Yazıdaki fotoğraflarda ne görüyorsunuz? İnce bacaklı, sivri gagalı, rengârenk kanatlı iki arıkuşu değil mi?
Göç molasında, bir ağaç dalında konaklamışlar.
Erkek arıkuşu, oracıktan geçen bir kelebeği yakalayıp dişisine sunmuş.
O da bu zarif ikramı alıp afiyetle midesine indirmiş.
* * *
Bazılarımız ise aynı fotoğrafa bakıp gagada esir düşmüş bir kelebek gördü.
Yalancı bahara kanıp dolaşmaya çıkmıştı. Saatlerle sınırlı ömrünün ilk uçuşuydu bu... Birden gövdesinde korkunç bir acı hissetti. Yakalandığı gaganın mengenesinde çırpındıkça arttı acısı... Can çekişirken, bir başka gaganın kıskacına devredildi.
Son nefesini, hediye edildiği kuşun boğazında verdi.
* * *



Kelebeğin açısından bakınca, o romantik fotoğraf nasıl da işkence filmine dönüşüyor değil mi?
Öyledir.
Avcıların zafer kitabı, avların keder tarihidir.
Hayata hangisinin penceresinden bakarsanız, olayları onun bakış açısından görürsünüz.
Matadoru alkışlayan, boğanın acısını düşünmez.
Akvaryumu, kafesi seven, balığın, kuşun esaretini tınmaz.
O yüzden de, arenadaki boğanın, akvaryumdaki balığın, kafesteki kuşun, gagadaki kelebeğin hakkını savunmak, avların yanında saf tutanlara düşer.
* * *
Sıkıntılı bir gözlüktür bu...
Mutsuz edebilir sizi...
Çünkü her çantada derisi yüzülmüş bir yılan görürsünüz; her kürkte, katledilmiş bir samur...
Çoğunluk halıya bakar; siz onu dokuyan çocuk elini düşünürsünüz.
Çoğunluk kot giyer, sizin aklınız onu taşlayan işçide...
Anlatılan şanlı tarihe kulak asmaz, efsanenin gölgesinde kalanları merak edersiniz.
Övülenden çok dövülenle ilgilenirsiniz.
Zafer de, servet de başınızı döndürmez; “Ne pahasına” diye sorarsınız.
Bedeli öğrendikçe çoğu şölen talan gibi gözükür gözünüze; çoğu nutuk yalan gibi...
* * *

 


Çoğunluğun görkemli bir meydan gördüğü yerde siz katledilmiş bir orman görürsünüz.
Çoğunluğun kârlı bir termik santral gördüğü yerde, kurutulmuş bir ırmak...
Alkışlara değil, alkışların bastırdığı çığlıkların sesine kulak verirsiniz.
Sultanla değil, onun sultanlığının neye mal olduğuyla ilgilenirsiniz.
İktidardan paye kapmak için dökülen iltifatlar değil, iktidara meydan okuduğu için toplatılan kitaplar çeker dikkatinizi..
Hayır, mutsuz olmazsınız bundan dolayı...
Vicdan yastığında rahat uyur, mazlumların kocaman ailesinde huzurlu büyürsünüz.
Böyle büyüdüğünüzde de yukarıdaki fotoğrafa bakınca cilveleşen iki kuş değil, acı çeken bir kelebek görürsünüz.