Acının ve açlığın yürekleri tutsak ettiği bir günde bayramı kutluyoruz.

Yüce gönülleriniz incinmesin diye Kürt demeyeceğim, Kürdistan demeyeceğim!

Şefkat ve merhamet ayının bayramında, bombardıman sonucunda Cudi dağı yanıyor.

Börtü böcek yanıyor, kelebekler yanıyor, yumurtaya oturmuş kuşlar yanıyor, telaşla yuvalarına erzak taşıyan karıncalar yanıyor...

Cümle tabiat yanıyor...

Kürd’ün yüreğindeki yangın, bazıları için serinliktir biliyorum. Bunu Roboski'de gördük...

Kürt dağlarında kana bulaşmış toprağı avuçlarken analar, memleketin batısı havai fişek patlatıp kutlama yapıyordu.

Kürtlerin ölümüyle ihya olanlar mutlu mesut günler yaşarken, zehir zemberek anlar Kürtlere kaldı.

O günden bugüne çok keder aktı, çok can yandı. Kürtlerin anaları dışında analar ağlamadı şükür!

Bayramınız mübârek olsun, Cudi dağı yanıyor...

Birlik ve beraberlik mesajları, din vurgusu yoğun mesajlar, bir hakikate işaret etmiyor ne yazık ki.

Kürtlerin ölümüne duyarsızlaşmış insanların, Kürtlerin yaşadığı yerlerin tahrip edilmesine de aynı vicdansızlıkla duyarsız kalmaları, Bodrum'daki çevreci hissiyatın Şırnak'ta körelmesi, ırkçılığın ve namertliğin dışa vurmuş hali değil midir?

Kürt katırlarının intihar ettiğini söyleyen Vali bey, Cudi'de yanan ormanlar için ne söyler acaba?

"Cudi ormanları Kürtlerin isyanına tahammül edemeyip kendi kendini ateşe verdi" açıklamasını bekliyoruz.

Makul olan "saçmalık" budur!

Kürt dağları yanıyor, yankısı Kürd’ün yüreğine vuruyor. Yankısı vicdanı sızlayan insanların yüreğine vuruyor.

Buğusu genzi yakan toprağın ıslağı yanıyor.  Kekliklerin sesi, arıların vızıltısı yanıyor. Dereler kuruyor, çağlayanlar susuyor.

Memleket insanı merhamet ayının bayramını kutluyor. Bu duygulara bile Kürd’ün yüreğini yakmayı ihmal etmiyor.

Bayramınız mübârek olsun, Cudi dağı yanıyor...