Bir çınar daha gitti aramızdan.. Bir dev daha.. Bir Çetin Altan..

Onu mutlaka okumalısınız. Tanımalısınız.

Türkiye'nin ilk'lerinden birisiydi.

Çetin Altan, 1965’te Türkiye İşçi Partisi’nin Meclis’e gönderdiği ilk sosyalist milletvekillerinden oldu.

Ve yine bir ilk'le karşımıza çıktı Çetin Altan..

Söylenmeyenleri söyleyen, dobra ve muhalif yönünden kaynaklı, milletvekili dokunulmazlığı kaldırılıp iade edildi.. Meclisin dokunulmazlığı kaldırılan ilk milletvekili..

Bir toplantıda Genel Kurul’u yöneten TBMM Başkanvekili’nin kendisini sürekli uyarması üzerine “Sizin benden yukarıda oturmanız bir marangoz hatasıdır” sözleriyle de siyasi tarihe geçti.

Başkanvekili sözünü geri almasını isteyince de TBMM tutanaklarına geçen şu düzeltmeyi yaptı: “Sizin benden yukarıda oturmanız bir marangoz hatası değildir.” Milletvekilliği yıllarını daha sonra ‘Ben Milletvekiliyken’ kitabında topladı.

Başkanvekili ile Çetin Altan'ın arasında geçen bu diyaloğu okurken aklıma bir Leyla Zana geldi..

Meclis'te ilk'lerinden kaynaklı belki de..

Belki de kural tanımaz yönüyle birbirine benzettim iki güzel insanı..

Çetin Altan'ı yakından tanıma, bir çay içme ya da sohbet etme imkanım hiç ol(a)madı.

Öyle bir imkanım olsaydı şu an daha farklı anlatabilirdim kendisini..

Şu an söyleyebildiğim tek şey:

Kendisine çok şey borçluyuz. Onun verdiği her mücadele bize kapı araladı. Onun ve onlar gibi nice güzel insanın araladığı özgürlük kapısından yürüyoruz.

Çetin Altan'ı okuyunuz, tanıyınız, yaşatınız..

Çünkü, aramızdan ayrılırken dahi her birimize bir mesaj bıraktı:

''Hayallerinizden, ümitlerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin. Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı gelecek kuşaklara devretseniz de, kozmosla son hesaplaşmanızda, ‘daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik’ diyebilirsiniz. Bu da az şey değildir. Buruk da olsa, yorgun gözlerinizde bir tebessüm yaratır. O tebessümlerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi. Enseyi karartmayın.”

Bıraktığın mirasla, mücadeleyle, saygıyla ve sevgiyle..