Farkında mısınız bilmem ama Ankara yaşanan katliamdan sonra bizler yani Kürtler, Aleviler, Sosyalistler kısacası bütün ötekiler ve muhalifler her olaydan sonra yaşadığımız mağduriyeti sürekli birilerine anlatmaya çalışıyoruz. Birilerine sürekli mağdur ve mazlum olduğumuzu öldürüldüğümüz anlatmaya çalışıyoruz. Korkunç bir “AMA”lar yığınına insani değerler üzerinden vicdanlı olmayı anlatmaya çalışıyoruz. Anlatmaya çalıştığımız kitle bir an olsun kendini anlatsa ne olur ki;

Azıcık vicdan ve aklınız varsa buyurun aşağıdakileri siz anlatın; özellikle AMAsı bol olanlara gelsin.

Dersim’de katledilenlerin yakınlarına, kalan tanıklara gidip “neden yıllardır sustuğunuzu anlatın, neden devletin kurşunu boşa gitmesin diye başlarına sopalarla vurularak öldürülen çocukları” nasıl görmezlikten geldiğinizi anlatın.

Olmadı Sivas katliamında yakılarak öldürülenlerin kardeşlerine gidip yıllardır madımak otelinin önünde öylece tepkisiz baktığınızı ve devlet gözetiminde insanlar yakılırken baktığınızı anlatın.

Gazi mahallesinde öldürülen Aleviye şehir şehir gezdirilen mahkemeleri anlatın… Çorum, Maraş’ı da anlatın..

Cem evlerinin neden yasal statü kazanmadığını, zorla din dersine tabi tutulmuş çocuğa “dinde zorlama yoktur” pratiğini anlatın.

Haydi, onu anlamadınız kış günü evleri yakılarak yalın ayak yollara düşen insanlara bakıp içinizi nasıl sıcak tuttuğunuzu anlatın.

Gidin 17,500 faili belli ama meçhulde kalmış katillerin nasıl korunduğunu, öldürülenlerin çocuklarına asit kuyularını içiniz yanmadan siz anlatın, onlar dinlesin ya da azıcık yüreğiniz varsa bir cumartesi Galatasaray meydanında O analara yağmur çamur demeden nasıl bir sabırla beklediklerini siz anlatın

Uğur Kaymaz’ın annesine 12 yaşında sıkılan 13 kurşunu siz anlatın. Sofradan kaldırıp öldürülen eşini ve oğlunu anlatın. Uğur’un başucuna koyulmuş keleşi sonra devletin yazdığı senaryoya nasıl inandığınızı, mantığınızı anlatın o dinlesin.

Veya Ceylan Önkol’un annesine gidin eteğine çocuğunun parçalanmış bedenini nasıl topladığını anlatın, sonra empati kurmasını bekleyin.

Baktınız yine olmuyor “daha iyi bir yaşam için” direnen emekçiye, sendikacıya vurulan copları anlatın, tekel direnişindeki işçilere gaz sıkılırken susmanın, sessizliğin nedenini anlatın.

Bunlar kesmedi mi; gidin 17 Aralık “hayata dönüş” operasyonunda yakılan, öldürülen tutsakların yakınlarına hayata nasıl döndüklerini anlatın.

4+4+4 eğitim sisteminin faydalarını, küçücük bedenlerin sırtına asılmış okul çantalarını, okula gönderilmeyen kız çocuklarına geleceği anlatın.

Soma’da, Ermenek’te iş cinayetlerinde öldürülen madencilerin ailelerine hiçbir işverenin neden tutuklanmadığını, sedyedeki örtüyü canından daha kıymetli sayan işçinin ruh halini yetim kalan o çocuklara anlatın.

Roboski’de günlük 50 lira için kaçağa giden çocukların bu ülkenin savaş uçakları ile paramparça edilmiş bedenlerini toplayan analara bir ürünü daha ucuza almak için neden fatura almadığınızı anlatın.

Kürtçe konuştuğu diye öldürülen insanlara Almanya’da Türkçe anadilde eğitimi nasıl savunduğunuzu anlatın.

Hes’lerle, termik santrallerle çevreyi nasıl koruduğunuzu, derelerini kuruttuğunuz köylülere anlatın, ne kadar çevreci olduğunuzu da unutmadan.

Gerilla mezarlarını bombalayarak ülkeyi nasıl koruduğunuzu anlatın sonra da o gerillaların ailelerine bunu neden yaptığınızı anlatın.

Suruç katliamında öldürülen gençlerin ailelerine katile yardım eden işbirlikçilerinin neden halen yakalanmadığını anlatın sonra Suruç’ta ne işleri olduğunu değil IŞİD’in Suruç’ta ne işi olduğunu anlatın.

Cizre’de devlet eliyle öldürülen kızı Cemile’yi bedeni kokmasın diye buzdolabında bekleten anneye demokrasiyi anlatın.

Cizre’de sokakta oyun oynarken başından vurulan Nihat Kazanhan, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım, Ethem Sarısülük, Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş’ın ailelerine gidip devleti ve hukuk sistemini anlatın.

Halen sabrınız varsa gidin panzerin arkasında sürüklenen Hacı Birlik’in mezarının başında insanlığı anlatın.

Kabataş’taki görüntüleri izleyenlerin sosyal medya ve yandaş medya aracılığı yarattıkları kin, nefret, yalan kokan olay örgüsünü anlatın.

Muhalif basına ve internet adreslerini ne için engellediğinizi basın özgürlüğünü baz alarak anlatın.

İstifa edecek misiniz sorusuna iştahla gülen bakanı anlatın, Ankara’da patlamadan hemen sonra patlamayı mağdurlara yıkan zihniyete madem haberdardınız neden önlemediğini bize tane tane anlatın.

Ankara’da öldürülen 100 üzerindeki insanların yakınlarına yoldaşlarına patlamadan hemen sonra yardım yerine gaz ve cop sallayanları anlatın ve azıcık vicdanınız varsa 9 yaşında barış istediği için öldürülen Veysel Atılgan’ın sınıf arkadaşlarına neden öldürüldüğünü anlatın.

Bir kez olsun bu kadar soygun, cinayet, hırsızlık ve talan içinde devlet bize hiç dokunmuyor diye kendinize nedenini anlatın.

Biz anlatmaktan yorulduk şimdi gözlerimizin içine bakıp tüm olan biteni artık birazda siz anlatın…