Ülke bölünmesin diye mevsimlik işçileri öldürüyorlar!

Emeğiyle ekmek yiyen, aşında, işinde olan, kendinizden, kentinizden uzaklaştırdığınız, barakalara mahkûm ettiğiniz mevsimlik işçileri öldürerek ülkeyi daha mı güçlü kılacaksınız?

Emeğini sömürdüğünüz bu insanlara bu fenalığı yapmaya utanmıyor musunuz?

6-7 Eylül olaylarından 60 yıl sonra aynı azgın ruhun yaşadığına, aynı kepazeliğin diri olduğuna tanık olduk.

Kürtlerin emeğini sömürürken kardeşlikten bahseden, iradesini sömürürken "et ve tırnak" edebiyatından dem vuranların, utanç duygusundan yoksun olduklarını bir kez daha gördük.

Gördük ve yanıldık! İnsanlığımıza hayıflandık!

Ülke daha mukavim olsun, Kürtlerin ve Türklerin beraberliği daha muhkem olsun diye; Kürt işçileri linç edip zorla Atatürk büstü öptürüyorlar.

Bu mudur çare?

Bir arada yaşama iradesini bu ırkçılıkla mı sağlayacaksınız?

Bu kara faşizmle Kürtleri yıldırıp korkutacağınızı mı sanıyorsunuz? Sahi bu kadar düşkün müsünüz?

Son iki günde 170'ten fazla HDP il ve ilçe teşkilatı tahrip edilip yakıldı. Son olarak dün akşam saatlerinde HDP Genel Merkezini ateşe verdiler. Yüreği vatan sevgisiyle dolup taşan azgın güruh, polisin nezaketinden cesaretle yakıp yıkıyor ortalığı. Azdıkça azıyorlar.

Nazi Almanya'sında Yahudilerin ev ve işyerlerine yapılan saldırılardan ne farkı var?

Duyarlılıkları o kadar fazla ki "yasaklı olan" ana diliyle telefonda konuştuğu için bir genci bıçaklayarak öldürdüler.

Kaç genç daha Kürtçe konuştuğu için bıçaklanırsa Türk'ün gücü hissedilir!

Önermeleri basit; PKK'liler Kürt, e bunlar da Kürt, o vakit öldürelim, linç edip Atatürk büstü öptürelim.

Savaş alanlarında ölen gencecik asker ve polisler böylece huzur içinde uyuyacaklar!

Bu kadar vicdandan yoksunlar işte, bu kadar pervasızlar.

Oysa adına milliyetçilik dedikleri bu vandallık zekâ yoksunluğundan, akıl ve ruh bozukluğundan öte bir şey değildir.

Maden kazası oldu memleketin "milliyetçisi bol" bir yerinde. Öyle bir acı ki dağ taş ağladı. Hatırlayın, o zaman en cevval mücadele ve duyarlılık örneğini Kürtler ve demokrat "ötekiler" sergiledi. Ölenler insandı, en muteber mücadele de insanlar için ortaya konmalıydı. Bundan tereddüt etmek, bir an için bile olsa boşluğa düşmek insanlığa yüktü...

Bu bilinçle yaşayan için bir insanın acısı bin kişinin acısına denktir. Ama bugün gözleri kanlanmış, avazınca lanet okuyan, sözüm ona yürekleri yandığı için başka başka ocakları yakanlar, o zamanlar koyunun kavalı dinlediği gibi uslu uslu oturdular. Ne ses ne seda...

301 insan öldü oysa. Şu an söylerken bile ürperiyorum. Batı illerinde kahramanlık destanı yazdığını düşünen korkaklar, 301 insan için ne yaptı derseniz; hiç derim, evet hiç... Yakıp yıkmadılar ortalığı, karalar bağlamadılar, sabrımız taşıyor, canımız yanıyor demediler. Kendilerini tokatlayıp yerde tekmeleyenlere kuzu kuzu gidip oy verdiler üstelik.

Demek ki dert insana duyarlılık değil! Dert başka... Dert Kürd'e düşmanlık.

Aksini iddia eden varsa Afyon'a baksın. Afyon'da insan canına değer vermeyen birilerinin ihmali yüzünden 25 asker mühimmat deposunun patlamasıyla paramparça oldu.

Sonrasında olay çıkmadı. Kimse infiale kapılmadı, Kürtlerin yerini yurdunu yakan vatansever vandallar ortaya çıkmadı, televizyonlar eşliğinde o askerlerin cenaze törenleri yapılmadı, ailelerine gidilmedi, hassasiyet naraları atılmadı, 25 asker öldüğüyle kaldı. Bunun vahim bir ihmal olduğunu söyleyerek, etkin soruşturma talep edenler, "şerefli orduyu" yıpratmakla itham edilip suçlu ilan edildi.

Aksini iddia eden varsa Cemevinde kaldırılan asker cenazelerine baksın. Yalnız ve kimsesizler. Ne bir askeri yetkili, ne hükûmet temsilcisi, ne de sarkık bıyıklı şişkin göbekli vatansever esnaf var yanlarında.

Hani her şehit yüreğinize ateş düşürüyordu. Hani ölen onlardı ama canı giden sizdiniz!

Korkunç bir sona doğru gidiyoruz farkında değil misiniz?

Ölenin kimliği üzerinden hassasiyet gösterirseniz canım ülke cehenneme döner. O zaman suçluyu suçsuzu ayırt etmek mümkün olmaz. Komşusuz, ahbapsız kalır herkes. Bu ateş herkesi hepimizi yakar.

O zaman bu bir avuç azgın güruhun çapsız ve faydasız kimseler olduklarını anlarsınız lakin çok geç olur.