Her şey Berkin adında bir erkek çocuğunun ekmek almak için evden çıkmasıyla başlar…

Berkin’in evinin olduğu sokakta Gezi Eylemleri’nden dolayı polis ve eylemciler çatışmaktadır…

Berkin sokağı döner, polisin attığı gaz bombasının kapsülü Berkin’in başına isabet eder…

Berkin hastaneye kaldırılır…

Gazeteciler küçük çocuğun acı hikayesini yazar, eylemciler bu kez Berkin için sokağa çıkar…

Berkin’in ailesinin yaşadığı sokakta eylemler durulur ama Berkin komadan çıkamaz…

Berkin ölür…

Demokratik kitle örgütleri sokağa dökülür…

Bir gazeteci, Berkin hastanedeyken fişinin çekildiğini yazar…

Gaz bombalarının pusu içinde, ‘Kürtaj’ ve ‘Dershane Yasası’ onaylanır, Gezi Eylemleri’nin nedeni olan Topçu Kışlası’nın durdurma kararı iptal edilir…

Aynı gün artık sayıları azalmış birkaç tane(cik) kuruluş İstiklal Marşı’nın kabulünün 93. yılını kutlar…

Yine aynı gün, 7 yıl önce garip bir davadan dolayı içeri alınmış olan üst düzey bir asker özgürlüğüne kavuşur…  O askerin, içeriye alınmalarının sebebinin önemli olmadığına, bugün dışarı çıkarılmalarının önemli olduğuna dair açıklaması manidardır ama gaz bombalarının pusu açıklamanın görünmesini engeller…

Sokakta çatışmalar devam eder…

Pek çok kişi eylemlere katıldığı için gözaltına, birkaçı da içeri alınır…

İçeri alınanlar el yordamıyla sabıkalanır…

Sabıkalananların ileride herhangi bir makamda söz sahibi olma hakkı ellerinden alınır…

Karar mekanizmalarında sabıkalayanlar olduğu için düzen hiç değişmeden devam eder…

Yasaları belli bir kesim onaylar…

Belli bir kesim hep zengin olur…

Belli bir kesim de, kitle iletişim araçlarıyla oyalanarak, kredilerle zincire vurularak, ücretli köleler haline getirilir…

Birkaç ‘uyanmış’ bu oyunu bir yerlerde yazar ama kitle iletişiminin görsel şovlarıyla oyalanmaktan vakit bulamayan halk, ezelden beridir de okuma alışkanlığına sahip olmadığı için olayın pek de farkına varamaz…

Zaten uyanmışlar da bir süre sonra mahpushanede uyanmaya başlar…

Sonra Berkin’in ailesinden; çok değil, 1 kuşak sonra kendi adının verildiği başka küçük bir erkek çocuğu, ekmek almak için evinden çıkar…

Sokakta çatışma var mıdır bilinmez ama, ki muhtemelen yoktur; çünkü herkes susmuştur, bir üniversitede, adını aldığı Berkin’in yıllar önce ölümüne neden olan gaz bombasının atıldığı Gezi Eylemleri’nin yapıldığı sırada, gelişmiş bir ülkede deneyi yapılan, nesnelerin düşünce gücüyle hareket ettirilmesine dair çalışmanın benzeri henüz gerçekleştirilebilir…

Berkin, sokağın köşesini döndüğünde, kocaman bilboarddan bu çalışmayı izler…

Onunla birlikte görüntüleri izleyen büyük bir amcadan şu sözleri duyar: “Vay be, ülkede ne gelişmeler oluyor…”

Berkin, ‘ülkenin geliştiğini’ duyunca mutlu olması gerektiğini düşünür ve 8 kardeşine parası ancak yettiği için 4 ekmek almaya fırının yoluna koyulur…