Yemin, edildiği ülkeye ve o ülkenin koşullarına göre değişir aslında! Bu değişikliğe sebep olan şeyler o ülkenin maddi manevi, kültürel ve dinsel konumudur! Örneğin bir Müslüman için “Allah belamı versin” demek büyük bir yemindir! Zira Peygamber bir hadisinde, babalar ve putlar adına yemin etmemelerini, yemin edeceklerse Allah adına yemin etmelerini ya da hiç yemin etmemelerini söylemiştir. Oysa yurdum insanı için yemin sıradan bir şeydir! Yemin ederken kimin adına edip etmediğini düşünmez bile! Düşünsenize söylediği bir şeye “İnanmıyorum” dediğinizde size “Ölümü gör” diye yemin eden tipler bile vardır! Oysa hiç kimse çıkıp da “İyide birader neden ölünü göreyim, başka işim yok mu” demez! Ya da demeye tenezzül bile etmez!

Kaldı ki günde üç öğün “Allah belamı versin” diye yemin edipte Allah’ın bir türlü belasını vermediğini gören kişi, bunu alışkanlık haline getirir ve nasılsa “Allah belamı vermiyor” diye düşünerek yemin çeşidini çoğaltır! “Allah canımı alsın, şuradan şuraya gitmek nasip olmasın” gibi klasik ve bilinen yeminleri peş peşe sıralamaya başlar!

Böylesi durumlarda işi bu dünyadan öteki dünyaya havale etmekte mümkündür! Zira genel inanca göre, ettiği yeminlerden dolayı bu dünyada başına iş gelmeyen kişinin hesabı öteki dünyada muhakkak sorulacaktır! Bu guruba giren yeminlerde şöyledir: Günahın benden sorulsun! Günahın boynuma olsun!

Kaldı ki öldüğünde kendini “cennetlik” görüp da sırf yeminine sadık kalamayacağı korkusundan dolayı cenneti feda edenler bile vardır! Buda şu yeminle özetlene bilir ancak: Cennet yüzü görmeyeyim!

Tamam ama sen doğarken sana “Cennet yüzü göreceksin” diye birileri teminat mı verdi! Birde yemin ederken adres gösterenler vardır! Sanki seçme şansı varmış gibi nasıl öleceği üzerine yemin edenler bile vardır: “Yağlı kurşunlara geleyim” bunlardan biridir!

Aslına bakılırsa yurdum toprakları yemin açısından bol ve bereketli topraklardır! Günlük hayatta verdiği sözü yerine getiremeyenler olmadık yemin çeşidi icat etmek zorunda kalmışlardır! Şu yeminin ilginçliğine bakar mısınız: Yanan sigaraya kör bakayım ki!

Adamda ki yaratıcılığa bakar mısınız? Kör olmayı göze almış birde yanan sigaraya bakmaya çalışıyor! Aslında baştan savma ve günü kurtarma yeminidir bunlar! Öte taraftan yeminler yöresine göre de değişe bilmektedir! Gerek iklim gerekse şive değişikliğinden dolayı her yörenin kendine göre yeminleri vardır:

—Aha şu çay kimi ganım aksın kine! ( Gaziantep )

—Ölmüşlerinin etini yiyesin! ( Sivas )

—Gâvur tohumi olim! ( Erzurum )

Öte taraftan yeminlerde yer ve mekânda önemlidir! Avrupa kıtasında oturup da Arap toprakları üzerine yemin etmek yurdum insanına has bir şey olsa gerek! İstanbul’da, Ankara’da oturup da “Medine dilencisi olayım abi” diye yemin edenlere rastlarız sık sık! Peki ama memlekette dilenci çeşidi mi yokta ille de Medine dilencisi oluyorsun! Medine dilencisi olmak daha mı kolay bir şey!

Öyleyse şimdi nerden mi girdik bu konuya! Malum önümüzde bir Genel seçim var! Meclise yemin ederek göreve başlayan vekiller görevlerini yine yeminle başlayacak olan bir başka vekillere devredecekler! Bazıları da atadan vekil olarak doğdukları için hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam edecekler! Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet işlerine bulaşanlar mı? Onun da cevabını Koca Ragıp Paşa ile mecliste bulunanlar arasında geçen konuşmadan öğrenin! Milleti 10 senede bir dolandırıp ortadan kaybolan Jet Fadıl bile her seçimde aday olduğuna göre varın bu yemin işleri bu ülkede ta ezelden beri nasıl oluyormuş siz karar verin!

Koca Ragıp Paşa adında bir Sadrazam mecliste bulunan ahbaplarına “Ortalıkta bir rüşvettir gidiyor, rüşvet almadığınıza yemin edebilir misiniz” diye bir soru sormuş! Orada bulunanlar yemin billâh edip rüşvet almadıklarını söylemişler! Mecliste Haşmet isminde meşhur biriside bulunmaktadır! Ragıp Paşa bire köşeye çekilip sessizce duran meşhur Haşmet’e sormuş:

—Haşmet, Rumeli’de hayli gezindin, sessizce durup yemin etmediğine bakılırsa bir hayli rüşvet almışa benzersin!

Meşhur Haşmet kendinden emin bir şekilde doğrulup cevaplamış Ragıp Paşayı:

—Sultanım, Müslümanlarda “yalan yere yemin edenler çatlar” diye bir inanç vardır! Şimdi ben efendilere bakıyorum, eğer çatlamazlarsa bende yemin edeceğim!