Yeter Gültekin’le birlikte Rahmi Saltuk’u ziyarete gittik geçenlerde...
Bodrum’daki yazlık evine...
Sivas’ta katledilen ozan Hasret Gültekin ile eşi Yeter Gültekin’in 19 yaşındaki oğulları Roni de bizimleydi.
Hasret Gültekin, Madımak Oteli’nde öldürüldüğünde 22 yaşındaydı.
Roni, babası boğulduktan 72 gün sonra doğdu.
Babasına yapılanı bilmeden büyüdü.
Sonra katliamı öğrendi, öğrendikçe herkese merakla babasını sormaya, her anlatılan anıdan kafasında bir baba oluşturmaya başladı.
O gün de Rahmi Saltuk’a, tanıdığı Hasret Gültekin’i sordu ısrarla...
Roni’ye babasını anlatan Saltuk, aslında kendi oğlunun acısını yaşıyordu bir süredir...
O da geçen Kasım’da 21 yaşındaki oğlunu yitirmişti, bir sabah alacasında...
Baran, eve 4 gibi gelmişti o gece... TKP’liydi. Bir konserden dönmüştü. Babasına “İyi geceler” dilemiş, odasına çekilmişti. 2 saat sonra kapıyı çalan polisler, Rahmi Saltuk’a binanın önünde yatan bir genci haber verdi.
Uçarak aşağı indiler.
Baran’dı.
Rahmi Saltuk ve eşi Asuman oracığa yıkıldı.
* * *
Bodrum’daki evin girişinde, Baran’ın bir fotoğrafı karşıladı bizi... Rahmi ve Asuman Saltuk, evin bir köşesini ona ayırmışlardı. Her daim genç kalarak, sonuna kadar onlara gülümseyecekti.
Onlardan Baran’ı dinledik sonra...
Arada gözlerine dolan yaşlarla...
Soframızda, 22 yaşındaki babasını yitirmiş bir oğulla, 21 yaşındaki oğlunu yitirmiş bir baba vardı.
Biri, doyamadan kaybettiği   oğlunu anlattı, diğeri,  göremeden yitirdiği   babasını sordu sohbet boyunca...
* * *
Türkiye burası...
Genç ölüler mezarlığı...
İnsan, bu dertler onmaz, bunca acıyla yaşanmaz sanıyor.
Ama onuyor; yaşıyoruz.
Rahmi Saltuk’un unutulmaz albümüne isim yaptığı bir Hasan Hüseyin şiiri yol gösteriyor bize:
“Kanadık toprak olduk/ çekildik bayrak olduk/ döküldük yaprak olduk/ geldik bugüne...
“Ekmeği bol eyledik/ Acıyı bal eyledik/ sıratı yol eyledik/ geldik bugüne...”
Onlar da geldi bugüne...
Roni, babası kadar iyi bağlama çalamayacağını ve her çalmaya kalkıştığında onunla kıyaslanacağını bildiği için kalıtsal müzik yeteneğini piyanoya yönlendirmiş.
Yakılmış bir bayrağı yerden kaldırırmış gibi çalıyor.
Rahmi Saltuk’a gelince...
Sessizliğe büründü oğlunun ölümünden sonra...
Ya hepten içe kapanacak ya “acısını bal eyleyip” Baran’a türküler yakacaktı. Eşinin desteği, dostlarının talebiyle yastan çıktı. 40 yıldır bize direnç aşılayan gür sesi, bu kez kendisini ayağa kaldırdı.
Yeniden bağlamasını aldı eline... 1968’de İstanbul Üniversitesi işgalinde, rektörün masası üzerine bağdaş kurup Deniz Gezmiş’in talebiyle defalarca söylediği ağıtı, önceki gece Bodrum’un gözbebeği Dibeklihan’da Baran için çalıp söyledi.
“Hayali gönlümde yadigâr kalan/ bir yanım deryada çalkanır şimdi...”
Onu ayakta alkışlarken, acımasızca katledilen babalar, gencecik solmuş fidanlar anısına, hep bir ağızdan söyledik:
“Gelir günler gelir, yaram sarılır/ böyle gitmez bir gün hesap sorulur.
“Bir yanım Acem’den, Çin’den görünür/ bir yanım deryada çalkanır şimdi...”