İki yıl sonra bir kez daha nefesler tutuldu.

Gözler Taksim Meydanı’na çevrildi.

Neden malum, 1 Mayıs kutlaması.

Hükümet meydandaki yayalaştırma projesi sebebiyle bu sene Taksim Meydanı’nda kutlanmamasını istiyor bayramın. İnşaat alanında yaşanabilecek bir can kaybını gerekçe gösteriyor.

Sendikalar ise kararlı. Güvenlik önlemlerini alabileceklerini söylüyor, bu sene verebilecekleri bir tavizle gelecek seneleri kaybedebileceklerine inanıyorlar.

Neden mi bu konuda tedirginler?

Bunun için 1 Mayıs’ta Taksim’in kapalı olduğunu ilk açıklayan ismin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in İstanbul Valisi olduğu günlere bakmak yeterli.

2007’DE 695 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda düzenlenen miting sırasında 34 kişinin öldürülmesi ile tarihe "Kanlı 1 Mayıs" diye geçen günden 30 yıl sonra, sendikalar 2007 yılında Taksim Meydanı’na çıkmak istedi.

Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler o yılda da en az bugünkü kadar kararlıydı. İzinli kutlamaların, Çağlayan, Kadıköy ya da Zeytinburnu’nda yapılabileceğini belirtiyor, DİSK başta olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşlarının kutlamaların merkezi olarak Taksim Meydanı’nı göstermesinden dolayı ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını açıklıyordu. Kitlesel bir eyleme izin verilmeyecekti.

Fakat bu sözler sendikaları durduramadı.

Meydanı yine doldurdular ancak polisin müdahalesi sert oldu.

198'i kadın 695 kişi gözaltına alındı.

Güler’in savunması belliydi, suçlu sendikalardı.

“Kazancı Yokuşu'nda basın açıklaması yapabilirsiniz” denmişti ancak onlar İstanbul'da kaos yaratacak adımı atmışlardı!

Hem başka meydanlar da vardı İstanbul’da.

İstanbul'da Kadıköy Meydanı, Kazlıçeşme ve Çağlayan Meydanı gösteri ve yürüyüş alanıydı. Taksim’de ölenler orada da anılabilirdi!

Olaylar sonrasında “'Bugün Taksim'de toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasının nelere, hangi sıkıntılara neden olabileceğini İstanbullar gördüler” diyordu Güler.


2008’DE HASTANEYE GAZ BOMBASI, KÜRKÇÜGİL’E TOKAT

Tansiyon bir sonraki sene de düşmedi.

2008’de de Vali Güler yine uyarılarda bulundu Nisan ayı boyunca.

Taksim’de miting yapılmasına izin vermeyeceklerini, gerekirse güç kullanarak dağıtacaklarını söyledi.

Yine yeniden aynı gerekçesini tekrarladı, “Taksim büyük katılımlı kutlamalar için güvenli değildir.” dedi.

Fakat bu gerginliğin sonunda da bilanço yüksekti.

Olaylarda 530 kişi gözaltına alındı, 38 kişi yaralandı.

Turistlerin de polisin “güvenlik” önlemlerinden payını aldığı olaylarda, yazar Masis Kürkçügil'in bir polis tarafından tokatlanması kameralara yansıdı.

Eylemcilerin gittiği Şişli Etfal Hastanesi Acil Servisi de gaz bombalarından etkilenen yerler arasındaydı, görgü tanıklarına göre polis bombayı hastanenin bahçesine atmıştı, valilikse polis aracındaki gaz bombasının “yanlışlıkla” patladığını açıklayacaktı.

2009’DA “AZ GAZLI” MÜDAHALE!

2009 yılında da İstanbul Valisi Güler geri adım atmadı.

1 Mayıs kutlamaları için sendikalara Kadıköy, Çağlayan ve Kazlıçeşme’yi işaret etmeyi sürdürdü, “Taksim’de ancak temsili kutlama yapılabilir. 300-500 bin kişiyle miting yapılamaz” diyordu.

Tek bir değişiklik yapılmıştı güvenlik çemberinde. Polis Vali’nin deyimiyle, “çok az yerde gaz kullanımına” gidiyordu. Olaylar sonrası Güler, “Geçmiş yıllardan farklı oldu” diyecekti.

Yine de 1 Mayıs’ta 29'u kadın 108 kişi gözaltına alınmış, 21 polis yaralanmıştı.

Güler, günün sonunda “Önümüzdeki yıllarda daha farklı kutlamalar yapılabilir. Sadece Taksim'e endeksli bir emek ve dayanışma günü gerçek anlamından uzak olacaktır” diyordu.

Fakat onun tahmin etmediği bir gelişme oldu. Hükümet 2010 yılında Taksim’i açma kararı aldı. Gerginlik de sona erdi, tansiyon da bir daha yükselmedi.

Ta ki bugüne kadar…