CHP bugün 34. kurultayını yapıyor. Teması ‘Demokrasi ve Değişim’. Kılıçdaroğlu hakkında ilginç bir ironiyi daha göreceğiz. Güçlü ve karizmatik olmadığı eleştirilerini sakin bir “Görürsünüz” tebessümüyle geçiştiren Kılıçdaroğlu, partide devrim sayılabilecek bir dönüşümü yönetiyor. Gayet ustalıkla.
Aslında AK Parti’nin başlattığı ve sonra soluğunun kesildiği demokrasi bayrak yarışında bayrağa CHP uzanıyor. Nasıl mı? Anlatayım. 

Yeni Türkiye siyaseti
Türkiye’de önemli bir değişim yaşandı. Siyasi çayırlığımıza oturup çimenleri ezen bir büyük fil ayaklandı, gidiyor. 1980’e kadar ordu on yılda bir darbe yapardı. 1980’den sonra bu on günde bir ince ayara dönüştü. CHP bu süreçte yer yer sessiz kaldı, yer yer militarizme göz kırptı. Son iki-üç yıldır ordu kalktı, kışlasına doğru homurdanarak ağır adımlarla yürüyor. Artık vesayet siyaseti en azından ordu söz konusu olduğunda etkisini yitirdi.
Yani Cumhuriyet tarihinde ilk kez siyaseten biz bize kaldık. AK Parti bu yeni Türkiye siyasetinin kurucu unsurlarından bir olduğu halde, idareci unsurlarından biri olamıyor. Kürt sorununda başarısız oldu. Demokratikleşme programını rafa kaldırdı. AB sürecini bitirmek için elinden geleni yapıyor. Parti içi demokrasi yerine eski CHP’nin tek adamcı siyasetini hortlatıyor. CHP’nin başına gelene doğru hızlı adımlarla ilerliyor. Eski Türkiye ile yeni Türkiye siyaseti arasından sağ ayağı sol ayağına takılıyor. Has Parti’yi dağıtıp Numan Kurtulmuş’la bir yenilik aşısı yapıyor. Ama gövdesi bunu kaldıracak mı bilinmiyor.
Ana muhalefet ise geçmişten derslerini aldı. Eski CHP eskiden, yaptıklarını ve gelecekte yaptırmayacaklarını anlatan bir partiydi. Negatif siyaset uzmanıydı. Parti bayrağını kırmızı çizgiler çizmek için lime lime etti. Ulusalcılıkla milli güvenlik üzerinden milliyetçi harekete yamandı. Yok oldu. Asli siyasete müdahil olamadığı için sembol siyasetine savruldu. Yani bayrak dedi, atam dedi, sen kalk, dedi, ben yatam... Yattı da.
Şimdi AK Parti aynı duruma hızla yaklaşıyor. Uludere’de sıkışıyor “Kürtaj” diyor. Belediyede sıkışıyor, “Çamlıca’ya cami” diyor. TOKİ’de sıkışıyor, “Eyüp’te bira içtirmem” diyor. “Demokratik açılıma devam” diyor, faşist seri katilleri serbest bırakıyor, Diyarbakır’da vekil dövdürüyor. Yani asli siyasette sıkışıyor, soluğu sembollerde, sertlikte alıyor. 

34. kongre
Bugün Ankara’da yeni CHP kadrolarını yeniliyor. Aslında sonuç belli. Taban yeni delegeler seçti. Bu delegeler gençleri, kadınları, yeni kadroları il yönetimlerine getirdi. Bugün bir yıldır süren süreç olağan kongreyle partiyi önümüzdeki yerel ve genel seçime götürecek kadroyu seçecek.
Kongrenin sayısı 34. Yeni CHP ilk büyük imtihanını bu plakalı şehirde verecek. Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul’u almaya söz verdi. Yeni CHP iktidara İstanbul Büyükşehir’i alarak yürümeyi hedefliyor. Bugün çarşaf listeyle oylanacak yeni kadroların atlaması gereken ilk engel yerel seçimler.
CHP’nin ideolojik yenilenmesi de bugün başlıyor. Program tartışmaları zaten uzun zamandır başlamış durumda. Kongre sonrası kısa, basit, kültürel olarak Atatürkçü, ideolojik olarak sosyal demokrat bir CHP programı yazımı başlayacak.
AK Parti eski Türkiye’ye özenirken yeni CHP yeni Türkiye için dönüşümünü başarabilecek mi? Hep beraber göreceğiz. “Devlet değişir, bunlar değişmez” diyenler bakalım haklı mı çıkacak!