Dün 5 yaşında bir çocuk ilkokul 1’e başladı. AK Parti hükümeti geçen şubatta tüm muhafazakâr ilkeleri altüst ederek alelacele ve paldır küldür bir eğitim devrimi yapmaya karar verdi. O zaman tasarının adı 1+4+4+4’tü. Çocuk daha 53 aylıktı.

54 aylıkken
Çocuk 52 aylıkken kanun taslağı 4+4+4 diye anılmaya başladı. Çocuk 54 aylıkken komisyonda CHP’liler itildi kakıldı, grup başkanvekillerinin konuşması komisyonu basan AK Partililer tarafından engellendi.

AK Partili vekiller dahi şaşırdı. Milli Eğitim Bakanı ayrı, genel başkan yardımcıları ayrı şeyler söyledi. Sivil toplumdan gelen eleştirileri Başbakan kişisel algıladı. AK Parti Grup Başkanvekili Canikli, “Ringe çıkan yumruğu yer” dedi ve eğitim reformu tartışması başlayamadı, Türkiye toplumunun kafasına indi.

60 aylıkken
Çocuk geçen gün 60 aylık oldu. Tuvalete annesinin yardımıyla gidiyor, ayıptır söylemesi, tam da denk getiremiyor. Anne kaygılı. Nasıl yapacak bilmiyor. Hele de aynı binada 168 aylık çocuklarla okuyacak olmasına inanamıyor.

Öğretmenin eğitimi yok. Kadrosu dün çıktı. Okulöncesi eğitim bölümlerinden formasyon almayan, daha geçen sene 144 aylıkları okutan öğretmen sınıfa giriyor. Çocuk sırada oturmayı biliyor ama 50 dakika aynı yerde durmayı bilmiyor. Çocuk kaç saat, öğretmen kaç gün dayanacak? Sınıflar ilkokula göre düzenlenmiş, bebeler daha anaokulu talebesi.

Durmuyorlar. Hocaların sinirleri de elbette...

96 aylıkken
İlkokul bitiyor, ortaokul başlıyor. Çocuk imam hatip ortaokulunda değilse de sorun yok. Seçmeliler üzerinden beş günün bir tam günü din dersine ayrılabilir. Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler isimli üç dersten 6 saatlik bir din eğitimi, üzerine de 2 saatlik zorunlu din dersiyle sekiz saatlik bir mini imam hatip deneyimi yaşayabilir 96 aylık çocuk.

Bu üç din dersinin yanında 11 tane daha seçmeli var. 1 tane matematik, 3 tane din şeklinde özetlenebilecek bir dengesizlik olsa da en azından seçmek mümkün. Ancak reformu yapan partiye yakın ‘bir’ sendikanın muazzam artan sayıda üyeleri yönetici de olduğundan onların insafına kalmış. Hangi ders daha çok tercih ediliyorsa o açılacak. Anlamışsınızdır.

Bu arada biz laik bir ülkeyiz. Devletin dini yok. Öyle de kalacak. Peki ‘peygamberimiz’ ne demek? Dini olmayan devletimizin peygamberi mi var? Musa mı? İsa mı? Muhammet mi? Hadi var diyelim, devletin ve milli eğitimin dini var diyelim, üçü de İslam’a göre peygamber değil mi? Hepsinin hayatı bir derste anlatılmamalı mı? Kuran, Eski Ahit ve Yeni Ahit için de aynı şey geçerli değil mi? Ya ateizm? Ya İslam’ın ve bu üç dinin içindeki mezhepler?

Herkes için ve laiklik ilkesine göre düzenlenmesi gereken milli eğitimin bu hali anayasaya aykırı değil mi?

216 aylıkken
Dün okula başlayan çocuk 2025’te 18 yaşına basacak ve lise 4’ü bitirecek. O 21. yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken biz hâlâ, her şey böyle giderse, 1990’larda takılı kalıp, terörü bitirmeye antlar içip, PKK sorununun o sene kesinlikle hallolacağına yeminler ederek ve on binler daha kaybedip yaşadıklarından hiçbir şey öğrenmeyen büyükler olarak yeni eğitim sistemimizin ilk mezununu askere göndereceğiz.
Daha dün tuvaleti beceremeyen o sevimli bücürü...