SİNN FEİN’İN LİDERİ GERRY ADAMS’TAN BARIŞ DERSLERİ

Gerry Adams: “Makul bir siyasal alternatif sunulduğu zaman IRA bunu, yani silahı değil siyaseti tercih etti. Adalet, özgürlük ve eşitlikten oluşan bir alternatifti bu... Siyaseti boğmamak lazım, çünkü bu silahı getiriyor.”

Gerry Adams, Sinn Fein’in lideri (ortada), “Şiddet siyasete göre daha kolaydır. İnsanları hapse atmak, generallere teslim etmek Britanya’nın kolayına gelmişti” diyor.

DUBLIN

İrlanda parlamentosuna, eski IRA’nın siyasal kolu Sinn Fein’in lideri Gerry Adams’la buluşmaya giderken büyük postanenin oradan geçiyoruz.
Yıl 1916.
Bir grup İrlandalı isyancı postaneyi basar ve 800 yıllık Britanya egemenliğine karşı İrlanda bağımsızlık  bildirisini yayınlar.
Altında isyancı liderlerin imzası olan bildiri Dublin’de duvarlara yapıştırılır.
İngilizler, bu liderlerden dördünü yakalayıp hiç gecikmeden kurşuna dizince, postane baskını bir anda Britanya’ya, sömürge yönetimine karşı halk ayaklanmasına dönüşür.
Ve 1926’da, İrlanda adasının güneyinde, kuzey hariç büyük bölümünde bağımsızlığa kapı açılır.
Sekiz yüzyıllık egemenlik...
Britanya’nın sömürge yönetimi...
Yetmiyor yine de.
Birgün sona eriyor.
Avrupa Birliği üyesi olan İrlanda Cumhuriyeti’nin parlamentosunun girişinde, postane baskınında yayınlanan bu bildirinin çerçevelenip asılmış haline bakarken, insanlık tarihinin halleri ve gerçek barışa ulaşmanın zorlukları aklıma takılıyor.
Gerry Adams...
Boylu poslu, sakallı bir İrlandalı.
Güleryüzlü bir insan.
Bir zamanlar Britanya yönetimi tarafından terörist ilan edilmiş. Televizyon ve radyolarda kendi görüntüsü ve sesiyle konuşması yasaklanmış. Hem babası hem kendisi IRA faaliyetlerinden, ‘şiddete başvurmak’tan dolayı yıllarca hapis yatmış...
1990’larda Britanya’yla IRA’nın siyasi kolu Sinn Fein’in lideri olarak gizli görüşmeleri başlatan birkaç İrlandalı liderden biri de Gerry Adams.
İşçi Partisi lideri Tony Blair’in 1997’de büyük bir seçim zaferiyle Britanya başbakanı olmasıyla birlikte barış yolculuğu başlıyor.
Düşmanlar el sıkışıyor.
Silahlar susuyor.
Görüşmeler başlıyor.
Gerry Adams’ı dinlerken, ‘barış süreci’nin ne kadar sancılı ve uzun bir süreç olduğunu bir kez daha farkediyorum.
Gizli buluşmalar başlıyor.
1998’de anlaşma yapılıyor.
Silahlar bırakılmıyor ama susuyor.
Parmaklar tetikten çekiliyor.
Yedi yılın sonunda, 2005’de IRA, silahlı mücadele dönemini kapattığını ilan ediyor.
İki yıl daha geçiyor, 2007’de IRA silahlarını gömüyor. Bunun üzerine Britanya da, Kuzey İrlanda’da askeri operasyonları sona erdirdiğini resmen açıklıyor.
1998-2007...
Dokuz yıllık bir süreç!
Ama Geryy Adams diyor ki:
“Barış süreci halen devam ediyor, henüz bitmedi. Çünkü Hayırlı Cuma  Anlaşması’nın hâlâ uygulanmayan tarafları var. Nihai amacımız İrlanda’nın güneyiyle kuzeyini birleştirmek...”
Kuzey İrlanda sorununun çözümünde ‘silah ve şiddetin rolü’nü soruyorum Gerry Adams’a. Kısaca, silahlı mücadeleye Britanya’nın siyasete kapıyı kapatan katı tavrının yol açtığını belirtiyor.
Söylediklerinin özeti:
“Bir yanda devletin şiddeti vardı, diğer yanda baskıya uğrayanın şiddeti vardı. Ben şiddet istemezdim. Ama Britanyalılar kendiliğinden vermeyecekti istenenleri... 30 yıl böyle geçti.”
Gerry Adams bir noktayı sürekli vurguluyor:
Siyasetin önünü açmak!
Britanya’nın siyasetin önünü kesip şiddete yol verdiğini, bunun da barış yolunu kapattığını belirtiyor:
“Şiddet siyasete göre daha kolaydır. İnsanları hapse atmak, generallere teslim etmek Britanya’nın kolayına geldi. Onun için silahlı eylemler bazen meşru olabilir, bazen olmayabilir de... ”
Şöyle devam ediyor:
“Makul bir siyasal alternatif sunulduğu zaman IRA bunu, yani silahı değil siyaseti tercih etti. Adalet, özgürlük ve eşitlikten oluşan bir alternatifti bu. Siyaseti boğmamak lazım, çünkü bu silahı getiriyor.”
Barışın düşmanlar arasında yapıldığını belirtirken bir noktaya özellikle dikkat çekiyor Gerry Adams:
“Barış isteyenler en büyük riskleri göze almak zorundadırlar. Eğer insanları terörist ilan edersen, onlara gangster, haydut muamelesi yaparsan, onları marjinalize etmeye çalışırsan, onlarla bir masaya oturup nasıl konuşabilirsin ki?.. Barış çok zora girer.”
Kürt sorununun barışçı çözümü için Türkiye’ye yardımcı olabileceklerini, ama bunun alçakgönüllülükle yapılabileceğini,  hazır reçeteleri olamayacağını ve hariçten gazel okumanın da yanlış olacağını belirtiyor Gerry Adams...
Barış için sabırlı bir süreç ve diyalog gerektiğini, diyaloğun ise ‘karşı tarafı dinlemek’ten geçtiğini söylüyor.
Democratic Progress Institude heyeti olarak Gerry Adams’la hatıra fotoğrafları çektiriyoruz.
Son sözü, “Barıştan sakın vazgeçmeyin!” oluyor.

Yarın da Dublin’den devam.