''Ah zalim felek''

Fransa’da soykırım tasarısının kabul edilmesinin ardından 1915 olayları bir kez daha tartışılmaya başlarken Hagop Baronyan’ın yazdığı “Şark Dişçisi” oyununun Şehir Tiyatroları’ndaki uyarlamasında Markar karakterinin söylediği Ermenice şarkının sonu bu sözlerle bitiyor.

Aslında sadece kendisinin aşktaki talihsizliğini değil yazarının hatta bütün halkının kaderini anlatıyor adeta, çalan “duduk” eşliğinde.

Türk medyasındaysa oyunun içeriğinden çok sahnelenişi konuşuldu. Bir yandan haklıydı da eleştiriler. Ne de olsa çok alışık olmadık şekilde tasarlanmıştı “Şark Dişçisi”.

Beyaza boyanmış yüzler…
Kabarık saçlar…
Abartılı kıyafetler…

Beğenmeyenlere göre Baronyan’ın eseri bir çocuk oyununa dönüştürülmüştü; kimine göre ise Cirque du Soleil ya da Antik Yunan eğlencelerinden öykünülmüştü…

Yaşadığı dönemde yazarı da, oyunun sergilenişi kadar tartışmalıydı aslında. “Şark Dişçisi”ni Türkçe’ye çeviren Boğos Çalgıcıoğlu’nun da belirttiği gibi “Baronyan’ı bazı eleştirmenler Ermenilerin Molière’i kabul etse de bazıları için hiçbir edebi değeri olmayan eser bile denemeyecek şeylerin yazarı, birkaç Fransız komedisini devşirip kendine mal eden bir zavallıydı.”

Bugün artık Ermeni sanatının önde gelen isimlerden kabul edilen Hagop Baronyan, oyununun bu halini görse yorumu ne olurdu bilinmez ama sahnedekilerin “sistemin” yok ettiği Ermenileri ve Ermeni kültürünü yansıttığı tek gerçek…

Artık yeniden hayattalar…
Yeniden İstanbul’da çınlıyor özgürce, kırık Türkçeleri…
En azından bu oyun boyunca…

Kim bilir belki 1915 öncesi yazılan bu oyun “Büyük Felaket” yaşanmasa çok daha önce görünecekti İstanbul sahnelerinde, üstelik Ermeni oyunculardan. Bugün “güvercin tedirginliği” içinde yaşayan bir azınlık değil, bu toplumun kültür - sanatta sesi gür çıkan bir parçası olacaklardı; bunu asla bilemeyeceğiz.

Tek bildiğimiz bugün Surp Agop Ermeni Mezarlığı’nın üzerine kurulan– Hilton ve Divan Oteli’nin de bulunduğu – bölgeye komşu Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sahnelenen “Şark Dişçisi” ile alt tondan bir özür dileniyor Baronyan’dan ve halkından.

Peki affedilebilecek miyiz? Bunun cevabı gelecekte saklı…