Dünden beri gözümün önünde bir fotoğraf beliriyor. Ölü bir çocuğun fotoğrafı. Bir gözü fal taşı gibi açılmış ölü bir çocuk.

Şefkat ve merhamet ayının, şefkatsiz ve merhametsizleri tarafından öldürülmüş bir çocuk.

Diğer gözü yok, diğer gözü paramparça olmuş. Kurşun yüzünün bir tarafını parçalamış. Kobani'de öldürülen onlarca çocuktan bir tanesi...

IŞİD teröristlerinin önceki gün Kobani'ye yönelik saldırısından bahsediyorum. Doğrusu buna saldırı demek yanlış bir değerlendirme olur. Zira Türkiye'nin desteğiyle gecenin karanlığından istifade edip katliam yapmak için kente sızmış bir amaç var ortada.

Bu sızma girişimi kontrollü bir askeri harekat değil ve bir hakimiyet kurma amacı taşımıyor. Denebilir ki bu bir intikam saldırısıydı. Kaybedilen mevzilere karşılık Kürtlerin canını yakmak ve cezalandırmak amaçlanan şeydi.

Bir genç olay anını anlatıyor; önümüzden geçtiler, biz de zafer işareti yaparak selamladık onları. YPG'li zannettik, bizi taramaya başladılar. Kendimizi içeri attık. Dört kişinin kafasının kesildiğini gördüm.

Facebook'ta annemin kanlı yüzünü gördüm. Bir gözü şişmişti, yüzü tanınmaz haldeydi.
"Anne ölmemiş ol" diyerek dua ettim. Ama annem ölmüştü. Annemin kafasını kesmişler. Bunları anlatan genç sonra hıçkırıklara boğularak ağlıyor.

Bir baba, çocuğunun cansız bedenini sımsıkı kucaklamış. Kendi ruhunu üfleyerek can verecekmiş gibi... Kurumuş dudakları, kan ağlayan gözleri, ölü bedenlerden ortalığa yayılan kesif kokuyla inip kalkan burun kanatları, hayat belirtisi olsa da ruhu çoktan ölmüş. Çocuğuyla birlikte kendisi de ölmüş.

Bir evlat hıçkırıklara boğularak ağlarken, sıra sıra dizilmiş bebekler ölü bedenleriyle yatarken, göz yaşları kurumuş anneler sonsuz bir karanlığın bilinmezliğine bakar gibi evlatlarına bakarken, AKP hükümeti ve yancısı havuz medyası "et derdine düşen kasap misali" kâr, zarar hesabı yapıyor.

IŞİD terör örgütü iki günde; Kobani'de 200’den fazla Kuveyt'te 24, Somali'de 30, Tunus'ta 27, Fransa'da 1 insan katletti. Bu katliamlar İslâm'i tetörizmin "ikiyüzlülüğü din bilen" kaynağından dünyanın bağrına oluk oluk akarken, Ortadoğu'ya nizam vermeyi uman Tayyip Erdoğan dünyaya sesleniyor.

Baş sağlığı yok bu seslenişte, üzüntü ifadesi yok, kınama yok, mağrur ve mütehakkim bir adamın kana susamış kini var bir tek.

"Bedeli ne olursa olsun, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz."

Kobani'de 200’den fazla insanın vahşice katledilmesinden sonra, ancak seçim dönemlerinde Kürtlerle "kardeş" olduğunu anımsayan Tayyip Erdoğan'ın hissiyatı bu oldu.

"Bedeli ne olursa olsun, güney sınırımızdaki bir oluşuma engel olacağız."

Sarih niyetimle soruyorum; böyle bir katliamdan sonra bu düşmanca hisleri dile getiren birinin samimiyeti nedir, siz söyleyin!

Esad'ın yıllar yılı Kürtleri yok saymasından hicap duymayanların, Kürtlerin kendi yönetimlerini kurma iradesi karşısında çıldırmaları nasıl bir kardeşliğin gereğidir!

Seçim döneminde AKP ve yancısı havuz medyası "Kobani düştü düşecek" sözünün yanlış anlaşıldığını, Tayyip Erdoğan'ın aslında dünya kamuoyunu harekete geçirmek istediğini, geviş getirir gibi söyleyip durdular.

Şüphesiz bu Kürtleri kandırma samimiyetsizliğiydi. Bütün dünya Kobani derken, Tayyip Erdoğan'ın ısrarla Ayn El Arap demesi bile bunu apaçık ortaya koymaktaydı.

Peki bu sefer ne diyecekler, nasıl tevil edecekler bu ayan beyan düşmanlığı?

Ölü çocukların resimleri hafızamdan silinmiyor. Duygular cayır cayır yanarken, akıl nasıl hakimiyet kursun! Bir başka çocuğun morarmış simasını görüyorum. Sonra Tayyip Erdoğan'ın Kürtlere düşman hisleri çınlıyor kulaklarımda. "Bedeli ne olursa olsun, güney sınırımızdaki bir oluşuma engel olacağız."

Yeni bir seçim dönemine kadar insanlık belirtisi göstermeden, her türlü kötülüğü yapacaklar. Seçim zamanı gelince de canını, malını, onurunu hiçe saydıkları Kürtlerin cebine seslenecekler, biz kardeşiz diyecekler.

Orhan Miroğlu'nu piyasaya salacaklar, "IŞİD terör örgütü değil" diyecek o da. Erdoğan, ümmetin umudu diyecek. HDP'ye oy verenler nankör diyecek...

Bunları "yaşamak için ölümden ölüm beğenen" Kürtlere diyecekler.