitesi yazarı Levent Gültekin bu haftaki köşesinde Amed’deki, Sur ve etrafındaki gözlemlerini yazmış. Elinde silah ile hendek başında bekleyen gençlerden ürkmüş, kanaatini onlara açıklayamamış, fakat cesareti olsa “bu işler böyle olmaz” diyecekmiş.

Daha birçok önerisi de var da nasıl olacak pek onlara girmemiş. Gültekin "önce barış gelsin sonra özerklik tartışılır" diyenlerden, tabi bu nasıl olacak dediğimizde ona yanıt yok, o sadece hendeklerin peşine düşmüş. Sur ve etrafında gezinirken halk aşağıdaki soruları sormuş, sizinle paylaşmak isterim.

Bu soruların muhatabı ne benim ne de PKK, o yüzden cevaplandırma gayretine girmeyeceğim. Sorulara bakılırsa Hükümetin yaklaşımı ile örtüştüğü rahatlıkla görülecektir. Bu yüzden bu soruların birçoğunun muhatabı hükümettir. Birlikte sorulara bakalım:

"PKK ne yapmaya çalışıyor? HDP’ye niçin zarar verdiler?”

“Bu çatışmaların bölge halkının hayatını zehir ettiğini, onları bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirdiğini görmüyorlar mı?”

“İşini, ekmeğini, evini kaybeden insanların yeniden istikrar için AK Parti’ye yönelmiş olmasını niçin anlamıyorlar?”

“Nasıl olur da böyle bir oyunun parçası olabilirler?”

“Çatışmaların arttığı bir dönemde şehirleri, insanları yok etmekten başka hiçbir sonuç vermeyen özerklik talebi çıkışlarıyla kime çalışıyorlar?”

“Barış olmadan özerklik olmayacağını biz biliyoruz da bizi temsil eden siyasetçiler bilmiyor mu?”

“Diyarbakır dururken Sur’da özerklik ilan etmenin bize zarar vermekten başka nasıl bir amacı olabilir?”

“Barikat kurarak, silahla özerklik talebinde bulunarak şehirlerimizin birer birer yok edilmesine zemin hazırlıyorlar. Niçin?”

“Sokak başlarında nöbet tutarak yaşamımızı zehir eden bu çocukları ikna edecek siyasetçilerimiz nerede? Onlar ne yapıyorlar? Niçin ortalıkta yoklar?” [Gültekin'in Diken’de yazdığı köşesi ]

***

Gözlemden daha çok AKP söylemlerini meşrulaştırmaya dönük çözümlemeler, zaten bu saldırıyı başlatanlar da “niye Sur’da öz yönetim de Diyarbakır’da değil” demişti, hatırlayın.

“İstikrar” hokkabazın elinde kendini doğrulatmak için ne de uygun bir kelime değil mi? Bu meşhur "istikrar" yalanı AKP'nin saldırılarını ya da savaşını gizlemek ve meşrulaştırmak için Adolf Hitler'in propaganda bakanı Goebbels'in çırakları tarafından hazırlanmıştı. Bin kere "istikrar" dersen devlet terörü yine de meşrulaşmaz. Ancak bir eklektik çabanın ürünü olarak orta yerde kalır.

Soruları cevaplandırmayacağım dedim fakat değinmeden de geçemedim. Gültekin'in yaptığı maksatlı bir işgüzarlık değilse eğer büyük bir aymazlık.

Yine hendek deyip, hendek deyip, sorumlusu da PKK deyip ah vah çekiyor. Tabi gelmeyen Barış'ın faturası da, HDP'ye zarar vermek de yani toplu fatura yine PKK'ye çıkıyor.

Her konuda AKP'ye ayar vermeye çalışan Gültekin, mevzu Kürt halkına gelince birden AKP tekrarından kurtulamıyor.

Gültekin için Sinoplu hemşerimiz filozof Diyojen'in Büyük İskender'e söylediği gibi güzel bir söz var. Eğer bu şekilde eleştiri yapacaksan Kürt halkının verdiği mücadeleye gölge etme, gerisini de artık sen getir.