Gazetemizin Ankara bürosundan Namık Durukan Hatay’da, Suriye sınırında. Dün öğlen kendisiyle sohbet ederken gelişmeleri şöyle özetledi:
“Suriye’nin kuzeyindeki -ya da Suriye Kürdistanı’ndaki- yerleşim birimleri her geçen gün Kürtlerin denetimi altına giriyor. Daha şimdiden Kobani, Afrin, Derikathamko ve Amude isimli yerleşim birimlerinde artık Esad rejiminin değil, Kürtlerin sözü geçiyor.”
“Kürtler ama hangi Kürtler?”
Namık Durukan:
“En güçlü örgütün adı PYD... Suriyeli Kürtlerin hakimiyetinde olan PYD, PKK’nın Kuzey Suriye’deki uzantısı... Bölgeyi büyük ölçüde PYD kontrol ediyor.”
“Peki diğer Kürt örgütleri...”
“Halen Kuzey Suriye’de Kürtlerin PYD dahil toplam 16 örgüt ve grubu var. Bunlar geçenlerde Kürdistan Ulusal Cephesi adı altında toplandılar. Bunun öncülüğünü Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani yaptı ve hepsini bu yakınlarda Erbil’de topladı. Bu cephenin içinde Barzani’nin partisinin bir kolu olan ve Kuzey Irak’ta eğitim gördükleri belirtilen Suriye Kürdistan Demokrat Partisi de yer alıyor. Cephenin içinde yer alan Suriye Kürtleri arasında problemler var ve bu konuda Barzani’nin uzlaştırıcı çabaları söz konusu...”
“Kamışlı’da durum nedir?”
Namık Durukan:
“Suriye Kürtleri özellikle Mardin’e bitişik Kamışlı ilçesinde kontrolü ele geçirmek istiyorlar. Fakat bunu henüz gerçekleştirmiş değiller.”
Bugünkü yazımın başlığını Namık’la konuştuktan sonra attım:
“Kuzey Irak’tan sonra şimdi de Kuzey Suriye...”
Yetmedi, Ankara için bir de üst başlık koydum:
“Haydi bakalım kolay gelsin!”
Evet, aynen öyle.
Suriye fokur fokur kaynarken, Esad’ın Baasçı diktasının hayatı da hızla kayıyor. Bunun sonucu olarak ülkede büyük bir iktidar boşluğu doğuyor.
İşte bu boşluğun bir parçası da Türkiye’ye bitişik Kürt bölgesinde -ya da Suriye Kürdistanı’nda- doğuyor.
Ve Suriye Kürtleri bu boşluğu doldurmak için hareketlenirken, Türkiye’nin yanı başında ‘Kuzey Irak’tan sonra şimdi bir Kürt bölgesi daha sahneye çıkıyor:
Kuzey Suriye!
Bunun adını Ankara’nın resmi söylemiyle Suriye’nin Kuzeyi diye de koyabilirsiniz.
Ama değişen bir şey olmaz.
Eğer yeni Suriye kurulacaksa, onun içinde de ‘özerk bir Kürt bölgesi’nin kurulması çok yakın bir ihtimaldir.
Bunun sinyalleri daha şimdiden Suriye’nin Türkiye’ye bitişik yerlerinde Kürtlerin denetimine geçen yerleşim birimleriyle yanıp sönmeye başladı.
Kuzey Irak’ta çekirdeği çoktan atılmış olan bir Kürt devleti var.
Şimdi sıra Kuzey Suriye’de!
Anlaşılan öyle.
Bağımsızlık değilse de, ‘özerklik’le başlayacak bir yolculuğun işaretleri geliyor fokurdayan Suriye’den.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin tohumları da böyle atılmıştı, 1990’lardaki ve 2000’lerdeki savaşlarla...
Sözü elbette bize getireceğim (*).
Yanı başımızda bu gelişmeler yaşanırken, biz hâlâ Kürtçe yer isimlerini yasaklamakla (Radikal’in pazar günkü enfes kapak haberi), seçmeli Kürtçe dersi ya da Kürtçe eğitim tartışmalarını uzatmakla uğraşırken, aynı zamanda elde sopa PKK ve Kürt sorununu çözebileceğimizi sanıyoruz.
Yazık!
———————————-
* PKK ve Kürt  sorunumuzla Kuzey Suriye bağlamında iki güzel yazı: Ruşen Çakır’ın 21 Temmuz 2012 tarihli Vatan’da çıkan “Kürt sorunu: Hâlâ Vakit Var mı?” ve Kadri Gürsel’in 22 Temmuz 2012 tarihli Milliyet’te çıkan “PKK artık barış için acele etmez” başlıklı yazıları.

Diyarbakır’daki devlet şiddetine tepki

Çok sayıda yazar, öğretim üyesi, sanatçı ve barış aktivisti yayınladıkları bir bildiriyle, Diyarbakır’da yaşanan ‘devlet şiddeti’ne tepki gösterdi ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in istifasını istedi.
Bildiri aynen şöyle:
“Biz aşağıda imzası bulunan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, Kürt halkıyla eşit yurttaşlık temelinde barış içinde birlikte yaşamak istiyoruz. BDP’nin temel demokratik haklar kapsamında düzenlemek istediği Diyarbakır mitingini engellemek için uygulanan devlet şiddetinden utanç duyuyoruz. İktidarın olayları ters yüz ederek BDP’yi suçlu gösterme çabasını kınıyoruz. Göreve geldiği günden beri Kürt halkına yönelik saldırgan tutumuna ek olarak Diyarbakır’da polis tarafından ağır şekilde hırpalanan milletvekillerine ‘zavallı’ deme cüretini gösteren İçişleri Bakanı’nın istifasını talep ediyoruz.”