Joe Biden zaferini ilan ettikten sonra gayet makul açıklamalar yapmaya başladı. “Bölen değil, birleştiren olacağız!” söylemi ve ayrıca başlıca pandemi ile yerel ve küresel mücadele, ırkçılık ve iklim konularına öncelik verilerek gereken adımların atılacağını belirtmesi tüm dünyada iyimser rüzgârlar estirmeye yetti. ABD’nin küreselleşme karşıtı yaklaşımdan kurtulmaya başlaması, özellikle Asya piyasalarında dolar endeksini geriletti. Gerçi ABD’de şahin ve güvercin kanatları birbirine karışmıştır. Mesela adeta bir peygamber gibi beklenen Obama döneminde, Orta Doğu kana bulanmıştı. Deli ve öngörülemez bir lider gözüyle bakılan Trump döneminde ise, tam aksine Orta Doğu topraklarından ABD askerleri büyük oranda çekilmiş, birkaç münferit hadise dışında yeni operasyonlara girişilmemişti. Trump döneminde “Trumpizm” ideolojisi ortaya çıktı. “Amerikan kaynaklarını ülke içinde tutacağım, ülke dışına kaynak aktarımı ve lüzumsuz destekleri ortadan kaldırmak suretiyle Amerika’yı yeniden “Büyük Amerika” haline getireceğim” şeklinde özetlenen bu bakış açısı, özellikle Çin ve AB ile olmak üzere ticaret savaşları başlatmış, taşları adeta yerinden oynatmıştı. Bu nedenle Biden’ın gelişi, bir nevi eski düzene geri dönüşe işaret ediyor. Bu arada, bizim ülkemizde Biden’ı halen ilk ve tek kutlayan siyasi figür, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Acaba burada amaçlanan asıl gayet ne? Zira “Türkiye'de muhalefeti destekleyerek Erdoğan'ı devireceğim” diyen Biden’ı ilk tebrik eden olmak, biraz kafa karıştırıcı bir eylem türü. Biden’ı henüz tebrik etmeyen küresel liderler arasında Erdoğan, Putin, Duterte, Orban, Salman ve Xi Jinping göze çarpıyor.

Sayın Damat Bakan Berat Albayrak’ı “başarısız” bulan dış güçler tek kelimeyle ters köşe oldu denilebilir. Albayrak’ın istifası bile, dolar ve Euro’yu geriletmeye yetti. Şaka bir yana, halen bu haberin etkileri tümüyle ortaya çıkmadı. Çünkü kayınbabası olan Sayın Cumhurbaşkanının bu istifayı kabul edip etmeyeceği konusu belirsizliğini korumayı sürdürüyor. Dün saat 19:00 sularında bol imla hataları ile dolu istifa açıklaması yapılıp 350 bin kadar like aldıktan sonra kaldırılmış, Bakanın twitter hesabı da kapatılmıştı. Yeni bir Soylu vakasının yaşanarak Bakana ekstra itibar kazandırılmaya çalışılacağı veyahut “işte, evet, adeta, bu dış güçler Sayın Bakanımızın sosyal medya hesaplarına siber saldırı düzenlemek suretiyle Türkiye’ye karşı oyun oynamaya devam ediyorlar. Ezanları susturamayacaklar, bu ülkeyi bölemeyecekler, başaramayacaklar…” açıklamasının canlı yayın ekranlarında yankılanacağı bekleniyordu. Oysa henüz en üst makamdan bir yalanlama veya teyit gelmedi. Kendi ifadesiyle Albayrak iki bakanlıkta 5 sene boyunca görev yaptı. Ama bu 5 sene bize 50 sene gibi geldi doğrusu. Yabancı yatırımcılar ile toplantı yaparak onları azarlayan ve cahillikle suçlayan, tüm ekonomi teorilerine karşı savaş açan, sürekli bir şahlanma söylemi ile halkın gözün perde çeken Berat Bey’i kimse unutamayacak. “Türkiye tarihindeki en kritik dönem” olarak bahsettiği bu 5 senelik dönemden yine kendisi “millete ve ümmete hizmet ettiğinden” dem vuruyor. Başarı nerede? İşte onu bilen ve bulan yok... Kişi başı yıllık 81.000 dolar geliri olan Norveç'in battığını açıklarken, kendi yönettikleri ülkede yıllık 3.320 dolarlık asgari ücretle her şeyin yolunda olduğunu ve bir küheylan gibi şahlanmakta olduğumuzu iddia etmek ne tür bir politika sınıflandırmasına girmektedir?

Albayrak’ın istifasından birkaç saat önce MHP kulislerinden “Albayrak’ın istifa etmeye direnmesi durumunda, Ak Partiden 30-40 kadar milletvekilinin Gelecek ve Deva partilerine geçeceği” haberi dolaşıma sokuldu. Albayrak’ın istifasının aniden bir gece yarısı kararı ile Merkez Bankası Başkanlığına Naci Ağbal’ın getirilmesi ile ilişkili olabileceği de tahminler arasında. Bu ikili arasında kişisel bir sıkıntı olduğu biliniyordu. Ağbal’ın ilk açıklamaları oldukça olumlu ve piyasa dostu. Her türlü piyasa aracının kullanılacağından söz eden Ağbal, dış yatırımcıya yeşil ışık yakıyor ve Erdoğan’ın sert ve keskin söyleminden ayrışmış gibi görünüyor. İstifa noktasında akla gelen bir başka soru da şu; acaba yeni gelen Biden yönetimi mi Albayrak’ın istifasını talep etti? Nitekim ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg, pazar gününün son saatlerinde Instagram üzerinden istifasını duyuran Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklama ile ilgili kapsamlı bir haber hazırladı ve doğrudan "Biden'ın seçimi kazanması sonrasında Erdoğan tekrar ayarlama yapıyor" yorumunda bulundu. Biden, aylar önce Trump'ın, uyguladığı politikalarla Erdoğan'ı Putin'in kucağına ittiğini düşünenlere, "Erdoğan'ı iyi tanıyorum. Onu bana bırakın." yanıtını vermişti. Burada bir havuç- sopa politikası uygulayacağı açıktır. Belki de birden bir Biden-Erdoğan dostluğu belirebilecektir. Emin olmak için, karşılıklı olarak yapılacak ilk açıklamalara bakmak gerekiyor.

İstifa sonrasında muhtemelen halen aile içi ikna çabaları devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, damadı hakkında herhangi bir olumsuz açıklaması, yeni bir Anayasa fırlatma krizini tetikleyebilir... İşte bu yüzden, Erdoğan gibi usta bir politikacının tam ortayı bulan ve suları durgunlaştıran bir açıklama yapması beklenir. Albayrak sonrası senaryolar arasında, bunun büyük bir kabine değişikliğinin başlangıcı olabileceği, Albayrak, Soylu ve Çavuşoğlu’nun yeni Başkan Yardımcıları şeklinde atanacağı da kulağa gelen söylentiler arasında yer alıyor.

Dün akşamki puslu ortam Dante’nin şu sözünü akla getirdi; “Cehennemin en karanlık köşeleri buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır”.