Türkiye’nin demokrasisinin modelliğinden söz ediliyor Ortadoğu toplumları için. Bununla denmek istenen belli. Bu toplumları kör gözüm parmağına otoriter devletçi rejimlerle yönetmektense “Türkiye’deki gibi bir demokrasi”yle yönetmek daha doğru, daha kabul edilebilir. Denmek istenen bu.


“Türkiye’deki gibi bir demokrasi”
den kastedilen nedir diye soracak olursanız sanırım en azından “şu kadarcık” da olsa toplumun tercümanlığını da işin içine katacak bir yönetim biçimi olması. O kadar! Yoksa güçlü devletin güçlülüğünden, toplumu yönlendirme imkânlarını elinde tutmasından bir kaygı değil dile getirilen.

Nitekim yeni bir seçime hazırlanmakta olduğumuz şu günlerde model olacak demokrasimizin de ne menem bir şey olduğuna dair örnekler de artıyor. Ne yazık ki kimse çıkıp da bu mu model olacak olan demokrasimiz diye de sormuyor.

Partilerin genel başkanları bilmem kaç bin dosyayla odalarına kapanmışlar. Kimlerin milletin “vekili” olacağına karar verecekler. Bunları gazeteler yazıyor. Biri, bir delikanlının yolunuza çıkıp hangi adayın milletvekili olmasını istersiniz türünden bir soruya verdiğiniz alelacele cevaplardan giderek karar verecekmiş, diğeri de kimi küçük Anadolu şehrinde, o da kaç kişi oldukları belli olmayan partililerin katılımıyla sözde önseçim yapacakmış ama asıl depo büyük şehirler olduğu için de o listelere kendi karar verecekmiş vs. vs.

Bizim demokrasimiz işte böyle bir demokrasi!

Denebilir ki bu hiç yoktan iyidir. Bakın Ortadoğu ülkelerine. Buralardaki yönetimler otoriter devletçi, askerci yönetimler. Oralarda toplumun esamisi bile okunmuyor. Burada hiç değilse toplumun da, anketle manketle de olsa nabzı tutuluyor, onların da tercihleri dikkate alınıyor, isteklerine tercüman olunuyor vs, diyebilirsiniz.

Bunları böyle söylediğinizde kısmen de olsa haklı da olursunuz.

Peki ama ya toplum değişmişse? Toplum artık “tercümanlarla” değil de kendisi için kendisi konuşmak istiyorsa? O zaman sizin bu Ortadoğu ülkeleri için önerdiğiniz demokrasiniz kendi toplumunuz için anlamsızlaşmışken nasıl olacak da başka toplumlar için kurtarıcı bir model olacak?

Toplumun siyasal istikrarını sağlamak iddiasıyla hâlâ tutulan yüzde 10 barajına ne demeli? Bu, sahiden toplumda siyasal istikrarı sağlamak için mi tutulmakta yoksa belirli bir yönetim elitinin gücünün devamını sağlamak için mi?

Ya da gelin şu partilere yapılan devlet yardımlarına bakalım: Siyasi Partiler Yasası denen bir yasayla öyle bir dümen yapmışız ki “devlet bir önceki seçimlerde yüzde 10 barajını geçen partilere bu yardımı yapar” diyerek kazanmışların yeniden kazanmasını garanti altına almışız.

Oysa bu, inandıkları rekabetçi piyasaya bile ters. Orada hiç olmazsa yeni firmaların piyasaya girmeleri özendirilir. Hatta eğer piyasada az sayıda firma egemenliği varsa devlet piyasaya girecek firmalara ucuz krediden tutun her türlü devlet desteği vermeye hazırdır.

Ya da alın şu seçimlere bağımsız girmek isteyenlerin ödemesi gereken paranın sekiz bin TL’ye (yani sekiz milyara) çıkarılması meselesini. Ne demek isteniyor dersiniz? Seçilme hakkınız var var olmasına ama seçilebilmek için ya zengin olmalısınız ya da başlarken birilerine borçlu başlamalısınız mı denmek isteniyor? Sanki bu müthiş yaratıcılık özellikle bağımsız girecekleri belli olan BDP’ler ve solda siyaset yapanlar için düşünülmüş bir yaratıcılık gibi.

 
Oysa anlamıyorlar ki nerede “kazananlar her daim kazanmaya devam ediyorsa”, nerede toplumun iradesi karşısında “güçlü tekeller” oluşuyorsa orada er ya da geç bir “kıyamet” kopar. Tarihteki kutsal kitaplara girmiş bütün “kıyametlerin” de kaynakları bence bunlar.

Uzatmayalım.

Bizim demokrasi modelimiz “arkaik” bir model. Bizim insanımızın derdine çare olamazken başkalarınınkine çare olabileceğini düşünmek bir densizlik. Zaten hemen her Cuma, Mısırlıların, namaz sonrası, dün, Mübarek’e, bugünse askerlere verdikleri mesajda böyle bir demokrasi modeli yok. Onlar kendi hayatlarını etkileyen kararlarda kendilerinin de dâhil edilmelerini istiyorlar. Yani bizim demokrasimizde henüz daha telaffuz edilmeyen bir şeyi istiyorlar.


Ama bizim toplumumuzun da derinlerde istediği bir şeyi...