Ülke tarihinin en kritik seçimine 48 saat kala umut; artık büyümenin de, tasavvur etmenin de ötesinde artık dokunulabilir, solunabilir bir gerçeklik olarak hayatımızda rengarenk açmakta. 48 saat sonra da bu çiçek 21 yıllık karanlığın dibinden bu bereketli topraklar üzerinde en muhteşem tomurcuğunu filizlendirecek. Adeta milat olarak anılacak bu ana özlem öylesine büyümüş ki; saatler geçmek bilmiyor. Ama haklısın be üzgün, örselenmiş, en masum tarafları hırpalanmış, güzellikleri tarumar edilmiş ülkem. Çok bekledin bu anı. Dile kolay 21 yıl. Karanlığın an be an koyulaştığı, cinayet yüklü, çocuk tecavüzlerinin gündelik yaşama indirgendiği, kadın cinayetlerinin vakayı adiyeden sayıldığı, hırsızlığın normalleştiği, peşkeşin devlet faaliyetine dönüştüğü, Anayasa Mahkemesi’nin dahi kapatılmakla tehdit edildiği ve adaletsizlik çukurunun derinleştiği bir 21 yıl. Nerede ise herkes bir bedel ödedi bu süreçte. Kimimiz enkaz altında, kimimiz market raflarındaki etiketleri boş gözlerle seyre dalarak, kimimiz bebelerimiz üşüyerek ölmesin diye saç kurutma makinesini üzerlerine doğru açık bırakıp intihar ederek, kimimiz ise 85 yaşında Sincan Cezaevinde aklanmayı bekleyerek… Bazı kentler vardır doğuştan şanslıdır. Muğla sanırım bu bereketli topraklar üzerinin en güzel çiçek bahçelerinden birisidir. Rengarenk Muğla’nın hiçbir rengi öteki olmadı. Çok çiçekli bahçenin zenginliği, olmazsa olmazı oldu, her birisi renklerin. Bu sebepten olsa gerek; Muğla 14 Mayıs’ta gökkuşağının altından geçmeye ilk namzetler arasında. Yine gerici bloğun Muğla’da adeta ölüm sessizliği moduna girişi (O muhteşem ana saatler kala) çok gözlenebilir hal. Anons araçlarından dahi sesleri çıkmıyor. Zaten olmayan elleri broşür, bildiri falan da dağıtmıyor. Yüzleri olmadığından, yüzsüzlüklerinden görenleri de yok.

MUĞLA’NIN GÖRÜNEN SEÇİM FOTOĞRAFI

Muğla son seçimde yani 2018’de iki milletvekilliğini AKP’ye kaptırarak üzerine koyu bir gölge düşürmüştü. Şimdi yani 5 yıl sonra önemli bir adım atarak Muğla yaylası ferahlığıyla ve güneşle kurtulmak olası bu yürek üşüten gölgeden. Gerici bloğa yedide sıfır çektirecek bir Muğla tarih yazar ve tarih bunu bir milat olarak kayda alır. Muğla’nın verili siyasal haritası ve geçmiş deneyimlerden bugüne süzülen gerçeklik üç partinin 7 vekilliği paylaşma ihtimalini öne çıkarıyor. CHP, İYİ Parti ve AKP vekil çıkarma şansı olan partiler. Şu anda Muğla’da; CHP 4, AKP 2, İYİ Parti 1 vekile sahip. Seçim loto her anlamda en soğuk durduğum meşgalelerdendir. Ayrıca matematiğim de okul sıralarında da çok iyi değildi. Sanırım Muğla Belediye Başkanlığı’na bir dönem aday olmuşluğumun da etkisi ile (Halkımız teveccüh göstermemişti, seçilememiştim. Ve Muğla Belediye Başkanı olamamıştım) Muğla’nın seçim matematiğinden az buçuk çakar oldum. Kısaca seçim sistemi üzerinden bir örnekle dağılım hesaplaması yapmak gerekirse:

Partiler

Oy/1

Oy/2

Oy/3

Oy/4

Oy/5

Partinin çıkardığı
milletvekili sayısı

A Partisi

60.000

30.000

20.000

15.000

12.000

4

B Partisi

25.000

12.500

8.333

6.250

5.000

2

C Partisi

14.000

7.000

4.667

3.500

2.800

1

Burada 7. Vekillik 12.500 oyla seçilmiş oluyor. Dip rakam 12.500 olduğu için 12.500 altı oy almış partilerin oyları işlevsiz kalıyor ve kaba tabirle çöpe gidiyor. Muğla’da son seçimde İYİ Parti 106.000 oy ile 1 vekil çıkarabilmişti. 14 Mayıs’ta oy kullanacak seçmen sayısı da geçtiğimiz seçime göre 85.000 civarında arttı. Muğla’dan bir vekillik hedefiyle hareket eden dostlarımızın bunu hesaba katması gerekir gibi. Bunun üzerinden çöpe gidecek oyda barem oluşturacak asgari limiti tahmin etmek zor olmasa gerek. Muğla’nın çıkaracağı milletvekili sayısı geçmişle kıyaslandığında durduğu yerde (yani 7’de) dururken, seçmen sayısı durmamış ve artmış. Verili durumda sağ duyunun İYİ Parti’de, sol duyununsa CHP’de odaklaşması ideal olanıdır. Ve AKP’yi Muğla’da sıfırlayacaktır.

2018’İN ANA OMURGASI, 14 MAYIS’TA AYRIŞTI

Bu seçim Yeşil Sol olan, HDP 2018 seçimlerinde önemli bir başarıya imza atmıştı. 42.500 oy alarak %6.7’ye tekabül eden oranla MHP’nin önünde 4. büyük partisi olmuştu şehrimizin. Hepsi öz HDP oyları mıydı? Kesinlikle hayır. Çünkü o seçimde Selocan’ın oyu %2.8’e denk düşmüştü. Aradaki fark üzerinden bazı ip uçlarına ulaşmak olası. 2018 seçiminde HDP’ye kilitlenen önemli bir sol-sosyalist seçmen tabanının bu seçimde TİP’e yöneleceği aşikar. Yine barajı aşması için CHP tabanından da önemli bir akış olmuştu, HDP’ye. Oy saydırmanın, onur oyu almanın ne denli kıymetli olduğunu iliklerinde, kemiklerinde, yüreğinde hissedenlerdenim. Ama dostlar, yoldaşlar bu seçim o seçim değil. Gözünün üzerinde kaşın var deme zamanı hiç değil. Eski hesapları ortaya dökmek gericiliğin sofrasına meze olmaktan başka işe yaramaz. Hele hele yok TİP 1. Sıra adayı eski ülkücüymüş, Yeşil Sol 1. Sıra adayı apolitikmiş, CHP adayı MİT emeklisiymiş… 2018’de HDP dışı kesimlerin HDP’ye oy vermesi ne ölçüde ahlaki, tutarlı ve onurlu bir tercih idi ise, bugün de tersinden yatay akış aynı manayı taşıyacaktır. Sonuçta matematik yalan söylemez. Muğla’nın seçim matematiği ise hiç de karmaşık değil. Tıpkı Muğla’nın insanı gibi temiz, net ve sade bir tablo söz konusu. Bunlar siyasetin etik özüyle hele de sol-siyasetin düzeyiyle örtüşmeyen bayağılıktan öte mana taşımıyor. Zaten bel altı bu jargon çok fazla da ilgi görmedi şehrimizde. Ayrıca pazara kadar değil, mezara kadardır yoldaşlık. Siyaset de 14 Mayıs ile nihayetlenmiyor. 15 Mayıs sabahında birlikte aynı kulvarda siyaset yapamasak dahi birbirimize bakabilecek yüzümüzün olması gerekir diye düşünüyorum.

ÇÖPE GİDECEK HER OY, AKP’YE YAZAR

Selocan bu seçimin sol-duyusunu temsil eden bana göre en önemli öznelerden. Daha seçim sürecinin başlarındaki; “Bu seçim iyilerle, kötüler arasında olacak. Üçüncü tarafı yok” tespitinden, “Çöpe gidecek her oy AKP’ye yazar” yaklaşımına değin çok net bir duruş var. Cumhur ittifakı denen karanlık bloğun berisi bu taraftır, bizim taraftır. Muğla’da bizim tarafın stratejik olmayan oy tercihi AKP’ye gereksiz bir vekillik kazandırırsa bunun telafisi olmaz. Bunun vicdan azabını en çok da eminim ki; kıymetli oyu çöpe giden dostumuz, yoldaşımız çekecektir. Demek istemiyordum ama demeden de yapamayacağım; Selocan’ın deyimi ile; “Oyu AKP’ye yazan” memleket sevdalısı en büyük acıyı yaşayacaktır. 15 Mayıs sabahında aynaya bakarken, yüzünü yıkarken; “Ben bu ellerle mi?..” diyecektir belki de… Saatler kala Muğla’nın sol-duyuya en çok ihtiyacının olduğu bir zamanın arifesindeyiz. Yüreği solda atanın sandıkta gereğini yapacağı pek de tereddüde mahal vermiyora benzer. Ayrıca Muğla seçmeni; “Faşizme ve karanlığa karşı dışarıda birleşemeyenlerin, zindan buluşmalarının” dramatik ve trajik sonuçlarına önemli ölçüde tanıklık etmiştir. Muğla seçmeninin; Kayanın sert olduğunu anlaması için, kafasını kayaya çarpması gerekmiyor. AKP’yi Muğla’da sıfırlayacak her oy kardeşliğe uzanan el, karanlığa karşı örülecek aydınlanma barikatınaysa tuğla olacaktır. Devrimcilerin, yurtseverlerin, solcuların Muğla’da çöpe daha doğrusu AKP’ye gidecek tek bir oyları dahi yok. 14 Mayıs’ta, Demokrasi-Adalet-Emek Ve Kardeşlik halayına hep beraber duracağız. Zeybek de oynayacağız, horon da tepeceğiz. Bunu çok fazlası ile hak ettiğimize de inanalım… Şimdiden hoş geldin ülkemin en keyifli, en güneşli baharı.