Meral ve Gülşah pankart asıyorlar.
 

Bir öğretmen, bir öğrenci, Meral’la Gülşah. İzmit’te bir binanın tepesinden aşağı pankart asıyorlar:
“Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz!”
Arkasından slogan atıyorlar:
“Baskılar bizi yıldıramaz!”
“Yaşasın Dev-Genç!”
Meral’le Gülşah gözaltına alınıp tutuklanıyorlar.
Tarih, 5 Aralık 2011.
Aradan beş ay geçiyor.
İlk kez hakim karşına çıkıyorlar.
“Örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek”ten, “örgüt propagandası yapmak”tan dolayı hapis cezası isteniyor haklarında.
Meral’le Gülşah, füze kalkanına karşı olduklarını, bunu protesto ederek demokratik haklarını kullandıklarını belirterek savunma yapıyorlar.
Mahkeme ise tutukluluk hallerinin devamına ve bundan sonraki duruşmanın da 30 Temmuz 2012 tarihinde yapılmasına karar veriyor.
Tutuklanma, 2 Aralık 2012.
İlk duruşma, bu ayın ortası.
İkinci duruşma, Temmuz sonu.
Yedi ayda sadece iki duruşma...
Ve en az dokuz ay hapis...
Bütün suçları, üstünde “Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz” yazılı bir pankart ve bir slogan!
Adalet bunun neresinde?
Nitekim bu adaletsizlik, Milliyet’in haber başlığına da yansımış:
“Afiş astılar mahkum gibi oldular!”(*)
Tabii biliyorum, bu ülkede bu hoyratlığın o kadar çok örneği var ki. Geçmişte de öyleydi.
Genç insanların düzene karşı, statükoya karşı, adaletsizliğe karşı yaptıkları protesto eylemleri, isyanları olağanüstü anlayışsızlıkla karşılanmıştı geçmişte de.
Devlet, genç insanların başkaldırısına tahammülsüz ve hoşgörüden tümüyle yoksun bir kıyıcılıkla karşılık vermişti.
1960’ları hatırlıyorum.
Demokratik üniversite diye yola çıkan gençlerin sonradan yavaş yavaş silah ve şiddete doğru kaymalarında devletin ve siyasal iktidarların hoyratlığı büyük rol oynamıştı.
Bu hoyratlık maalesef bitmedi.
Eskisi kadar olmasa da sürüyor.
Yanlış anlaşılmak istemem. Ayrıca yanlış anlaşılacağımı sanmıyorum.
Bu satırların amacı, silah ve şiddete bahane üretmek ya da kulp takmak değil elbette.
Burada bir adaletsizliğe vurgu yapıyorum, haksızlığa hayır diyorum.
‘Füze kalkanı’na karşı çıktığı için... Demokratik lise istediği için... Bağımsız Türkiye diye slogan attığı için...
Bunun için pankart asıp slogan atan genç insanları, sadece iki duruşmayla dokuz ay demirparmaklık arkasında tutmanın adaletle, hakkaniyetle bağdaşır bir yanı yoktur.
Böylesine otoriterlik, böylesine hoyratlık, genç insanları çok daha fazla tepkiselleştirir, çok daha radikal yollara sapmalarına zemin hazırlar.
Neden anlayış gösteremiyoruz?
Nedir bu öfkemiz?
Yargı düzeninde demokrasi kültürüyle uyumlu bir ‘zihniyet değişikliği’nin gerçekleşmesini daha ne kadar bekleyeceğiz?
Biliyorum, “Afiş astılar, mahkum gibi oldular!” başlığının yansıttığı o kadar çok adaletsizlik örneği var ki bu ükede.
Ben sadece bir örneği belki cımbızla alıp sahnenin önüne getirmek istedim.
Belki bir işe yarar diye...
Belki kendi gençlik dönemimi hatırladığım için yazdım bu yazıyı...
 ———————
* 25 Nisan 2012 tarihli Milliyet’te Burcu Karakaş’ın haberi.