Kim demiş ki yürek konuşmaz diye. Oysa ben her gün sızısını çekiyorum. Bir cümle kuruyor bazen içimi yakıyor. El diyor ne bilsin senin halini sevdiğin bilmedikten sonra. Kim demiş ki yürek konuşmaz diye. Oysa ben her gün acısını çekiyorum. Bir cümle kuruyor bazen beni benden ediyor. Birini seversin diyor sever, çeker, gider diyor.

Ah yüreğim. Kanatsız kelebeğim. Nasılda kanatırsın yaramı gecenin bir yarısı. Gecenin bir yarısı nasılda bölersin uykumu. En iyi sen bilirsin o’na olan sevgimi. O’na olan tutkumu en iyi sen bilirsin. Hani sabah kalkıp da sol yanıma “Günaydın” derdim ya hani, hani aynaya her baktığımda yüzünü görüp de saçlarını tarardım ya hani, hani çıkarken evimden eşiğim belleyip de eşiğe yüzümü sürerdim ya hani, işte en iyi sen bilirsin yüreğim. En iyi sen bilirsin kanatsız kelebeğim.

Ah yüreğim. Kanatsız kelebeğim. Nasılda ince bir sızısın sol yanımda. Nasılda şaha kalkan küheylan gibi tekmelersin kalbimi. Şimdi ben sussam sen konuşsan. Yazamadıklarımı yazıp diyemediklerimi desen. O’na olan özlemimi dile getirsen. Yaralı bir keklik misali duldana sığındım desen. Koyma desen, koyma beni ellere. Uçamam desen, kırılır kanadım iyileşemem desen. Göğsüne sarsan beni, sıcaklığın tenime merhem olsun desen.

Ah yüreğim. Kanatsız kelebeğim. Nasılda alev alev yakarsın bedenimi. Nasılda bir tek sen bilirsin o’na olan özlemimi. Dişe dokunur bir aşk beklerken yüreğe dokunur ayrılıklar yaşar insan çoğu zaman. Ve hüzün çöker birden. Birden hasret düşer geceye. Bir el uzanır karanlıktan. Alnıma alnıma ayrılıklar çizer. Ayrılık bir özlemdir aslında. Çekip gidenin yürek sızlatan özlemidir çoğu zaman. Ve birde yarım kalmış bir sevdanın bir kelebek hüznünde uçup omzuna konmasıdır bazen.

Ah yüreğim. Kanatsız kelebeğim. Ne çok yalnızdım en iyi sen bilirsin. Bedenim düşler ülkesinde esirdi. Sahipsiz bir alıç ağacıydım ayrılıklar sofrasında. Gözelerden su damlardı bedenime. Ne çok yalnızdım en iyi sen bilirsin. Evde, yolda, rüyada. Başına buyruk bir âşıktım. Taşa değerdi ayağım yaram sensiz kanardı. Gözlerim o’nu arardı zulada. Bulutlar beni sevdalı diye saklardı. Ayrılıklar dehlizinin yaralı kekliğiydim. Her ayrılıkta kanadım kırılır yere süzülürdüm. Aşka sığınırdım çaresizce, aşktan yana yer tutar aşktan ölürdüm

Ah yüreğim. Kanatsız kelebeğim. En iyi sen bilirsin o’na olan özlemimi. Sabah o yok diye uykusuz gecelerim vardı benim en iyi sen bilirsin. Ah yüreğim. Kanatsız kelebeğim. Biri bir şey demeli insana ama hapşırınca “Çok yaşa” der gibi değil! Denilen şey özel olmalı. Biri bir şey yapmalı insana ama hastalanınca “Geçmiş olsun” der gibi değil! Bir yaraya merhem olmalı yapılan şey! Ama en iyi sen bilirsin onsuz geçen günlerimi. En iyi sen bilirsin onsuz boş kalan ellerimi.

Ah yüreğim kanatsız kelebeğim. Elimi tutsun da bir tek ya birlikte gülelim ya da kıymeti yok o gülsün ben elimi koynuma koyup gideyim…