Tony Blair...  Britanya’nın eski başbakanı, İşçi Partisi’nin lideri...
İstanbul’daydı, Bilgi Üniversitesi’nde küreselleşme üzerine bir konferans verdi.
Ben daha çok Blair’in IRA ve PKK bağlamında ‘şiddet ve barış’la ilgili görüşlerine kulak verdim.
Çünkü Tony Blair, 1990’ların sonuna doğru büyük bir seçim zaferi sonrasında, “Tarihin elini omzunda hissettiği”ni söyleyerek, Kuzey İrlanda ve IRA sorununun şiddetle bağını koparan ve barış yolunu açan bir lider, bunun ötesinde bir devlet adamı.
Barış görüşmelerine oturmadan önce parmakların tetikten çekildiğini, şiddetin durduğunu belirtiyor.
Şu sözler Blair’in:
“Biz IRA şiddete son vermeyi kabul edince müzakereye başladık. Çünkü eğer insanlar hâlâ teröre devam ediyorsa, bu iş çok güçtür. Evet, IRA ile önceden altyapıyı hazırlayan bazı görüşmeler olmuştu. Ancak gerçek anlamda müzakereler şiddete son verdikleri zaman başladı.”
Blair devam ediyor:
“Biz müzakereye başlamak için IRA’ya ‘Teslim olun’ demedik. Hatta silah bırakmalarını dahi söylemedik.”
Ve ekliyor Blair:
“Ama IRA’ya şunu net olarak söyledik: ‘Görüşmeler devam ederken arka planda tehdidin devam etmeyeceği konusunda çok açık olmalısınız. Eğer söylediklerinizi kabul etmezsek ya da yapmazsak gidip insanları öldürmeye başlamayacağınızdan emin olmamız lazım. Şu andan itibaren barışçıl yöntemler konusunda ortak kabul olmalı.’ Aslında yaptığımız karşı tarafın barış sürecine tam angaje olabilmesi için müzakerelere bir dizi kriter getirmekti. Bu kriterlerin en önemlisi de elbette şiddete son vermeleriydi.” (Cansu Çamlıbel’in Tony Blair’le mülakatı, Hürriyet, 13 Ekim 2011)
Blair’in sözleri çok açık:
Barış sürecinin açılabilmesi için önce parmaklar tetikten çekilecek, silahlar susacak, öyle masaya oturulacak.
Tony Blair, barış sürecine ilişkin görüşlerini geçen yıl yayımlanan Bir Yolculuk isimli siyasal otobiyografisinde de yazmıştı (*).
Blair kitabında, barış sürecine dair üç kritik konuya işaret eder:
(1) Çözüm bir ‘süreç’tir.
(2) Geçmişe sünger çekilecektir.
(3) Masaya ‘düşman’la oturulacaktır.
Süreçle ilgili şu sözleri ilginçtir Blair’in:
“Sorunun tek bir olayla değil, bir süreç içinde çözüleceğini baştan bilin. Bu bir süreçtir, bir yolculuktur, tek bir olay değildir.”
Şöyle devam eder Blair:
“Ayrıca, iki tarafın da geçmişe sünger çekmesi kolay olmuyor. Gerry Adams ve Martin McGuinness’le (IRA’nın siyasal kolu Sin Fein’in liderleri) ilk kez görüştüğüm gün, sorun onların kendilerini sadece tedirgin ve güvensiz hissetmeleri değildi. ‘Düşmanları’yla aynı masaya oturmuşlardı.Kaç toplantı yaptık, ama Martin müzakereye yanaşmadı. Her seferinde nasıl öfkeli olduklarını, acılarını anlatıp durdu. Beni bir ortak ve hatta arkadaş olarak görmesi çok uzun zaman aldı.”
Şunun altını çizmek gerekiyor:
Kuzey İrlanda sorunuyla Kürt sorunu arasında, IRA ile PKK arasında hem farklılıklar, hem benzerlikler var.
İrlanda sorunu çözüm rayına otururken öne çıkan sorulardan bazıları şunlardı:
Eşitlik nasıl sağlanacaktı?
‘Ayrılıkçılık’ın üstesinden nasıl gelinecekti?
Katolikler ile Protestanlar’ın eşit muamele talepleri siyasal planda nasıl karşılanacaktı?
İrlanda dili, mahkemelerde veya kolluk kuvvetlerinde nasıl kullanılacaktı?
Sorunun en can alıcı düğümlerinden biri de ‘silah bırakma’yla ilgiliydi.
Bu konuda Blair şöyle der:
“İrlanda sorunu çok boyutlu bir meseleydi. Her boyutu için ayrı ayrı çalışma organları kurup oluşturulan metinler üzerinde ayrıntılarına kadar çalışıyorduk. En zoru silah bırakma süreciydi. IRA silahlarını imha etse bile, yenilerini her an temin edebilirdi. Bu nedenle barış silahları değil, mevcut kafa yapısını yok etmekle mümkündü. Kaldı ki, tüm silahların gerçekten imha edildiğinden nasıl emin olacaktık? Üstelik IRA son dakikaya kadar silah bırakmaya gönülsüzdü.”
Ve 1998’de anlaşma imzalanır.
Silahlar susar.
Yani parmaklar tetikten çekilir!
Bu arada barış sürecini çökertmeye yönelik irili ufaklı provokasyonlar devam eder.
Nihai barış ise 9 yıl sonra gelir.
IRA 2007’de silahı toprağa gömer.
Blair kitabında der ki:
“Bir çözüm olduğuna inanmak zorundasın. Unutmayın, deneyip başarısız olmaktansa, hiç denemeden başarısız olmak daha iyidir.”
Blair’in söylediklerine ne eklenebilir ki?
Bizde de Kürt sorununda barış yolu açılacaksa, PKK dağdan inecekse, önce parmaklar tetikten çekilecek, silahlar susacak, PKK şiddete son verecek ve barış yolculuğu ancak böyle başlayacak.
___________________
* Tony Blair, A Journey, My Political Life, Alfred A. Knopf, New York 2010.