Abbasiler ve Emeviler döneminde dünyanın en önemli kültür ve medeniyet merkezlerinin bulunduğu Irak 1258’de Irak’a giren Moğol hükümdarı Hülagü’nün şehirleri yakıp yıktığı günlerini tekrar yaşıyor. Postmodern Hülagülar IŞİD mensupları olduğu kadar aynı zamanda politikalarıyla Moğol zihniyetinin yeniden canlanmasına kan veren Irak Başbakanı Maliki’dir de.

Safevilerin Irak’ta varlıklarını mezhep farklılıkları üzerinde kurgulayıp güçlendirmelerine benzer şekilde Maliki’de aynı yöntemi seçti. Sonuç, Bağdat sınırlarına toplumsal desteğini devletin siyasal ve ekonomik yapısından dışlanan Sünnilerden alan IŞİD oldu.

Tarihi bir hakikattir: Zulüm ile abâd olanın ahiri berbâd olur. Bırakın tarihi, günümüz dünyası bunun örnekleriyle dolu.

Irak’ta Saddam’ın Şiilere yaptığını, Maliki Sünnilere yaptı. Sünni Saddam, Şiileri öldürmekten, dışlamaktan çekinmedi. Şii Maliki de bunu Sünnilere yapmaktan çekinmedi. Saddam son nefesini darağacında verdi. Maliki şimdi ölümün soğukluğunu Bağdat sınırlarına dayanan IŞID kuvvetlerinde hissediyor.

Ama hem Saddam hem Maliki fırsat bulduğunda Kürtleri tehdit etmekten, öldürmekten kurumsallaşmalarına engel olmaktan çekinmedi. Bugün Kürtler, onların ölümüne seyirci kalıp fetvalarıyla, insan kaynaklarıyla katkı sunan Sünniler ve Şiilerin birbirlerini öldürmelerini maalesef seyrediyor ve sınırlarına dayanan mazlumlara yiyecek ve barınma olanakları sağlıyor.

Ve aynı Kürtler siyasal-ekonomik kurumsallaşmaları sağladıkları huzur ve güvenle federal Kürdistan’ı bağımsızlığa taşımaya doğru güvenle yol alıyorlar. Başkan Barzani’nin sakin, sağduyulu, gücünün farkındalığını yansıtan ve uluslararası dengeleri önemseyen politikası meyvelerini veriyor. Kürdistan petrolü Avrupa pazarına taşınırken petrol zengini Kerkük Kürtlerin denetimine giriyor.

Bağımsız Kürdistan yolunda en önemli dönemeç olan Kerkük artık gerçek sahiplerine kavuştu. Iraklı yetkililerin yıllardır uyguladığı nüfus politikaları Kerkük’ün Kürt şehri olma özelliğini ortadan kaldıramadı.

Kerkük’te Irak anayasasının 140. maddesini Kürtlerin yararına olur diye yıllardır uygulamaktan kaçınan Maliki yönetimi en sonunda şehri kendi eliyle peşmergelere bırakıp kaçmaktan başka yol bulamadı. Böyledir ama, sadece askeri güçle hakim olduğun yerlerde gün gelir bölgeyi esas sahiplerine bırakıp kaçmaktan başka yol bulunmaz.

Özetle, IŞİD Maliki politikalarının yarattığı canavardır. Musul’un IŞİD denetimine geçmesinden sonra yapılan binlerce analizden de tek sonuç çıkar:

O sonuç, Irak’ın mevcut durumuyla Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin bir arada yaşayabileceği bir devlet olmaktan çıktığıdır. Irak’taki farklı mezhep ve kimlikleri bir arada tutabilecek ortak bir payda zaten yoktu. Son olaylar hiçbir şeyin kalmadığını da gösterdi.

Irak’ta şiddet sarmalına yakalanmış Şii ve Sünni Araplar arasında paramparça olmuş güven ilişkisini tesis edecek hiçbir değer yok. Maliki’nin mezhep politikası meyvelerini verirken ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John Biden’ın haklılığı ortaya çıkıyor. Irak diye bir devlet yok ve Irak için nihai çözüm Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin bağımsız olduğu yeni bir dönem başlayacak.

Etnik ve mezhepsel kimliklerle bölünmüş Irak’ı bir arada tutacak bir değer kalmadığına göre Irak’ı “yeryüzünün cehennemi” olarak tutmaya kimin hakkı var? Kim hangi gerekçe ile her gün Şii ve Sünni müslümanların birbirlerini öldürmesine razı olacak?

Irak, tutmayan bir tutkal ve artık İngiliz Mark Sykes ile Fransız Georges Picot un Kahire’de masa başında yaptığı haritanın yırtılıp atılması zamanı geldi. Anlamak güç olmasa gerek, Irak İngiltere’nin, Bağdat Musul ve Basra’yı bir araya getirerek oluşturduğu sanal bir devletti. Artık o devlet dağılıyor. Yaşananlar, İngiltere’nin kurdurduğu düzenin Amerika’nın ameliyatına rağmen yaşama şansının kalmadığının göstergesi. Yaşananlar kırılan bu düzenin son hıçkırıkları.

Uluslararası güçlerin ve komşu ülkelerin artık olmayan ve bir daha da hiç olmayacak ”Irak’ın toprak bütünlüğü” safsatasından kendilerini kurtarmalarının vaktidir. Irak’ın Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında bağımsız devletler şeklinde yeniden yapılandırılması şu anda Iraklılara yapılacak en büyük iyilik olacak çünkü.