''Sokaklarda dolaşırken yolda yürüyen birini fark ettim. Onu beni dolandıran travesti sandım. Onun yanına yaklaşıp verdiğim parayı geri almaya çalışacaktım. Ancak mücadele sırasında onun travesti olmadığını anladım. Kendimi tutamadım. Ona tecavüz ettim. Daha sonra cep telefonunu alarak oradan kaçtım. Cep telefonumu evinin yakınındaki bir apartmana girerek yüksekte bulunan doğalgaz saatinin üzerine bıraktım."

Gündemi az-çok takip edenler bu sözlerin kime ait olduğunu da bilirler, ama ben tekrardan hatırlatayım. Bu sözler, İstanbul'da erasmus öğrencisi kadına tecavüz eden Moğolistan'lı tecavüzcüye ait.

''Kadın sandım travesti çıktı öldürdüm'', ''Travesti sandım tecavüz ettim''

Korkunç bir zihniyet!

Üstelik katillerin bu savunmasına karşılık suça azmettirici olmasını öne sürerek, ceza yaptırımını azaltan bir yargı sistemimiz mevcut.

Daha da korkunç!

Hızla şiddete, nefrete sürükleniyoruz. Cezalar caydırıcı olmadığı gibi, eril zihniyetin koruyucusu da...

Bize bir yasa lazım; huzurun, eşitliğin ve özgürlüğün koruyucusu olsun.

***

Tabii, bir de böyle bir durum söz konusu: Yıllardır Trans/LGBTİ Onur Yürüyüşü'nde ahlak ahkamı kesen güruh böylesi durumda meydanları boş bırakıyor. Ya hu, sizin o ahlakınıza ters düşen sadece LGBTİ'ler mi? diye, sormadan geçemiyor insan.

Bkz: Ekim ayında 35 kadın katledildi. (4 yaşında cinsel istismar sonucu öldürülen Irmak ve 15 yaşında doğum yaptığı için öldürülen Derya gibi çocuk kadınlar dahil)

21 kadına cinsel şiddet uygulandı, 29 çocuk istismara uğradı, 3 nefret suçu işlendi.

Kasım ayında 100'ü aşkın çocuk istismara uğradı. 28 Kadın katledildi. 19 yaşındaki kadına cinsel şiddet uygulandı.

Vahşet! Türkiye'de 2 ayda toplamda 63 kadın katledildi, yüzlerce istismar ve nefret suçları da beraberinde...

Taciz, tecavüz ve cinayet birilerinin ahlakına ters düşmüyor mu? Nedir bu sessizlik?

Kusura bakmayın ama iki yüzlüsünüz.

Ben buna ''eril ahlakın ahlaksızlığı'' derim, başka bir şey demem.