Bugün 6 Eylül 2018.

Yani 6-7 Eylül 1955 olaylarının 63. yıldönümü.

O gün olaylar sırasında elimizdeki belgelere göre, İstanbul'da 15 kişi ölmüş, 300 kişi yaralanmış, 4124 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, 1 sinegog, 2 manastır, 26 okul, toplam olarak otel, lokanta, fabrika gibi mekanların bulunduğu 5137 yer saldırıya uğramış, buralardaki yüz milyonlarca dolarlık mal yağmalanmıştır.

Peki kim ya da kimler niye yapmış veya yaptırmışlardır bu vandalistliği?
Bir ara Cumhuriyet'te okuduğuma göre, duayen yazar Ali Sirmen bu olayları o dönemin hükümet yetkilileri yani Bayar - Menderes gerici yönetimi sokak lümpenlerini kışkırtarak başlatmış ve sonunu önleyememiş de işler çığırından çıkmış...

Bu kadar kısa ve basit yani. Helal sana Ali Sirmen. Tarihi çarpıtmak bu kadar kolay ve ucuz. Gerçeklerin üstünü örtmeyi marifet sanıyorsunuz ve kimsenin de tarihi olayları sizin dışınızda öğrenme kabiliyetinin olmadığını düşünüyorsunuz, öyle mi?

Lafı daha fazla uzatmadan söyleyelim;

O dönem iktidarda Bayar - Menderes gerici hükümeti ülkeyi yönetemez hale gelmişlerdi. Gerek üniversite gençliği, gerek işçi sınıfı ve gerekse beyaz yakalı emekçiler tarafından hak arama mücadelesi sokaklarda arama şeklinde hemen her gün mitingler yapılıyordu. Kısacası emekçi halk kendi iktidarını kurma mücadelesi veriyordu.

Bu arada derin devletimiz de boş durmamış hem sermayenin el değiştirip öteden beri devam ettirdiği Türkleştirme projesini gerçekleştirmek, hem de halkın ilerde kendi yönetimini kurmasını engellemek için provokasyon politikasını devreye koydu. Elbette ki gerici Bayar - Menderes yönetimi de o dönemin derin devleti ile işbirliği içinde bu olayın gerçekleşmesinde baş rolü oynayarak görevini yerine getirdi.

Atatürk'ün Selanik’teki evi bombalandı yalan haberi ile ortalık karıştırıldı. İstanbul Karaköy'den Taksim'e kadar İstiklal Caddesi boyunca azınlıklara ait bütün işyerleri, araçlar, evler yağmalandı...
Olayları Komünistler, solcular yaptı diye yalan haberlerle kamuoyu aldatılmaya çalışıldı.

Bir Kontrgerilla üyesi olan Sabri Yirmibeşoğlu bu gerçeği yıllar sonra açık bir şekilde itiraf etmiş; ''Eylemi biz yaptırdık ve çok güzel, fıstık gibi bir eylemdi, istediğimiz sonucu da en iyi şekilde aldık' demiştir...

Şimdi sormak lazım Ali Sirmen ve diğer Kemalist arkadaşlara General Sabri Yirmibeşoğlu bu şekilde bir açıklama yapmış mıdır, yapmamış mıdır? Bu açıklama sonrası herhangi bir hukuki tahkikata uğramış mıdır, uğramamış mıdır?

Bayar- Menderes gerici, halk düşmanı diktatörlüğünün bu olayların büyümesinde elbette ki çok büyük katkısı vardır. Ancak asıl planlayan, uygulamaya koyan ve bizzat yöneten kontrgerilla dediğimiz o dönemin derin devletidir. Tıpkı Maraş, Malatya, Sivas, Çorum ve yakın tarihte de Suruç' da, Ankara gar katliamında olduğu gibi...

Güneş balçıkla sıvanmıyor Ali Bey.

Siz derin devletin pisliklerini örtbas etmeye, biz de gerçekleri açıklamaya devam edeceğiz...